Bugün önce bir saçmalıktan bahsedip daha sonra sizi motive edeceğim.
Türkiye’nin, bakın hükümetin demedim – burası çok önemli- yani devlet babamızın Rusya ile Ukrayna arasındaki meselede uyguladığı dış politika gerçekten takdire şayandır. Özellikle Sayın Meral Akşener’in bu kriz ilk patlak verdiği anda sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar ise not edilmeye değerdir.
Not: Meral Akşener, savaş ilk başladığı anda hadi S400’leri geri verelim demişti.
Rusya’nın savaşı başlatmasının akabinde Türkiye’nin doğrudan Batı’dan yana tavır sergilemesi ve Rusya ile arasına net bir blok koyup yaptırımlara dahil olması için bazı kesimlerin ciddi bir uğraş verdiğini de biliyoruz.
Yani bir kesim bu krizi fırsata çevirip Türkiye’nin tamamen Batı’dan yana tavır koyması ve uzun süredir arasını gayet iyi tuttuğu Rusya ile bir daha unutulmayacak şekilde arasını bozmasını istiyordu.
Ancak bana göre bir akıl ve strateji dehası olan Sayın İbrahim Kalın, tam da krizin en zirve yaptığı anda kurduğu cümlelerle bu hayali kuranların yüzüne soğuk bir su çarparak uyanmalarını sağladı. Kurduğu cümlelerde yer alan kelimeleri, bir cımbızla tek tek çekilmeli, DNA ve RNA gibi karmaşık yapıları inceleyen bilim insanlarının hassasiyeti ile incelenmeli ve ders olarak okutulmadır. Neydi o cümleler:
"Rus insanını ve kültürünü ötekileştirmeden ve şeytanileştirmeden RF’nin hatalı politikalarını eleştirmek; kimsenin tahrikine gelmeden Ukrayna’nın egemenlik haklarını ve bağımsızlığını savunmak mümkündür. Savaş zamanı bile ölçüyü kaçırmayalım. Zira ‘haddini aşan zıddına döner’."
Bu noktadan sonra uygulanacak strateji ve Türkiye Cumhuriyeti’nin üstün aklı ile dünyada örnek alınması gereken insancıl yaklaşımı ortaya çıkmıştı zaten.
Ama bugün hala bizleri kahkaha atmaya itecek analizlerin yapılması da bu görüşlerin karşısında duran ve Batı’ya platonik bir aşk besleyen kesimlerin ne kadar aciz durumda olduğunu gösteriyor.
KAHKAHA ATTIRAN F35 ALMA TAKTİĞİ
Ne diyorlar, Ukrayna’nın S400’lere ihtiyacı var, Türkiye’nin de sözde kurtulması gereken S400’leri var, o zaman verelim S400’leri Ukrayna’ya belki ABD bu şekilde bizim F35’leri verir.
Bak bak bak, şu zekaya, şu dehaya, şu stratejiye bakın, şapka çıkarın, kalkın ayakta alkışlayın(!)
Adama sormazlar mı ne oldu Patriotlara?
Adama sormazlar mı bu Ruslar, kendi hava savunma sistemini yapacak kadar akıllı ama kendi uçak vb. araçlarını bu sisteme dost olarak entegre edemeyecek kadar cahil olabilir mi diye?
Siz bırakın dış politikada strateji üretmeyi, bakkaldan ekmek alamazsınız bu kafayla ekmek!...
Belki de çok kısa bir süre içerisinde F35’leri çöpe gönderecek bir enstantane ile karşılaşabilme imkanımız varken bazılarının bu F35’lere duyduğu hayranlığa da şaşırarak bakıyorum çünkü
Kızıl Elma Yükleniyor…
Buradan bağlayalım ve sizi motive edecek aşamaya geçelim o halde;
İyi şeyler olabilir.
Ben nereden vardım bu kanıya, çünkü çalışılan bir şey yok. Ortada bu kadar sorun varken her krizle baş etmek üzere çeşitli strateji ve halk arasında bilinen tabiri ile çözüm paketleri sunan Ak Parti sizce bu durumların düzelmesi için bir çaba içinde değil midir? Böyle düşünenler bence yanılıyorlar.
Sevgili Muhalefet, bence ilerleyen günlerde sizin tüm stratejilerinizi çökertecek bazı gelişmeler yaşanabilir. Buna şimdiden çalışmakta faydanız var.
Mesela, Türkiye’ye çok büyük yatırım ve yatırımcılar gelebilir,
Suriye’de öncülüğünü yapacağımız bir politika ile işler yoluna girebilir. Ve Misafirlerimizin çoğu güle oynaya ülkelerine dönebilir.
AB ile yeni gelişmeler yaşanabilir.
Turizm sezonunda otellerde yer kalmadığı için çadır satanlar köşeyi dönebilir.
Yerli araç yollarda, kızıl elma göklerde olabilir,
Enflasyon ve kurda bir kırılma olabilir,
Tarım ve sanayide devrimler olabilir,
Maden, doğalgaz ve petrol gibi konularda enteresan şeyler olabilir,
Peki, bunlar olursa Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında kim durabilir?
