Acaba Niye?

Hakimiyet Gazetesi'nin muhabir ve haber editörleri şehrin gündemini oldukça yakından takip edip anında haberleştirmeleriyle takdir topluyor.

Acaba Niye?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Yaygın haber kaynak ağı, kaynağına güvenilen insanların gönderdiği video, resim ya da sosyal medya paylaşımlardan hareketle yeni ve ilginç gündemleri okurlarına taşıyan Hakimiyet muhabirleri yine ilginç bir haberle karşımıza çıktı.

Malum geçtiğimiz iki ay içerisinde Fırat Üniversitesinin Rektörlük yarışı oldu. Aday olan isimler YÖK’e müracaatlarını yaptılar. Ancak adaylar, bu arada kendi atamalarına hiçbir faydası olmayacağını bile bile sırf iddialı olduklarını göstermek adına proje açıklayıp birtakım ziyaretler yaptılar.

Bu isimlerden birkaçına yine şehrin bazı şahsiyetleri sahip çıktı ve hayırlı olsun dileklerinde bulundu.

Bu isimlerden biri de Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Özbey idi. Prof. Özbey, Fırat Üniversitesi Rektörlüğü'ne Prof. Dr. Fahrettin Göktaş'ın atanmasının ardından bir açıklama yaptı ve kendisinin atanmamasına değil en yakınları tarafından dahi destek görmemesine sitem etti.

Özbey, açıklamasında: “F.Ü. Rektörlük görevine Prof. Dr. Fahrettin Göktaş tekrar atanmıştır. İnşallah Üniversitemiz için hayırlı olur...Rektörlük görevine yıllardır gururla taşıdığım ÜLKÜCÜ kimliğimle aday oldum. Cumhur İttifakı hassasiyetimi gözeterek talip olduğum bu göreve tercih ve takdir edilmediğim için üzülmedim çünkü hep hayırlısı ve nasip dedim. Ama bu demek değil ki kırılmadım. Benim kırılmam hiçbir zaman AK Partiye ve AK Partili siyasilere olmadı. Çoğunlukla hayırlı olsun nezaketi gösterdiler fakat hiçbirinden nezaket ziyaretim dışında bir beklentim ve isteğim olmadı. AK Partiye yakın adaylar varken şahsıma referans olmalarını beklemedim. AK Partililerin kendi içindeki kavgaları kendilerine yeter. Ben Ülkücüyüm, referansım da Ülkücüler olmalıydı. Ülkücü bir rektörün yaptıkları ve başarıları ile Türkiye’ye örnek ve rol model bir yönetim tarzını göstereceğine inanmıştım. Adaylığımızı hayırlı etmeyen, tavrını ve duruşunu ülkücüden yana kullanmayan, ülkücü olduğunu düşündüğüm, hassasiyetlerini ve inandığımız değer yargılarını kaybetmiş siyasilere, yan kuruluşlara ve sendikalara elbette ki kırıldım. Keşke sadece beni kırmış olsalardı. Ülkücü duruşumdan hiçbir zaman taviz vermeyeceğim fakat beni kırmaya cesaret edenler de kırılacakları günü beklesinler. Şimdilik yalakalık yapmaya devam etsinler. “Kurt Kışı Geçirir Ama Yediği Ayazı Unutmaz”.(Sitemim ve tepkim şahıslara, kurumsal yapılara kimse hakaret içerikli yorum yapmasın)” ifadelerine yer verdi.

Özbey’in üzüntüsüne de en yakın dostlarının vefasızlığına da sonuna kadar katılıyoruz. Her insan bir konu için yola çıktığında, bir yerlere talip olduğunda ya da bir mücadele verdiğinde şartlar ne olursa olsun dostlarının desteğini yanında görmek ister.

Hele hele kendi hayatına bir şekilde dokunmuş, onun akademiye geçmesinde destek ve referans olmuş kişilerin desteğine ve vefasına şahit olmak ister. Sonuç ne olursa olsun, bedeli ne olursa olsun dostun yanında olmak, onun yüküne omuz vererek hafifletmek, samimiyetin, arkadaşlığın ve kadim dostluğun şiarındandır ve raconundandır.

Prof. Dr. Özbey’in sitemleri ve özellikle dostlarına yönelik vefasızlık cümleleri de gösteriyor ki kendisi bu süreçte en yakınları daha doğrusu yakın bildikleri tarafından yalnız bırakılmış. Tekraren söylüyoruz ki aynı durum bizim de başımıza gelse aynı sitemi yapar gönül koyduğumuzu da karnımızdan konuşarak değil açık yüreklikle söylerdik. Ancak tüm bunlarla birlikte başka bir soru daha var ki bunu cevaplamak da Prof. Dr. Özbey’e düşer.

Sizler Fırat’a yüzlerce ülküdaşınızın üniversiteye intisabına vesile olacaksınız, hemen her türlü müşkülatlarını çözecek ya da çözüm konusunda samimi gayret ortaya koyacaksınız ancak söz konusu FÜ Rektörlüğü olunca geriye dönüp baktığınızda hiçbir ülküdaşınızı arkanızda göremeyeceksiniz.

Burada da farklı bir soru ve cevap bekleyen önemli bir sual yok mu sizce? Bizce var..