Ah Şu Giderli Paylaşımlar!

Kimi muhatap aldığı,  kime gönderdiği ve açıkça ne dediği ya da demek istediği, sözün ve mesajın gizlenmeye çalışıldığı paylaşımların aslında cesur ve pervasız bir karakteri var gibi görülür ama aslında oldukça ürkek, korkak ve gerçeği muhatabına direkt söyleyecek kadar medeni cesareti olmayan zavallı karakterlerin sığınağı ve tesellisi olarak görülür hep bu paylaşımlar.

Netlikten ve mertlikten nasipsizlerin sığındığı, acziyet  ve ürkeklik rıhtımı olarak görülen bu paylaşımlar, çoğu zaman ters tepmiş ve girdabına sahibini de çekmiş ve gayyaya duçar etmiştir.

Hele hele bu paylaşım sahibi  sıradan bir isim değil de şehrin seçkin ve seçilmişleri arasında yer alan bir isimse, burada daha büyük bir sorun ve çelişki hatta patolojik bir vak’a var demektir. 

Şehirde yolunda gitmeyen bir sürü sorun ve vatandaşın yaşadığı mağduriyet varken, şehrin tüm cadde-sokakları ve kahvehaneleri, üniversite mezunu genç işsizlerle doluyken, daha iki gün önce turizm ve ilimiz ekonomisine önemli katkı sağlayacak Ankara-Tatvan turistik treni için  bir bilet bile satılamamasından dolayı  seferlerin iptal edilmesi gündemi varken, Uluova ve Kuzova susuzluktan hala kavrulurken, bir tatil sezonunun daha arifesinde Pertek Köprüsü feryatları arşı inletmeye başlamışken, deprem illerinde yapılması yönündeki açıklamalara rağmen Elazığ’da hala savunma sanayi yatırımları konusunda bir çivi daha çakılmamışken ve işin garibi, bu konuları dert eden duyarlı bir profil ve duruş dahi  ortaya konmamışken buna karşın   bazı seçilmişler ve kurumlar bunun gayret ve mücadelesini verirken  sen kalk, klasik siyah gözlüklü emojili tavrını takın ve “Az sabır… Bakın neler olacak.????” diyerek ağız burun oynat.

Nedir bu çocuksu tavırlar, nedir bunun anlamı ve yakışıyor mu bir seçkin ve bir seçilmişe bu üslup ve tarz. Hem ne oldu da sabır çekiyorsunuz? Neler olacak ki?  Size umut bağlayan ve güvenen insanlara ümit tacirliği yapıp karşı atak senaryoları yazmanızın zaman oynamaktan başka izahı ve mantığı var mı?
Olanlar oldu, yapılanlar yapıldı, yaşananlar yaşandı ve ortaya bir sonuç çıktı. Sonuçta hiçbir olumlu katkısı olmadığı gibi olumlu katkı verilmesi yönündeki çalışmalara ket vurulan bir süreçten sonra bir de madalya mı bekleniyordu ki? 

Olacağı da buydu olabileceği de buydu. Şaşırmaya, artık bıkkınlık verip bayağılaşan kara gözlüklü emojilerle arzı endam etme ucuzluğundan kurtulun.   Gerçeklere, gerçekliğe ve tabloya dönün. Bunda varsa olumsuz bir payınız, bunun telafisi için başkasına değil kendinize bir yol haritası çizip planlama yapın. Biz hiç istemezdik küllenen bir ateşi yeniden harlatmayı ve kabuk bağlayan bir yarayı kanatmayı ama olmaz ki böyle de çocuksu paylaşımlar yapılmaz ki.   Biraz konumunu, unvanını ve kendinden beklenenleri düşünür de öyle adım atar insan. Taş yerinde ağır, söz yerinde anlamlı ve değerlidir.  Tabi söylenen söz de sözse eğer.