10 OCAK VE BİZ..
10 Ocak tarihi, çalışan gazeteciler günü olarak kutlanıyor. Bu yıl pandemi dönemi kuralları çerçevesinde törenler yapılmayacak. Zor şartlar altında ve imkânsızlıklar içinde çalışan biz gazetecilerin gönlünü hoş edecek sözler ve nutuklar atılmayacak en azından.
Her yıl aynı seremoni ve cümlelerle gönlümüz alınıp, bir gün sonra aykırı bir haber yapınca arkamızdan ve hatta yüzümüze söylenmedik söz kalmayacak tabiki..
10 Ocakta başa taç edilen meslektaşlarımız 11 Ocak’tan başlamak üzere yeni bir 10 Ocak’a kadar 364 gün yaramaz, sivri dilli ve her şeye karışan ve çokbilmişlik yapan had bilmezler olarak bilinecek ve anılacağız.
Tamam, mesleğini şahsi çıkarları ve gazetecilik dışı faaliyetlerinin gayri meşru zemini yaparak bizleri de zor durumda bırakan arkadaşlarımız yok değil içimizde.
Önce vurup şöyle bir korkutan, ardından peşrev çekerek yanına yaklaşan, sonraki adımda da korkuttuğu ve dişlerini saydığı için her türlü akçeli işlere kapı aralayan korkak, iradesiz ve kendine güvensiz yöneticileri kukla gibi kullanarak nemalanan bazı arkadaşlarımız var bu meslekte.
Yine bu meslekte, üretememe, bir fikir ve öneri ortaya koyamama sarmalına ve sendromuna düştüğü için, basit ve günübirlik olayları büyük bir ifşaatmış gibi paylaşıp ucuz popülizm yapan arkadaşlarımız da var aramızda…
Ancak tüm bu kötü ve herkesin ikrah ettiği bu tiplere ve çıkarcılara karşın, onuruyla, şerefiyle ve alnının teri ile az bir bedelle çalışan arkadaşlarımız da yok değil aramızda.
Onların tek derdi, kendi mesleklerini en iyi şekilde yaparak şahsi çıkaranlarını değil, şehrin ve ülkenin çıkarlarını korumak ve kollamak.
Selam olsun onuruyla ve şerefiyle çalışan ve yüreğini ortaya koyan asil gazeteci arkadaşlarımıza. Onların 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü kutlu olsun. Çok zengin olamasalar da hayatları huzur ve mutluluk dolsun.
Diğerleri mi? Onlara da zehir zıkkım olsun…