Olan Elazığ'a Oldu

Özel Haber: Elazığ 'da 24 Ocak 2020 depreminin yaşanmasının ardından en fazla tartışılan konulardan biri olan yıkımlarla ilgili yönetmelik nihayet yayımlandı. Ancak hem yürürlüğe gireceği tarih hem de rant tartışmalarına neden olan yasal boşlukların devam etmesi kamuoyunun içini rahatlatmadı.

Olan Elazığ'a Oldu

Hakimiyet TV canlı yayınına konuk olan Elazığ Stratejik Araştırmalar Derneği (ELSAD) Başkanı ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı Av. Murat Erdoğan, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 

Hamzabey Barajındaki su sıkıntısı, imar planının durdurulma kararı, bina yıkım yönetmeliği ve güncel konuların konuşulduğu programda Av. Murat Erdoğan, gündeme ilişkin önemli bilgiler verdi. 

Başkan Erdoğan, Elazığlıları suyu idareli kullanmaya davet ederken, Elazığ Belediyesi’nin imar konusunda hızlı adım atması uyarısında bulundu.  

Av. Murat Erdoğan, Resmi Gazete’de yayımlanan bina yıkım yönetmeliği konusunda da eleştirilerde bulunarak asıl aradığı konuyu yönetmelikte bulamadığını, Elazığ’da da en çok tartışılan konuların başında ihalelerin kime hangi usulle verildiği, değerin neye göre belirlendiği konularında boşluğun doldurulmadığını kaydetti. 

ELAZIĞLI VATANDAŞLAR TEPKİLİ 
Yıkım Yönetmeliği’nin Resmi Gazete’de yayımlanması ve Temmuz 2022’de devreye girecek olması Elazığlı vatandaşlar tarafından tepkiyle karşılandı. Elazığ’da 24 Ocak depreminden sonra yapılan yıkımlarla şehre büyük zararlar verildiği, şaibeli durumlar ortaya çıktığı konusunda serzenişte bulunan Elazığlılar, olan Elazığ’a oldu diyerek tepkilerini dile getirmişlerdi. 

YÖNETMELİK ZARARIN ÖNÜNE GEÇECEK
Resmi Gazete’de yayımlanan Bina Yıkım Yönetmeliği’nin çevreye verilecek zararı en aza indireceğini belirten ELSAD Başkanı ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı Av. Murat Erdoğan şunları kaydetti: “Yönetmeliğin birinci maddesinde şöyle diyor; “Bu Yönetmeliğin amacı, binaların yıkım faaliyetlerinin çevre ve insan sağlığı ile güvenliğine zarar vermeyecek şekilde gerçekleştirilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.”  Yani yıkımların, çevreye, insana ve binalara zarar vermeyecek şekilde yapılacağı esası üzerinden hareket ediyor. 

İNSAN VE ÇEVRE DUYARLILIĞI
Elazığ’da yıkım yapılırken çevre binalara zarar verildiğini ayrıca yollara, araçlara ve insanlara da  zarar verildiğini gördüklerini ifade eden Erdoğan, “Bu yönetmelik öncelikle güvenlik diyor. Yıkımı yapıyorsanız çevre tertibatını alacaksınız, güvenliği sağlayacaksınız, çalışanlar ve bölgede yaşayanların güvenliğini sağlayacaksınız ve bir de kirletmeme güvenliğini sağlayacaksınız yani tozu, çöpü engelleyeceksiniz, enkazı da doğru düzgün kaldıracaksınız diyor. Bunların hepsini başından sonuna kadar düzenlemişler.” 

DEMİR AYIKLAMA İŞLEMİ ELAZIĞ’A BÜYÜK ZARAR VERDİ
Binaların yıkımlarının yapılmasının ardından firmaların yaptığı demir ayıklama işleminin Elazığ’da büyük zararlar meydana getirdiğini belirten Av. Murat Erdoğan, şunları söyledi: “Elazığ’da en fazla şikâyet edilen konuların başında yollarda yapılan demir ayıklama işlemleri geliyordu. Bu ayıklamalar yapılırken önemli titreşimler oluyor, yol zarar görüyor hatta çevre binalar hasar görüyordu. Yani depremin yıkamadığını, yıkım ekipleri yıkıyordu. Yolların, elektrik tellerinin, iletişim altyapısının zarara uğratıldığını gördük. Bu şehirde yaşanan su kesintilerinin nedenlerinin başında demir ayıklaması yapılırken oluşan titreşimlerle meydana gelen hasarlar oluşturuyordu. Yani bu kadar çok hata artık yapılmayacak. Keşke bu 2022 Temmuz ayında değil de hemen uygulanmaya başlansaydı. Yıkımla ilgili gördüğümüz kadarıyla birçok tedbiri almışlar.” 

