AFAD Görevini Yapıyor mu?
Elazığ'da 24 Ocak 2020 ve 6 Şubat 2023'te meydana gelen depremlerden bugüne kadar sorunların ve tartışmaların odağında olan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Elazığ İl Müdürlüğü ile ilgili tüm sorun ve eleştirileri İl Müdürü Osman Pıhtılı'ya sorduk.
Elazığ’da daha önceden belki adı dahi bilinmeyen bir kurumdu AFAD. Ancak 24 Ocak gecesinin ardından Elazığ’da vatandaşların adını en sık duyduğu ve dile getirdiği kurum haline geldi. Afet sonrası yardımların dağıtılması, konut başvurusu, kira yardımı gibi kritik konuların tamamı İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir kurum olan AFAD üzerinden yapılıyor çünkü.
Elazığ’da Afetzede vatandaşlar büyük depremler sonrası Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, AFAD ve Elazığ İl Özel idaresi üçgenini çok iyi bilir hatta kendi adları gibi bilirler. Bu üçgende az mekik dokumadılar sonuçta. AFAD ile ilgili bugüne kadarki cevapları en fazla merak edilen, en çok tartışılan ve en fazla mağduriyet oluşturan tüm sorunları başlıklar halinde cevaplaması için AFAD İl Müdürü Osman Pıhtılı’ya ilettik. Zamanında teslim edilmeyen konutlar, yer tespitlerinin yanlış ve geç yapıldığına dair eleştiriler, imtiyazlı kişilere ayrıcalık tanındığına dair iddialar ve daha birçok konuya dair o sorular ve yanıtları.
“18.900 KONUT AĞIR HASAR ALDI”
Elazığ’da Kahramanmaraş depremlerinden sonra kaç konut ağır hasarlı oldu ve şu an kaç konut yapılıyor?
“Elazığ’da Kahramanmaraş depremleri sonrasında 18 bin 900 konut ağır hasar aldı. Hasar tespiti yapıldıktan sonra hak sahipliği süreci var biliyorsunuz ki. Ancak hak sahibi olabilmek için vatandaşın hak sahipliği kanun ve mevzuatına uygun olması gerekiyor. Her konutu hasar alan hak sahibi olamıyor maalesef. Bu süreçte bu 18 bin 900 ağır hasarlı konutun hak sahiplerinin başvuruları alındı. Yaklaşık 87 gün süren bir kanuni süreç sonucunda Elazığ’da ikamet eden hak sahipliği kanun ve mevzuatına uygun olan 12 bin 900 kişinin hak sahipliği başvurusu onaylandı.”
“AFAD İLE DASK BİRBİRİNE KARIŞTIRILMAMALI”
“Öyle vatandaşlar geliyor ki, adamın 10 tane konutu var. Devletin görevi bütün zararı karşılamak değil. Hak sahipliği sürecinde devletin görevi olan şey, vatandaşın yaşayacağı evi ve hasar alan bir iş yerini teslim etmek. Bazı vatandaşlar hak sahipliğini DASK ile karıştırıyor. 10 konutu da yıkılan birine bir konut verilebiliyor. DASK ve Kentsel dönüşümde zararın tamamı devlet desteğiyle karşılanıyor.
Elazığ depreminde hasar alan konutların neredeyse tamamı kentsel dönüşüme tabi olduğu için bütün mülkiyetlerin karşılığı verildi. Kentsel dönüşümle hak sahipliğini lütfen karıştırmayalım. Mevzuatları tamamen farklı olan iki kavramdan bahsediyoruz.”
Depremzede vatandaşların bir kısmı farklı şehirlerde bir kısmı kendi bölgelerinde yüksek kiralar ödeyerek yaşamaya çalışıyor. Evlerine ne zaman kavuşacaklar?
