'3 kere baygınlık geçirdim!'

Temsilcimiz Elazığspor'un ilk yarıdaki kötü futboluna tepki gösteren Cafer Aydın'ın devre arasında başta Elazığlı Genç Oyuncular olmak üzere oyuncularına sert çıkışlar yaptığı öğrenildi. Tecrübeli teknik adamın, "Şu halinize bir bakın? Siz nasıl Elazığlısınız? Böyle maç kazanamayız. Bir an önce toparlanın" diyerek sesini yükselttiği belirtildi. Cafer Aydın, maçtan sonra gazetecilere yaptığı açıklamada da bireysel hatalara dikkat çekti. Kümede kalmayı isteyen bir takım gibi mücadele edemediklerinin altını çizen Cafer Aydın, bu gidişatla işlerinin çok zor olduğunu söyledi.

“BU ÇOCUKLAR İŞİN FARKINDA DEĞİLLER”
Tecrübeli çalıştırıcının değerlendirmeleri şöyle; “Bugün oyun olarak, küme düşmemeye oynayan bir takımın göstermesi gereken mücadeleyi gösteremedik, işin özü bu. Yediğimiz gollere bakıldığı zaman, benim 5. Maçım bu, hep bireysel hata. Yani yediğimiz 2. gol evlere şenlik, hadi ilk gol neyse. Ama oyun olarak, mücadele olarak bakarsan, şöyle söyleyeyim ben bugüne kadar hiç oyuncumla ilgili yorum yapmam ama buradaki çocuklar daha işin farkında değiller. Yani her hafta final maçında maç oynuyoruz, kötü oynayabilirsin ama kötü mücadele edemezsin. 19 yaşındaki, 20 yaşındaki adam koşmaz mı, mücadele etmez mi? Eğer bu takımı kümede bırakacaksak, oyuncuların bir silkelenmesi lazım.”

“BİTSE DE GİTSEK”
“Her hafta bireysel hatadan gol yiyoruz. 2. yediğimiz gol, top taca gidiyor, adam faul yapıyor, kaleci hata yapıyor gol yiyoruz. Geçen hafta Eyüp maçında ayağımızdaki topu bom boş veriyoruz, rakibin 70 dakika pozisyonu yok, gol yiyoruz. Yani 5 haftadır buna çözüm üretemiyoruz. Son dakika 3. golü atabilir miydik? Atarsın ama öncelikle istemen lazım, o coşkuyu, agresifliği gösterirsen atarsın ama maç bitse de gitsek modunda olursan, o zaman zor.”

“MÜCADELE İSTEDİĞİMİZ SEVİYEDE DEĞİL”
“Şansımız matematiksel olarak devam ediyor ama işimiz biraz daha zorlaştı. Konya’nın puan kaybetmesi bizim için avantaj oldu ama bizim takımın özellikle de gençlerin kendilerine çeki düzen vermeleri lazım. Bu halimizle, bu oynadığımız oyunla deplasmandan puan alamazsın, deplasmanda 2 katını koşacaksın, 3 katını koşacaksın ki puan alasın. Bizim kendi sahamızda kazanmamız gereken maçta, mücadele istediğimiz seviyede değil.“

“BEN Mİ OYNAYACAĞIM SANTRAFOR?”
“Kadir Bekmezci ve İzzet Topatar’ın oyundan alınmaları ve maç genelinde etkisiz görünen Görkem Yağcı’nın 90 dakika sahada kalmasına yönelik hamleleri sorulan Teknik Direktör Cafer Aydın; “Ben mi oynayacağım santrafor? Var da oynatmıyor muyuz? Etkisiz de yok yani adam yok. Muhammed İldiz mi oynayacak santrafor? Ben Muhammed’e 10 kez bağırdım kenardan, ceza sahasının içerisine gol atacağı bölgeye girmesi için ama o dışarıda duruyor. Santrafor yok ki kimi oynatayım, siz bana söyleyin ben yarın onu oynatayım” dedi.

“YEDİĞİMİZ GOLLER, AMATÖR TAKIMIN YİYECEĞİ GOLLER”
Aydın konuşmalarını şöyle sürdürdü;
“Yani şimdi 2. Lig profesyonel takımı yer mi o 2. golü? 30 metreden top geliyor, ayak kayar mı? Böyle çok sert, kavisli bir orta gelir, baş tacı dersin ama top ağlaya ağlaya geliyor, herif ağlaya ağlaya dokunuyor, zannedersem kendi kalemize attık, adam attı mı bilmiyorum uzaktık. Yani yediğin goller, amatör takımın yiyeceği goller."

 “BU MÜCADELE GÜCÜYLE İŞİMİZ ZOR”
"Herkesin bir hedefi var, Kırklareli’nin Play-Off, öbürünün küme düşmeme. Biz maç alamıyoruz, içeride maç kazanamıyoruz yani dediğimiz gibi bu istek, bu arzu ve bu mücadele gücüyle işimiz zor, kolay değil yani gerçek bu. Maçı seyreden arkadaşlar var, yani takımın arzusu, isteğinden memnunlarsa benim söyleyecek bir şeyim yok."

“BEN KALP HASTASIYIM”
"Oyuncu değişikliği veya kadroda hata yaparım, her şeyi üzerime alırım, eyvallah ama yahu mücadeleyi ben nasıl yaptırayım, koş diyemem ki ben oyuncuya. Oyuncunun koşması lazım, bir de genç bir takım yani. Her şeyi kabullenirim, pas hatası yapar, penaltı yapar, hadi onları da kabulsün ama mücadele en üst seviyede olur. Ben kalp hastasıyım, 3 kez kulübede baygınlık geçirdim. Burada önemli olan oyuncu gurubu. İsterse, o coşkuyu yaratırsa olur ama bu halimizle zor işimiz. Kimse kimseyi kandırmasın, eğri oturup doğru konuşalım.”