ÖNÜNE GELEN YIKIM YAPAMAYACAK
Yıkımların artık yetki belgesiyle müteahhitler tarafından yapılacağını açıklayan Başkan Murat Erdoğan: “Bir de şöyle bir güzellik var ben bu işi yapmak istiyorum hemen gittim yıkım firması buldum getirdim bana da iş verin ben yapayım yok. Bu durumun önüne geçilmiş oldu ve bazı şartlar getirildi. Bu yıkımı yapacak olan kişinin artık müteahhit olması gerekiyor. Bu da yetmez yıkımla ilgili yetki belgesi olması lazım. Yani daha önce yıkım yapmış ya da yıkımla ilgili eğitimlere girmiş, ilgili yerlerden yetki belgesi almış olması lazım” ifadelerini kullandı. 

YIKIMDAN ÖNCE PROJE
Plansız ve rastgele yapılan yıkımların önüne yönetmelikle geçileceğini açıklayan Av. Murat Erdoğan şu bilgileri verdi: “Artık yıkımlar plana göre yapılacak. Bu yıkım nereden başlanacak, dinamitle mi, makineyle mi yoksa elle mi yıkılacak, tamamı mı yoksa kısmi mi yıkılacak bunun planının yapılması lazım. Bu planı da bir inşaat mühendisi yapacak, bir inşaat projesi gibi yıkım projesi hazırlanacak. Bir de şantiye sorumlusu olacak yani yıkım yapılırken bir mühendis orada gerekli sorumluluğu alacak ve bunları takip edecek” dedi.

BOŞLUK DOLMADI
Yayımlanan yönetmelikte Elazığ’da en fazla tartışma konusu olan ve rant tartışmalarına kapı aralayan boşluğun doldurulmadığı yönünde eleştirilerde bulunan Av. Murat Erdoğan Şunları söyledi: “Bütün bunları yapmışlar ama özellikle benim aradığım bir durum vardı ki onu yönetmelikte göremedik. 

Yönetmelikte, yıkımla ilgili üç adet konunu esas alınmış. Birincisi afet kanunu, ikincisi kentsel dönüşüm kanunu, üçüncüsü ise imar kanunu.

 Afet yasasıyla ilgili yani depremden zarar gören evlerin yıkımıyla ilgili afet yasasında çok acil yıkımlar için üç günde yıkım kararı veriliyor ama acil olmayanlar için nasıl bir yol izlenir burada çok tartışma konusu var. Eğer yıkım acil değilse bunu neden acil işlerden yani ihale konusunda  acil yapılması gereken işlerden esas aldınız, ihale yapmadınız? Ben bu yönetmelikte asıl bu durumun cevabını ararken bulamadım. Mesela imar yasasına göre kaçak yıkımlarda belediyelerin yetkili olduğunu belirtilir, mücavir alan dışındaysa özel idareler yetkilidir. Tamam, burada sıkıntı yok. Kaçak ya da tehlike arz eden yapı var. Belediye ya da özel idare yetkisini kullanıyor ve yıkıyor. Kentsel dönüşümle ilgili yıkımlarda da TOKİ ve TOKİ’nin yetkilendirdiği kuruluşlar bu yıkımı yapıyor. Ancak afet yasasıyla ilgili 3 günlük acil yıkımların dışındaki yerlerle ilgili büyük bir boşluk varken aynı boşluğun doldurulmadığını görüyoruz. Zaten tartışmaların yoğunlaştığı alan  buradaydı. Siz buradaki yıkımı neye göre verdiniz? Yetki belgesi yok, ihale yok. İhale bedelini neye göre belirlediniz, gelirler ne oldu asıl büyük tartışmalar bunlar. Rant tartışmasının yaşandığı konunun yönetmelikte düzenlenmediğini gördüm ve bu beni şaşırttı.”

