Ömer Enes YILAR

Yüzleri Güleçler

Ömer Enes YILAR

Dün, hem bir Elazığlı olarak hem şehre dair umutları ve hayalleri olan bir genç olarak hem de bir memleket sevdalısı olarak,  bunlarla birlikte duyarlı bir gazeteci olarak hayatımdaki en güzel günlerden birini yaşadım.

Gazetecilik mesleğine âşık, bu işi gönülden isteyerek yapan ve her sabah işe büyük bir sevdayla gelen bir hemşehriniz olarak “iyi ki bu mesleği seçmişim” diyeceğim bir toplantıya şahit oldum.

Elazığ TSO Başkanı Asilhan Arslan’ın öncülüğünde kurulan bir masada,  şehrin menfaatine olan bir konuda Elazığ TSO, Elazığ Ticaret Borsası, ARSİAD, MÜSİAD, ESDER, Elazığ Ekonomi platformu ve daha birçok kurumun başkanlarıyla birlikte şehrin basın kuruluşlarını ve meslek büyüklerimizi bir arada ve tek ses halinde görmek beni mutlu etmesin de ne yapsın.

Aynı zamanda oldukça profesyonelce hazırlanmış, sorulacak soruların altı doldurulmuş, insanı toplantıdan çıkıp koşarak Maden’e gidecek kadar şevklendirecek bir meseleyi konuştuk. 

Şehrin iş insanlarının, ilimizin menfaatine bir konuda her türlü olasılığı çalışarak ve tam bir profesyonellikle hazırlanmış ve şehrimizin dönüm noktası olacak bir konuda söz birliği etmesi muazzamdı.

Bu kez şehrin 50 yılına mal olacak bir konudan önceden haberdarız ve aynı zamanda sadece menfaati olanlar değil konuyla ilgisi olan herkes meseleye dâhil edilmiş. 

Konuyla ilgili mesele net, Maden’de şehrimizi ihya edecek, işsizliği minimuma indirecek yaşlısı genci, çalışanı çalışmayanı, iş insanı çalışasını herkese etki edecek bir rezervden bahsediyoruz.

Bu kez işi bilenler derslerine çalışmış, gerekli hazırlığı yapmış sadece eşit şartların hazırlanmasını talep ediyor.

Ne kadar zorlu olursa olsun ihale adrese teslim edilmezse ve ‘tarafa’ verilen ayrıcalıklı cümle şartnameden kaldırılırsa ‘biz bu ihaleyi alırız’ özgüveni tüm şehirde hakim.

Burada yılların makus talihinden, alışılmış çaresizlikten, kadere razı olmaktan, kendi içinde konuşup haykıramamaktan bahsettiğimize göre evet, bu bir dönüm noktasıdır ve bu şehrin alışılmış kötü talih zincirinin kırılmasıdır. O halde daha toplantı yapılmadan naçizane uyardığım, çırpınıp durduğum konuyla baş başayız.

Evet, Sevgili Elazığlılar, bugün yine ‘Yapın Baba Tutan mı var?” gibi cümleler kuranların, ‘bu şehrin kültüründe ortaklık yok’ diyenlerin sesini – burada içimden kahkaha atıyorum- ne yazık ki (!) çok duyuramadığı, kendi işleri nasıl olsa tıkırında olan ve şehrin tamamını göz ardı eden GÜLEÇ yüzlülerin dersini alma ve Elazığ’ın önemli bir konuda tek ses olarak zafere ulaşma zamanıdır.

Ben inanıyorum, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve kadim bir kültüre sahip insanların yaşadığı bu aziz şehir makus talihini elbet bir gün yenecek ve bölgesinin tekrar cazibe merkezi haline gelecektir. Allah bana da görmeyi nasip etsin inşallah!
 

BİR DÜZELTME
Geçtiğimiz hafta kaleme aldığım Siyasi Partilerin İl Teşkilatlarıyla ilgili değerlendirmelerde HÜDAPAR’a yer vermemem konusunda bir düzletme ihtiyacı hissettim. Etki alanı sınırlı olsa da şehrin önemli meseleleri ve sorunları konusunda ani aksiyonlar alıp kamuoyunu uyaran HÜDAPAR’ın izlediği siyaset takdire şayandır ve göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle HÜDAPAR’ı klişe muhalefetin içerisinde değerlendirmiyorum.

Yazarın Diğer Yazıları