Ömer Enes YILAR

Büyüklere Masallar!

Ömer Enes YILAR

Masallar, kültürümüzde ve tarihi geçmişimizde çok önemli bir yer tutarken ister sözlü ister yazılı olsun her haliyle değerlerimizin nesilden nesile aktarılmasında da önemli katkısı olan edebi bir türdür.

 Neyse, herşeyologluk yapıp alanımız olmayan bir konunun tanımını derinleştirip sizleri sıkmadan masalların önemli bir kullanım alanıyla ilgili bir düşüncemi belirtip asıl söylemek istediğim konuya  geleceğim.

Masallar günümüzde genelde uyku öncesi, özellikle çocukları UYUTMAK için kullanılıyor. 

Dikkat! Bu köşeden sonra büyükleri UYANDIRMAK için de kullanılabilir.

Bir hatırlatma; ben terazi burcu ve kendi düşünce yapısına ve fikriyatına sahip olan bir birey olduğumdan, fikirlerimi açıkça ve çekinmeden dile getirebilmenin rahatlığı ile bunu aslında günümüz entelektüel camiası (burada genelleme yapmıyorum, aklımdaki isimlerle varsayımda bulunuyorum) gibi birilerine yaranmak, bir yerlere gelmek, bir şeyler elde etmek (…) için yapmadığımdan genel olarak insanlarla ters de düşebiliyorum. Ancak tamamında iyi niyetli ve doğruyu (burada hem Allah’ın emrettiği hem de Türk kültür ve töresine ait ve dahi toplumsal ahlak ile etik kurallar dahildir) savunan da  ben oluyorum. 

O yüzden ben bu hafta size bir masal anlatmak istiyorum, umarım dinlersiniz…

Bundan yılar yıllar önce herkesin çok mutlu olmasa da orta halli, kendi kendine yetebilen, ancak büyük potansiyelleri de bünyesinde barından bir ülke varmış. 

Bu ülkede yaşayan çok ama çok iyi niyetli, ahlaklı, ülkesine yürekten bağlı insanları yaşarmış. Bir gün bu ülkeden geçen orman perileri, ülkedeki bu iyi niyetli insanları görünce bir müddet burada kalmak ve ülkeyi incelemek istemişler. Bakmışlar ki ülkenin büyük bir potansiyeli var ancak bunlar kullanılmıyor. Bu nedenle orman perileri hep birlikte bir sihir yaparak ülkeye 3 mucize bırakarak buradan ayrılmışlar.

Mucizelerin hayata geçmesi için tek şart ise bu ülkede yaşayan vatandaşların bir araya gelmesi ve birlik beraberlik içerisinde hareket etmesiymiş.
Ne yazık ki kısa sürede 2 mucize hiç ortaya çıkmadan yok olmuş gitmiş…

Son mucizede ise insanların neredeyse tamamı bir araya gelecekken iki azınlık grup her şeyi berbat etme aşamasına getirmiş.

Sonra periler, bir kez daha gelerek son uyarılarını yapmışlar ve bu uyarıdan sonra iki grup da kendine çeki düzen vererek bireysel çıkarlarını, şahsi menfaatlerini ve bu ülkenin vatandaşlarının bir türlü kurtulamadığını ucuz kahramanlıklara olan düşkünlükler ile bireysel ön plana çıkma gayretleri gibi pis hastalıklardan kurtulmuşlar.

Vatandaşlar birlik olunca 3. Mucize gerçekleşmiş ve ülkede bir anda dünyanın en zengin madenleri bulunmuş. Bu madenler satılmış, işlenmiş ve ülkede yaşayan herkes bolluk içinde sonsuza kadar mutlu yaşamışlar. –SON- 

Bu hikâyeyi buraya bıraktıktan sonra gelelim bu haftanın konusuna. Malumunuz tartışmalı ihale iptal edildi. Baştan beri aklıma takılan bir soru var ama cevabını uzun bir süre daha elde edemeyeceğim gibi görünüyor.

İhaleyi alan firmanın iddia edilen tesisinin yıllık işleme kapasitesi: 400 bin ton

Yeni rezerv sahasının ihale şartnamesinde yıllık kapasite şartı: 1 milyon ton.

Fark ettiyseniz arada ciddi bir fark var. Bu durumda ilgili firma ya mevcut tesisini 2 kattan fazla büyütecekti ya da yeni bir tesis kuracaktı.

Bu firmanın tüm alt markalarıyla birlikte yaptığı üretim Türkiye’nin bakır ihracatının yalnızca yüzde 10-15’ini karşılıyor gerçeğiyle ve “TESİSİ ELAZIĞ’DA KURMAYACAĞIZ” diye bir kesin açıklaması olmamasına karşın acaba firmanın nasıl bir yol izleyeceğini hiç sorduk mu? 

