AĞLADIM… YİNE AĞLADIM…

Her zamanki gibi kulaklığım kulağımda, kalemim kâğıdım bugünkü yazımı belirlemek için hazır…

Gazete manşetlerine bakıyorum, siyasi liderlerin gündemlerini takip ediyorum, köşe yazarlarına bir göz gezdiriyorum…    

Yine de tek kelime yazıp çizemiyorum...

Kâğıt üzeri karalanmış başlıklarla dolu. Olmuyor…

***Aklımın da hislerimin de tamamı BERATCAN da Çektiği acıda o an yaşadığı korku ve çaresizlikte kalmış… Şırnak Şehidi MEHMET GÜNGÖRDÜ’ nün cebinden çıkan mektupta yazılanlarda kalmış…

***PAKİSTAN ’da onlarca çocuğun öldüğü, parçalandığı görüntüleri görüyorum,    

                               Ağlıyorum * Ağlıyorum * Ağlıyorum…

***50 lira haftalığını vermemek için direnen ve bedelini boğazı kesilerek ödeyen SURİYELİ Çocuğun haberi her sayfadan çarpıyor yüzüme…  Bazen onlara kızıp tahammülsüzleştiğim anlar geliyor aklıma daha çok utanıyorum… Türkiye herkese yetecek kadar genişken senin için niye böyle dar diye insanlığımı suçluyorum ve daha çok ağlıyorum…

   ASLA ESKİSİ GİBİ OLAMAYACAK 2 DURUM…

--Resmi makamların verdiği şehit sayısı son 6 ay için 355.Bu rakamları duyunca kırık, dökük aksakta olsa çözüm sürecine dönülmesi konusunda çeşitli camialardan yükselen sesler var. Yeni bir formatla karşımıza tekrar getirilir mi yoksa çözüm süreci olarak kalır mı bilemiyoruz ama döşenmiş mayınları görünce güven konusunda fazlasıyla darbe almış bu sürecin tekrar başlatılması konusunda çok karamsarım.

--Rusya’yla tekrar ilişkilerin normale döneceğinin sinydigererini veren Numan KURTULMUŞ’u duyunca “ya biz ki İsrail’le barışmışız Rusya’ylamı barışmayacağız” diye geçirdim içimden. Lakin güven konusunda pek bi yüz göz olduk. PYD ile muhabbeti de malumken eskisi gibi normale döner mi ilişkiler biraz karamsarım.

             BİNGÖLLÜ HACI GÜRHAN;

Benim güzel ve yalnız ülkemi nede güzel anlatmışsın. 3 kere dinledim yetmedi 5 kere daha dinledim. Artık nasıl bir haz almışsam demek ezberlemişim şiirin yarısını. Kendisi 35 yıldır Ülkenin geçtiği zorlukları adeta dizeleştirmiş. Sayfada yer olsa şiirin hepsini yazmak isterdim ama birkaç satırda olsa okumanızı istiyorum…

         “…Urfa’da Halil-ul Rahman sofrasında aşım,

              Ben Erzincan’da Terzi Baba, Elâzığ’da Gakkoşum,

              Ben Munzur’da alevi, Sivas’ta Kızılbaşım,

                              *

                              *

              Ben yurtta sulh cihanda barışım,

              Ben Kuran-ı Kerim ışığında bir çağdaşım,

              Ben Anadolu erenleri Mevlana, Yunus, Hacı Bektaş’ım,

              Ey sevgili, kendine gel sen bensin ben sizim,

              Çanakkale’de yatan binlerce kefensizim,

              Beni benden ayırmak ne mümkün,

              Aynı bedenim, aynı kemiğim, aynı tırnağım, aynı dişim…”