Yönetilemiyor…

Bu şehrin büyük resmini gören tarafsız ve izan sahipleri uzun süreden beri bir gerçeği dile getirtiyor ve baskın bir şekilde diyor ki 'bu şehir yönetilemiyor'. Bu gerçeği öyle sloganda ve söylemde de bırakmıyor ve özellikle deprem sürecinden verilen sayısız örneklerle konuyu gözler önüne seriyorlar.

Yönetilemiyor…
TAKİP ET Google News ile Takip Et

İyi niyetli ve her halükarda şehrin geleceğini düşünen vicdanlar tarafından ısrarla dile getirilen bu gerçek karşısında olayın muhatabı bazı zevatlar  ne yapıyor?  Hiçbir şey…

Sorunları yok saymak, problemleri çözmek yerine yeni sarmalara dolandırmak ve sonuçta yönetilemeyen süreç ve var olan önemli hizmetlere rağmen halkın tepkisi ve “sahipsizlik” duygusu…

Vatandaşın ihtiyaç duyduğu sorulara cevap verebilecek bir çağrı merkezi de mi kuramadınız deniyor bir yıldan beri. Ama ortada böyle bir birim yok, bu konuda bir gayret emaresi yok.

Her bir yönetici ve siyasi, şehir yerine kendi siyasi ve bürokratik geleceğini planlamanın, bakanlara yakın olmanın, siyasi belirleyicilere görünür olmanın derdinde.
Şehrin görünen ve öne çıkan sorunlarını bırakıp kendini göstermek gibi bir sıradanlığın ve banallığın cenderesine düşen simalardan şehre bir hayır gelmiyor ve gelmeyecek gibi.

Azıcık bir gayretle yapılacak hizmetlerde bile aciz kalan irade mi bu şehri ayağa kaldıracak. Kendilerinin yoğunluğundan kaynaklı pratik çözümler konusunda yetersizliklerini anladık da o çok umut besleyerek ve emir eri gibi gördükleri ufuksuz ve kabiliyetsiz bürokratları da mı çözümün bir parçası olmak yerine sorunları dağ gibi büyütmeyi başarabilen bir performans ortaya koyarlar..

Galileo’nun mantığı ve çarpıcı cümlesinden alıntılayarak biz kez de biz söyleyelim: “Her şeye rağmen şehir yönetilemiyor”