SUYU İDARELİ KULLANALIM 
ELSAD’ın önemsediği konulardan birinin de su sıkıntısı olduğunu aktaran Başkan Erdoğan, Elazığlılara suyu idareli kullanma çağrısı yaparak şunları kaydetti: “Hamzabey Barajın’da su kritik seviyelerin altına indi. Elazığ Belediyesi, barajdan şehrimize su aktaramayacak. Bu durum kamuoyuna da yansıdı ve Hakimiyet Gazetesi olarak sizler de gündeme taşıdınız. Barajın çok uzun yıllar hizmet etmesi gerekirken 1-2 yıl içerisinde bu duruma gelmesi Elazığlıları ve bizleri üzdü. Burada bir takım eksiklikler ve yanlış yönlendirmeler olabilir ama işin esası şudur ki önümüzdeki günlerde yağışların olmamasından kaynaklı su kesintileri yaşanacak ve su sıkıntısı yaşayacağız. Buradan tüm Elazığlılara suyu israf etmemeleri konusunda, sıkıntılı günler geçene kadar suyu idareleri kullanma çağrısını yapalım. Yağışlar başlayana ve barajlar dolana kadar suyu idareli kullanmamız gerekmektedir. Su hayattır, su olmayınca hiçbir şey olmuyor. Biz ELSAD olarak bu konudaki uyarımızı yapalım.” 

RİSKLİ ALANDA GAYRİMENKULU BULUNANLAR DİKKAT!
Son günlerde riskli alan içerisinde gayrimenkulü bulunan vatandaşların kendilerini sıklıkla aradıklarını belirten Av. Murat Erdoğan, gayrimenkul değerlerini beğenmeyen vatandaşların muhakkak değer tespit davası açması gerektiğini söyleyerek şu bilgileri aktardı: “Son günlerde özellikle Mustafapaşa ve Rüstempaşa mahallelerimizden bizleri çok arayanlar oldu. Arayanların çoğu riskli alan içerisinde gayrimenkulleri olan insanlardan oluşuyor. Bu vatandaşlarımızın evleri ve işyerleri artık belli oldu. Bizi arayanlar iki şekilde sorunlarını iletiyorlar. Bunlardan ilki kura  çekimlerinde yerleri çıkmayan vatandaşlarımız ne yapabiliriz diye soruyorlar, ikinci olarak evi kabul etmedik, bedelini alacaktık ama fiyat düşük geldi, itiraz edenler daha yüksek bedel aldılar ne yapabiliriz?” diye soruyorlar. İlk soru da yerini beğenmeyenler isterlerse becayiş yapabilirler ya da kura usulüne uygun yapılmamışsa idare mahkemesinde dava açabilirler. Bizim geçmişte açtığımız davalar var ancak davalar uzun sürüyor, kısa vadede çözüm üretmiyor. Burada bildiğiniz üzere 45 günlük bir süre var bu sürede teslim almayanların hakları iptal ediliyor. İkinci soruda da diyelim ki vatandaşın riskli alanda gayrimenkulü var ve buna 100 bin TL bir değer biçilmiş ama itiraz edenler mahkeme kararıyla 150 bin TL almış gibi birçok bilirkişi raporu aldık. Bu durumun hem Elazığ merkezde hem diğer yerlerde çok faydasını gördük. Bize gelip de yerlerinin değerlerini mahkeme aracılığıyla  belirletenler, yüzde 20-30 arasında hatta bazen yüzde 60 oranında bir değer artışı elde etmiş oldular. Bu hususta vatandaşlarımıza eğer değer kendilerine az geliyorsa mutlaka mahkemelerden bilirkişi raporlarıyla değerleri güncelleyin diye tavsiyede bulunuyoruz. Burada en önemli nokta zaman. Ne zamana kadar mahkeme kararıyla ve bilirkişi raporu ile değer güncellemesi yapabiliriz: sözleşmeyi imzalayıp tapuyu devredene kadar. Eğer sözleşmeyi imzalayıp tapu devredilirse bu durum artık mümkün değil yani değer güncellemesi tapu devredilmeden yapılabilir. Tekrar söylüyorum gayrimenkulüne biçilen değeri az bulan vatandaşlar tapularını devretmeden değer tespit davası açsınlar. Bizim açtığımız davaların hepsinde değer artışı oldu.”

