Ülkemiz pandemi belası ile boğuşurken Gakgomun diline pelesenk olmuş ‘iki kere yaralı’ sözünü söylemeden bu köşeye başlamak olmazdı. Yani pandemi belası ile cebelleşen Elazığ’ın bir de öncesinden yaşamış olduğu deprem ilimizde ekonomiden sosyal hayata, tarımdan turizme birçok konuda yıllarca geriye gitmemize neden oldu.
Benim yaklaşımımı biliyorsunuz… Hak edene anladığı dilden konuşmak, ancak yiğide de hakkını vermek düsturuyla oluşturdum Ters Köşe’yi. Ancak ilimizde birtakım yıkama yağlama işini çok güzel yapan zatlar olduğu için biraz çekinmiyor da değilim.
Gelelim konumuza; ilimizde birçok konuda gerileme yaşanırken belediye hizmetleri konusunda her geçen gün yeni müjdeler aldığımızı hepiniz biliyorsunuz. Daha dün ilimizin yıllardır çözülemeyen sorunlarından biri olan ve haberimizin altına gelen yorumlardan anladığımız kadarıyla vatandaşımızın sorunun çözüleceğine olan inancının zayıf olduğu Şorşor Deresi sorunu, Başkan Şerifoğulları’nın yoğun gayreti ve DSİ marifetiyle gideriliyor. Bu kez olacak… Ben inanıyorum siz de inanın...
Nerede kalmıştık? Evet, belediye hizmetleri... Ülkemizin yaşadığı ekonomik daralmayla beraber parti ayrımı yapılmaksızın, büyükşehir - küçük şehir farkı olmadan birçok belediye ağır borç yükü altında hizmet vermeye çaba gösteriyor ki emin olun çoğu şehirde hizmetler durma noktasına gelmiş durumda.
Büyük bir deprem yaşayan şehirde belediyenin eleştirilecek birçok yanı muhakkak vardır ki biliyorsunuz biz zaman zaman eleştirilerimizi dile getiriyoruz. Bu eleştirilerin yanında tüm şehir halkı da biliyor ve izliyor ki Şahin Şerifoğulları, büyük bir gayretle, büyük bir özveriyle ve büyük bir hizmet aşkıyla bir yandan pandemi nedeniyle ağır yara alan esnafa destek olmaya çalışıyor bir yandan da söz verdiği projeleri hızlıca hayata geçirmeye devam ediyor.
Konuyu fazla uzatmadan gelelim esas meselemize... Dün CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Sayıştay raporunu gerekçe göstererek Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları’ndan açıklama beklediğini belirtti.
Sayıştay raporunun biz de hem aslını hem de Sayın Erol’un cevaplamasını istediği kısımlarını okuduk.
Eleştirilen ve cevap beklenildiği ifade edilen soruları görünce değil hesap sormak, Başkan Şerifoğulları gönlümüzde bir kat daha büyüdü ve kendisiyle gurur duyduk.
Zira Sayıştay raporunda en küçük bir yolsuzluk, usulsüzlük, görevi kötüye kullanma ya da kamu zararı oluşturacak hiçbir bilgi, bulgu ve evrak yoktu.
Sayıştay denetçilerinin hemen her resmi kurum için getirdikleri, iççilerin izin kullandırılması, kurum gayrimenkullerinin emlak değerlerinin güncel tespiti, otopark paralarının bu amaçla açılan hesapta tutulması, falan kalemden gelen paraların o hesapta değil de falan kodlu hesapta tutulması gibi genel geçer tespitler ve hiçbiri kamu zararı oluşturmayan layihalar…
Ama bir madde var ki, Başkan Şerifoğulları’nın yüz akı ve belediye imkanları ile kaynaklarını nasıl bir sorumluluk, nasıl bir duyarlılık ve nasıl bir hassasiyetle kullandığının Sayıştay tarafından tescili olmuş.
Deniyor ki o maddede:
“-Elazığ Belediyesi tarafından gerçekleştirilen 75 adet ihalenin 47 adedinin yaklaşık maliyetinin sözleşme bedelinden yüzde 30 fazla olduğu tespit edilmiştir.”