Diyelim ki mevcut tesisinin kapasite artırımı için temsili rakam 2 bedel gidiyorsa ve yeni tesis için bu 2’ye yakın bir bedel çıkacaksa firma neden tüm Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin cevherlerini işleyecek bir tesisi kurmaktan geri dursun. Burada koca firma, bir strateji yapmış olamaz mı?

Her şeyden önemlisi bizim tek ama tek amacımız İZABE TESİSİ idiyse…

Biz pozisyonumuzu kime ve neye göre aldık?

Öncüllerin çok da iyi strateji kurmadığını ve konuya hakim olunmadığı, stratejilerin arka bahçelerde hazırlandığı, 4 yıl 3 ay üzerine çalışılan bir projenin en önemli sorusuyla ilgili hala kamuoyunun yeterince bilgilendirilmemesi her şeyi ortaya koymaktadır. 

O zaman denklemi ben  kurayım,  her şeyin en iyisini bilenler çözsün bakalım..

            •    İlgili firmanın ihaleyi mevcut tesisinin avantajıyla aldığı söylenmektedir. (A)

            •    İlgili firmanın mevcut tesisi yıllık 400 bin ton işleme kapasitesine sahiptir. (B)

            •    Tartışmalı şartnamede yıllık üretim şartı 1 milyon tondur.(C)

            •    Elimizdekini her zaman onu müdafaa etmek için değil yenisini kazanmak için de koz olarak kullanırız.(D)

Yukarıdaki öncüllerden hareketle A=BxCXD ise tesis Elazığ’a nasıl kurdurulur?
 

Yorumlar 2
Hayret emojisi 29 Nisan 2022 15:49

Ciddi mi bu yazı? Gerçekten mi? O hükümet, bu adam, şu topluluk... Hepsini geçiniz efendim. Mevzubahis şirket (Yazarın tabiriyle KOSKOCA şirket) o "koskoca" hale, senin ödediğin vergilerle geldi. Sen ödedin onun vergisini, çünkü onunkiler affedildi. Önüne arkasına bakılmadan bütün adrese teslim ihaleleri Super Mario'daki altınlar gibi kolayca topladı. Yetmedi, Aziz TÜRK Milletine hakaret etti! Diğer Ortağı söylemeyelim şâyet yorum satırları yetmez! Ama bugün bir gazetemizin sözde yazarı, o insanlardan medet umarak ihalenin iptal edilmesinin doğru olup olmadığını utanmadan yazıyor. A pardon, görüştü değil mi bu? İfade özgürlüğüydü. Çok özür dilerim. Ben de nacizane fikrimi beyan edeyim. Doğruları "Çatır Çatır" haykıracak, Atalarımızdan yadigâr eşsiz kültüre sahip Ülkemizin aydınlık geleceği için fikirler ve eleştiriler üretmesi gereken gencecik bir yazar bugün KOYUN olmayı tercih ediyorsa, GÜDEN de olur, SAĞAN da, GIRĞAN da, KESİP YİYEN de! Haydi selametle.

Elini başına koymuş emoji 29 Nisan 2022 15:42

Ciddi mi bu yazı? Gerçekten mi? O hükümet, bu adam, şu topluluk... Hepsini geçiniz efendim. Mevzubahis şirket (Yazarın tabiriyle KOSKOCA şirket) o "koskoca" hale, senin ödediğin vergilerle geldi. Sen ödedin onun vergisini, çünkü onunkiler affedildi. Önüne arkasına bakılmadan bütün adrese teslim ihaleleri Super Mario'daki altınlar gibi kolayca topladı. Yetmedi, Aziz TÜRK Milletine hakaret etti! Diğer Ortağı söylemeyelim şâyet yorum satırları yetmez! Ama bugün bir gazetemizin sözde yazarı, o insanlardan medet umarak ihalenin iptal edilmesinin doğru olup olmadığını utanmadan yazıyor. A pardon, görüştü değil mi bu? İfade özgürlüğüydü. Çok özür dilerim. Ben de nacizane fikrimi beyan edeyim. Doğruları "Çatır Çatır" haykıracak, Atalarımızdan yadigâr eşsiz kültüre sahip Ülkemizin aydınlık geleceği için fikirler ve eleştiriler üretmesi gereken gencecik bir yazar bugün KOYUN olmayı tercih ediyorsa, GÜDEN de olur, SAĞAN da, GIRĞAN da, KESİP YİYEN de! Haydi selametle.

Yazarın Diğer Yazıları