“YERİNDE DÖNÜŞÜM BİR ALTERNATİF”
12 bin 900 tane Elazığ’da hak sahibi vatandaş var. Bunun yaklaşık 6 bin 500-7 bin tanesi Elazığ’ın merkez mahallelerinden. Diğerleri de ilçe merkezleri, belde merkezleri ve köylerden oluşmakta. Bununla ilgili devletimiz 2020 depreminde olduğu gibi hızlıca çözüme odaklandı ve imalatlar yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Aynı zamanda 2023 depreminde bir alternatif daha var, yerinde dönüşüm projesi. Bu projede vatandaş eğer isterse Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yardımıyla konutunu, ahırını veya iş yerini kendi imkanlarıyla yapıp bitirebiliyor. Vatandaşlar başvuruyor, projesini çizdiriyor ve konutunu ya da iş yerini kendi imkanlarıyla ve devlet desteğiyle tamamlayıp beklemeden, zaman kaybetmeden hayatına devam edebiliyor. Bunu yapmak için gereken proje ücretini devlet vatandaşa hibe ediyor. Müteahhitle çalışmak istemeyen vatandaşa geçici müteahhitlik belgesi veriliyor. Devletimiz bütün imkanlarıyla depremzedelerin yanında.”
“3 BİN KONUTUN YAPIMI DEVAM EDİYOR”
Bu 12 bin 900 tane hak sahibinin içerisinde yerinde dönüşüm projesinden faydalanan vatandaşlar da var. Bu sürecin içerisinde Toplu Konut İdaresi de ilimizde konut imalat ve ihalelerine başladı. Elazığ’da şu an yaklaşık 3 bin çok katlı konut imalatları yapılıyor. Hazırlanan ihaleler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılıyor. Köy konutları ve merkez için. Elazığ dahil 11 il için toplu kura çekimi yapılacak. Elazığ’dan 2 bin 255 tane konutun kurasını bu ay içerisinde çekeceğiz. Teslime hazır daireleri hak sahiplerine kavuşturacağız. Ayrıca mart ayına doğru yeni bir kura çekimi daha yapılacak. Elazığlı vatandaşlara bir ay arayla iki müjde vereceğiz.
Abdullahpaşa mahallesinde size büyük bir ilgili olduğunu gördük. Vatandaşlar sorularını sorabilmek adına adeta birbirleriyle yarıştılar. Size en çok sorulan sorular ve yanıtlarını alabilir miyiz?
“KİRACILAR HAK SAHİBİ OLAMIYOR”
“Konutlarımız ne zaman teslim edilecek, nerede verilecek gibi sorular çok soruluyor. Vatandaşların bir kısmı hak sahipliği yok kiracıyım ve konut alabilir miyim diye soruyor. Kimisi konutların yapılacağı yerleri soruyor. Ama en çok sorulan soru kiracıların hak sahibi olup olamayacağı. O konu AFAD’ın çalışma alanında değil. AFAD sadece gerçekleşen afet sonrasında hasarlı olduğu anlaşılan konutun mülkiyetini hak sahibine konut olarak verebiliyor. Kiracılar hak sahibi olamıyor. Onlar devletimizin farklı bir kurumu olan TOKİ tarafından yürütülüyor. Toplu Konut İdaresi, mülkiyeti olmayan vatandaşlar için çalışmalar yapıyor. Depremden önce de olan 600 tane sosyal konut vardı. Zaman zaman projeler kapsamında duyuruya çıkartıp başvurular arasından kura çekimi yapıp vatandaşa teslim ediliyordu.“
Yer Tespiti Konusunda Geç Kalındı mı?
“Kesinlikle geç kalınmış değil. Yaklaşık 3 bin tane konutu teslim edeceğiz. Afet süreci şöyle bir süreç; afetin olduğu ilk andan itibaren arama kurtarma çalışmaları devam ederken bir taraftan da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hasar tespitleri yapılıyor. Devletin kimin konut alıp alamayacağını tespit etmesi gerekiyor. Hasar tespiti yapmadan kimin konut alıp kimin almayacağını belirlemek mümkün değil. Bunların incelenme aşamasında devletimizin kaç bin konut yapılacağını da belirlemesi gerekiyor. Bunları yaparken zaten zaman kaybetmemek için hummalı çalışmalar yürütülüyor. Yer tespitinin kırsal kesimde yavaş ilerlediğini söyleyebilirim ancak bu da vatandaşların çelik ev istememesinden kaynaklı.”