İMAR PLANININ DURDURULMA KARARININ DETAYLARI
Av. Murat Erdoğan Hakimiyet TV canlı yayınında imar planının durdurulma kararına ilişkin de önemli bilgiler verdi. Başkan Erdoğan, Elazığ Belediyesi’nin hızlı davranması gerektiğini belirterek şu uyarıları yaptı: “ Elazığ İdare Mahkemesi,  yürütmeyi durdurma kararı verdi. Davayı açan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği. Davayı açarken de plan değişikliğinin internette yayımlanmadığını, çevre düzen planına uygun yapılmadığını, kat yüksekliğinin eşit dağıtılmadığını gerekçe göstererek davayı açtığını görüyoruz. Elazığ Belediyesi, planının usulüne uygun yapıldığını, buradaki değişikliklerin de çevre düzen planı dikkate alınarak yapıldığını belirterek cevap vermiş. Mahkeme ise yürütmeyi durdurma kararı vermiş. Bunun anlamı şudur; ‘Ben bu işlemi durdurdum, siz 2020 yılında yapmış olduğunuz değişikliği uygulayamazsınız.’ Bu kararı şuanda Belediyeye göndermiş ve belediye de bu kararı bölge idare mahkemesine göndererek itiraz hakkını kullanmış. Yani bu durdurma kararının haksız olduğunu ve kaldırılması gerektiğini istemiş. Eğer Bölge İdare Mahkemesi bu kararı kaldırırsa belediye işlemlerine devam edecek ve dava sonuçlanana kadar süreç yürüyecek ancak bölge idare mahkemesi Elazığ’ın vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararını onarsa artık karar kesinleşecek ve bu durumda 2020 yılında yapılan imar değişikliği kararı sanki hiç yapılmamış gibi olacak. Bu durumda da artık 2016 yılında yapılmış revizyona göre hareket edilecek. Bölge idare mahkemesi yürütmeyi durdurma kararını onaylarsa Elazığ Belediyesi, 2016 yılındaki uygulama mı yoksa yeni uygulama mı buna bir karar verecek. Ancak yürütmeyi durdurma kararının onaylanması davanın kabulü anlamına gelmez. Biz bunu çokça gördük, idare mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verebilir ama asıl kararı verdiğinde davayı reddedebilir, bu kesin değil ara karardır. Elazığ Belediyesi karar kesinleşince bunu 30 gün içerisinde uygulamak zorunda. Bizim gördüğümüz kadarıyla daha çok usul üzerinden yürüyerek bir karar verilmiş. Kararın gerekçeleri ortaya çıktıkça biz hukukçular olarak inceleyeceğiz ve yorumlarımızı da ortaya koymuş olacağız.”

BELEDİYE, HIZLI HAREKET ETMELİ
Yürütmeyi durdurma kararı ile Elazığ Belediyesi’nin muhtemelen inşaat ruhsatlarını durduracağını ifade eden Erdoğan, yol haritası olarak şunların yapılabileceğini belirtti. “Bu gelişme ilgili olarak Elazığ Belediyesi iki adım atabilir: Birincisi, varsa eksiklikleri hızlıca tamamlayıp yeniden karara çıkabilir ve bunu da mahkemeye sunarak yeniden karar verilmesini isteyebilir. İkincisi,  kesin iptal edileceği şeklinde düşünür ve yeniden bir imar yaparak, eksikleri de düzelterek yeni bir düzenleme yapar. Ama her durumda Elazığ Belediyesi’nin hızlı hareket etmesi gerekiyor. Geçmişte de yürütmeyi durdurma kararı vardı ve bu süreçten dolayı inşaatlara ruhsat verilemiyordu. Bu durumlardan dolayı yeni inşaat yapılmadığından ev stokları erimişti, müteahhitler burada iş yapamadığı için başka yerlere gitmişti. Bu durum Elazığ ekonomisini etkileyebilecek bir durum olduğu için Elazığ Belediyesi’nin daha hızlı, daha seri hareket edip soruna bir çözüm bulabileceğini düşünüyorum. “