Sayıştay denetçileri aslında ne demek istiyor burada: “yaklaşık maliyetler hazırlanırken yeterli özen ve itina gösterilmemiş”
Oysa herkes de bilir ki yaklaşık maliyet hazırlayan teknik elemanlar bu işlemi kendi kafasına göre değil, Bayındırlık Birim Fiyatlarını esas alarak yaparlar. Teknik ekip bir musluğun fiyatını bile bu listeye bakarak yazar ve o projenin toplam inşaat metrekaresi, kullanılan demir, beton, kapı pencere, fayans, ısıtma ve soğutma sistemi dâhil kullanılacak tüm malzemelerin fiyatları Bayındırlık Birim Fiyatları listesinden tek tek alınarak toplanır ve çıkan rakam o projenin yaklaşık maliyeti olarak belirlenir.
Ve yine herkes bilir ki, birçok ihalede belirlenen ancak açıklanmayan yaklaşık maliyetin altında bir rakamla sonuçlanır ki bu da o kurumun kârına, şehrin ve ülkenin avantajınadır.
Şimdi tekrar Sayıştay maddesini hatırlayalım:
“-Elazığ Belediyesi tarafından gerçekleştirilen 75 adet ihalenin 47 adedinin yaklaşık maliyetinin sözleşme bedelinden yüzde 30 fazla olduğu tespit edilmiştir.”
Bunun reel karşılığı ve okuması nedir biliyor musunuz? Elazığ Belediyesi’nin gerçekleştirdiği 75 ihalesinden 47 tanesi, yaklaşık maliyetin altında ve her biri an az yüzde 30 kırımla gerçekleştirilmiş.
Bir başka ifadeyle; yapılan 47 ihalede Elazığ Belediyesi kasasından ve dolayısıyla Elazığ halkının cebinden daha az para çıkmış.
Ve aslında Sayıştay, bu maddeleriyle bir kez daha şehrin emin kişi tarafından idare edildiğini, kamu kaynaklarının kılı kırk yararak harcandığını, ihalelerde gerekli rekabetin oluşmasını sağlayarak nasıl tasarruf yapıldığını ortaya koymuş.
Sayın Başkan, tüm bu meziyetlerini anlatmaktan ve kendi reklamını yapmaktan uzak bir siyasetçi profilini hayata geçirmenin derdi ile sadece hizmete yönelik projelerinin peşinde koşup koştururken CHP milletvekilimiz Sayın Gürsel Erol, “Sayıştay yazmışsa mutlaka bir şey vardır” mantığı ile olacak ki bu maddelerin izahını ve açıklanmasını istemiş.
Ve aslında Sayın Erol, Şahin Şerifoğlularının pek yapmak istemediği, Ak Partili vekillerin zaten hiç yapamayacağı reklamın, en alasını ve en etkilisini yapmış.
Sayın Şerifoğulları’nın bu açıdan Sayın Gürsel Erol’a cevap verme yerine ciddi bir teşekkür borcu var. Kendisi anlatsaydı bu tasarrufu belki de bu kadar net anlatamazdı.
Siz samimi olunca Sayıştay da muhalefet milletvekili de size çalışır ve sizin yapamadığınız ya da yapmak istemediğiniz PR çalışmasını hem ücretsiz hem de daha etkili bir tarzda yapar.
***********************************
HAFTANIN ÖNERİSİ
He he Elazığ’ı sosyal medyadaki fake hesaplar, sayfalar, gruplar kurtaracak!
Bilmiyorum ki Elazığlı’nın, ismini veremeden eleştiri yapan, kriptoculuğa hevesli, gizli kapaklı işler çeviren, dedikoduyla beslenen, kaosa muhtaç bu acizlere olan hevesi nereden geliyor. Bence, düşüncesini açıkça dile getiren, yanlışa yanlış, doğruya doğru diyebilen insanların etrafında kenetlenmeliyiz.
