Adalet mi siyaset mi?
İçişleri Bakanlığı, dün tutuklanarak cezaevine gönderilen Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın görevden uzaklaştırıldığını şu açıklama ile duyurdu: 'İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2024/236201 sayılı dosyasında 'Rüşvet ve suç örgütüne üye olmak' suçlarından soruşturma yürütüldüğü, bu soruşturma kapsamında İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 17.01.2025 tarihle ve 2025/34 sorgu numaralı kararı ile tutuklanması üzerine Rıza Akpolat Anayasa'nın 127'nci maddesiyle 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 47'inci maddesi gereğince geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanlığı'nca görevden uzaklaştırılmıştır.'
Yaşananları, ihaleye fesat katmakla suçlanan Belediye Başkanı ve diğer isimlerin kolluktaki ifadelerini medyadan bizler de okuduk.
Muhtemelen söz konusu ihalelerle ilgili teknik takip ve ses kayıtları da vardır. Ama emniyetteki ifadelerde bunlarla ilgili herhangi bir soru sorulmamış. Sadece “bu ihaleden bilginiz var mı, şu ismi tanıyor musunuz?” gibi sorular yöneltilmiş ve bu sorulara muhatap olan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat da avukatlarının yönlendirmesi ile “bilgim yok” diyerek soruları cevaplandırmış.
Suçu kesinleşene kadar herkesin masumiyet karinesine haiz olduğuna inanırız. Peşin hüküm vererek birilerini suçlamak çok doğru olmaz. Ancak görünen o ki İstanbul’da yolsuzluk üzerinden bir CHP avına çıkıldığı da gözlerden kaçmıyor. İlçe Belediyelerinden sonra İBB ihaleleri de mercek altına alınacak ve İmamoğlu yıpratılmaya çalıştırılacak.
Elbette kim yanlış yapıyorsa ve yapmışsa hesabını vermeli, cezasını çekmeli. Ancak son operasyonların genelde CHP, özelde ise İmamoğlu’nun önünün kesilmesine yönelik adımlar olduğu kanaati kamuoyunda hakim. Kısaca bu adımlar adaleti ve hukuku tesis yerine siyaseti dizayn etme gayreti olarak yorumlanıyor.
Niyet bu olmasa bile kamuoyu bunu böyle anlıyor, böyle yorumluyor. Bu hamleler İmamoğlu’nun önünü mü keser yoksa Cumhurbaşkanı olmasının önünü mü açar hatta kolaylaştırır bilmiyoruz ama bu adımların 31 Mart İstanbul seçimlerinin yenilenmesi sonrası oluşan farkı hatırlayarak siyasi bir sonucu olacağını da şimdiden görüyoruz. Lakin birilerinin hala bunu görmeyecek kadar siyasi bir körlük içinde olmasını da hala anlayamıyoruz.