“ÇEVRE ŞEHİRCİLİK PERSONELLERİ KÖYDEN KOVULDU”
“‘Geçtiğimiz yıllarda ilk başlarda Çelik ev istemiyoruz vs diye Maden ve bazı köylerinde ihaleyi alan firmaları kovdukları oldu. Bu süreç arazi incelemesiyle tamamlanır ancak vatandaşların buna da izin vermiyor çoğu zaman. Elazığ merkezde yer tespitinin büyük bir kısmı yapıldı ancak kırsal kesimler için aynı şeyi söyleyemem. Bugüne kadar yer tespitini AFAD yapıyordu ancak bundan sonra kırsal kesimler için yer tespitini Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürlüğü yapacak. Çünkü yerinde dönüşüm konusu onların çalışma alanı.”
İddia edildiği gibi milletvekili danışmanları ve bazı imtiyazlı isimlere ayrıcalık tanınarak özel yerlerden özel konutların verildiği doğru mu?
“BAKAN OLSA DA AFETZEDE AFETZEDEDİR”
"Bu şehirde yaşayan her insan afetzede. Hepimiz birer afetzedeyiz. Herhangi bir öncelik ve ayrıcalık söz konusu olamaz. Kanun ve nizam çerçevesinde herkese eşit şekilde davranıyoruz. Mevzuat neyi gerektiriyorsa onlar uygulanıyor. Eğer öyle olsaydı kırsal kesimden yer seçimi yapamadığım için hiç tanımadığım hak sahiplerine şehir merkezinden konut vermezdim. Kırsal kesimde yaşayan, hak sahibi olan vatandaşları oradan alıp yer tespiti yapabildiğimiz başka bir bölgeye yerleştirdiğimiz oldu. Bunların yer seçimi genelge hükümlerine göre yapıldı ve konutlar verildi. Bu şehirde yaşayan adam Milletvekili de olabilir Bakan da olabilir. Sonuç olarak bu şehirde yaşıyorsa afetzededir, hak sahipliği onaylandıysa hak sahibidir. Kanunun verdiği bir hakkı sırf siyasi bağlantısı var diye kesemezsiniz. Benim kendi akrabalarımdan hak sahipliğini iptal ettiğim kişiler bile var."
AFAD’A GÖRE HERKES EŞİTTİR
“TOKİ’nin konut satış ve ihalelerinde önceliklendirme var. TOKİ diyor ki ‘ben konut satacağım ama şehit ve gazi yakınlarına öncelik hakkı veriyorum.’ Bizde böyle bir şey yok. AFAD’da herkes hak sahibi ve herkes eşittir.”
Ağır hasarlı köy evlerinin zamansız yıkımı nedeniyle size ve İl Özel İdaresine çok tepki var. Köylülere evlerini boşaltmak için yeterince süre verildi mi?
“Zamansız yıkılma diye bir şey yok. Özellikle hasar tespiti yapıldıktan hemen sonra ağır hasarlı yapılar yıkılır. Orta hasarlı yapılar da güçlendirilmezse bir sene sonra devlet eliyle yıkılır ve yıkım ücretini mülk sahibi karşılar. Allah muhafaza o hasarlı vatandaşın altında vatandaşın kendi çocuğu bile kalsa ölüme sebebiyet vermekten mülk sahibini alır. Ardından bölge idari amirlerini alır. Mevzuat böyledir, bu nedenle zamansız yıkım söz konusu bile olamaz. Kaldı ki afetlerle ilgili biz Kahramanmaraş depreminden ağır hasar alan 6’ncı iliz. Ama biz bir Malatya değiliz, bir Kahramanmaraş olmadık. Can kaybımız sadece 2 kişi. Burada yürütülen üç tane büyük operasyon var. Birincisi, 2020 depreminin ardından burada ciddi bir yıkım yaptık. Hasarlı yapıların tamamı yıkıldı. Vatandaş istiyor ki hasarlı evi yıkılmasın ama fazladan bir konut daha alsın. Böyle bir şey mümkün değil.”
