'Acil Servislerde Acil Olmayan Hastaların Oranı Daha Fazla'
Başak MERAL GÜNDÜZ/Özel Hayat Hastanesi acil servis doktoru Natig Shukurullayev, 'Kesintisiz hizmet veren acil servislere herhangi bir yakınma ile çok sayıda hasta başvurmaktadır. Bu hastalar incelendiğinde başvuru nedeni acil olmayanların bulunduğu görülmektedir. Acil olmayan başvurular yoğun olan acil servislerin işleyişini olumsuz etkilemektedir.Acil servislerin yoğunluğunun azaltılması aynı zamanda verilen hizmetin kalitesini de arttıracaktır, hastane vitrini konumundaki aciller en yüksek düzeyde hizmet vermeye çalıştığımız birimler olup sağlık okuryazarlığının ve sağlık farkındalığının artması ile acil servislerde gerçek acillere daha fazla zaman ve insan kaynağı ayırmamız mümkün olacaktır' dedi.
Acil servise 'acil' olmayan hastaların daha çok başvurduğunu kaydeden Shukurullayev, "Gelmişken bir baktırayım, ‘Poliklinikte randevu ile uğraşmayalım’, 'Bir tansiyon ölçtüreyim', ‘Acilde hızlıca işimi hallettireyim’ gibi yanlış düşünceler, nezle, grip gibi birinci basamak sağlık hizmetlerinde tedavi edilebilen şikâyetlerle acil servislerin gereksiz meşguliyeti sonucu oluşan acil servis kalabalığı maalesef gerçekten acil sağlık hizmeti ihtiyacı olan, dakikaların ve saniyelerin hayati öneminin olduğu hastalara yani gerçek acillere müdahaleyi geciktirmektedir. Acil sağlık hizmetlerinin en önemli parçalarından biri acil servislerdir. 24 saat kesintisiz hizmet verilen acil servisler; hızlı müdahale gerektiren, risk ve sorumluluğun yüksek olduğu akut vakaların tanı ve tedavilerinin gerçekleştiği, hastanelerinin yoğun ve en kritik birimlerindendir. Acil servislerde, sağlık hizmetini en kısa sürede ve kaliteli şekilde sunmak ana hedefimiz olup, bu hedefe ulaşma çabamızda önümüze çıkan en önemli engel ise acil servise acil olmayan hasta başvurularıdır. Bu nedenle hastaların gerekli hallerde aile hekimlerine ve polikliniklere müracaatları; kalp krizi, ani bilinç kaybı, solunum sıkıntısı, travma gibi acil durumlarda ise acil servislere başvurmaları önemlidir” diye konuştu.
ÇOCUĞUNUZ HASTAYSA OKULA GÖNDERMEYİN
Natig Shukurullayev,”Çocuğun hasta olduğu dönemde okula gönderilmemesi iyileşme sürecini hızlandıracağı gibi çocukların birbirleriyle yakın temasının kesilmesiyle hastalığın yayılmasını da engeller.Kış aylarına ayak bastığımız bu günlerde havaların giderek soğuması ve güneşin etkisinin azalması hastalıkları da beraberinde getiriyor.Kış aylarında, çocuklarda daha çok grip, nezle, boğaz ağrısı, boğaz enfeksiyonu, sinüzit, solunum yolları enfeksiyonu görülmektedir.Hasta olan çocuğun hem çevresi hem de kendi sağlığı için hastalık dönemlerinde okula gitmemesi gerekiyor. Aileler çocuklarını bu dönemde okula göndermemeli.Bu durum diğer çocuklar için de risk teşkil ediyor. Hastalık tamamen düzeldikten sonra eğitime devam edilmeli.Okul ve kreşler, virüslerin yayılmasına adeta davetiye çıkarıyor. Öğretmenler, hasta öğrenci gördüğünde onun sınıfta kalmasına izin vermemeli ve derhal arkadaşlarından ayırarak ailesi onu alıncaya kadar uygun bir yerde tutmalıdır.Çocuk hastalıklarında çok ciddi bir oranda artış yaşandığı gözle görülür şekilde ortada.Bu sebeple sorumluluk ailelere ve öğretmenlere düşmektedir. Hem kendi çocuğumuzun sağlığı için hem de diğer çocuklara bulaşıcılığı önlemek için kesinlikle hasta olan çocuklarınızı okula göndermeyin”dedi.