“GÜÇLENDİRME MALİYETİ FAZLA OLUNCA VATANDAŞLAR YENİ KONUTLARA YÖNELİYOR”
“Elazığ depreminde 3 bin 500 orta hasarlı konut vardı ve bir çoğu eski yapılardı. Bu eski yapılar 30-40 yıllık yapılar, her bine güçlendirilebilinir ama güçlendirme maliyeti yeniden yaptırma maliyetini geçtiği zaman vatandaşlar yenisine yönelmek zorunda kalıyor. Bizler riskli binaları ağır hasarlıya çekilir diye Van Depreminde çıkan bir genelgeyle 300’e yakın konutu ağır hasarlıya çektik ve genelge sonrasında kaldırıldı.”
“AFET BÖLGESİ KARARI ÇOK YERİNDE BİR KARAR OLDU”
“Elazığ'ın Sivrice ilçesi Kavaklı köyü olan 5.2'lik depremde AFAD olarak afet bölgesi kararı aldık ve bu da bir çok tepkiye neden oldu. 5.2’lik depremlerde afet kararı alınmaz, çünkü yıkılan bir bina ya da göçük altında kalan vatandaş yok. Bizler özellikle orta hasarlı binalar gözden geçirilsin diye bu kararı aldığımızı belirttik ve bugün Kahramanmaraş depreminden sonra ne kadar doğru bir çalışma olduğunu 40 gün Kahramanmaraş’ta kalan biri olarak belirtmeliyim ki alınan afet bölgesi kararı çok yerin bir karar olmuştu. Alınan karar ile Orta hasarlı binalara Çevre ve Şehircilik müdürlüğü iki defa daha bakma yetkisini aldı böylece kontrol edilen binaların yarısı ağır hasara geçmiş oldu. 3 bin 500 orta hasarlı konutun Kahramanmaraş depreminde en az 2 bin tanesi ayakta olurdu, her birinden 4 kişi olacak şekilde hesaplandığında 7-8 bine yakın eczanenin ortaya çıkmasına neden olacaktı.
2020 Elazığ depremi için, devletimizin hem kısa süre içerisinde hem de orta hasarlı binalarla ilgili aldığı operasyon ile biz Elazığ olarak 11 il içerisinde sadece 2 can kaybıyla kurtulduk.”
Bazı vatandaşların konteyner alamadığı ya da zamanında alamadığına yönelik eleştiriler var bununla ilgili neler söylersiniz?
“Elazığ’da evi ağır hasarlı olan tüm vatandaşlara konteyner versek, 10 bin tane konteyner dağıtmamız lazım. Böyle olursa kendisiyle birlikte birçok sorunu getirecektir, hem devletin bu şekilde ciddi bir bütçe ayırması hem de konteynerlerin kurulumu ve sahadan toplaması da sıkıntı olacaktır. Bu nedenle belirttiğimiz şartlar şunlar; eğer kişinin fiil ikametgahı oradaysa konteynerin hemen kurulumu yapılır ve bağlantıları sağlanır ve ağır hasar alan konutun yıkımı başlar. İkametgâhı olmayan ama eşyaları olan vatandaşlarımızı da mağdur etmemek adına Afet bölgelerinden getirilen ikinci el çadırları ve yurtdışından gelen çadırları veriyoruz.”
Depremin üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen tamamlanmayan köy evleri olduğunu biliyoruz, neden bu kadar uzun sürdü ve sizce ne zaman tamamlanır?
“600 HAK SAHİBİ BEKLİYOR”
“Elazığ depreminde 24 binin üzerinde hak sahibi var. Bunun 22 bin 500’ü AFAD hak sahibi. Bunun 22 bininin işlemi bitti. İhale bekleyen sadece 600 tane hak sahibi var. Kırsal kesimde yaşayan ve yer tespitinin yapılmasına bile izin vermeyen vatandaşlar var. Adam konutunu kendi yerinde yapmak istiyor, müşterekleri var. Aralarında mal paylaşımı yapmamışlar ve bunun çözülmesini bekliyorlar. Yasal şartları sağlayamadıkları için gecikiyor. Hukuki sürecin devam ettiği bölgeler var. Vatandaşların bir kısmı konut başlatmadı mesela. Biz çelik ev istemiyoruz dediler. Personellerimiz Maden’de çok sıkıntı yaşadılar. Taşlarla, sopalarla köylerden kovuldular. O 600 tane sadece böyle sorunlu olanlar. Diğerleri için ihaleler sürüyor.”