24 Ocak depreminin üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Aslında bakıldığında hızlı geçen zaman, Şeb-i Yeldâ misali Mübtelâ-yı gama sorulduğunda daha iyi anlaşılacağı için ben de zaman zaman depremin şiddetini bir yıldır her an yaşayan konteyner kentteki depremzedelerimize soruyorum. Onların hikayeleri benim omuzumda öyle ağır bir yük oluşturuyor ki bu yaşta 70 yaşındaki bir amcanın olgunluğuna erişiyor, en ufak şeylerden mutlu olan ‘canımız sağsa gerisi önemli değil’ tarzında bir karaktere bürünmüş oluyorum.
Evet, depremin ardından dinlediğimiz, yakından tanıma fırsatı bulduğumuz kimi yetim, kimi engelli, kimi işsiz, kimi aşsız birçok mağdur insandan sonra ben bugün her anıma şükrediyorum.
Bir toplumu da ayakta tutan değerleridir. Bizim yaşlılara, kadınlara, engellilere olan tavrımız tarihimizin ilk yıllarından bugüne kadar hiç değişmemiştir. Bu durumun tersini sergileyen her kim olursa olsun uyarılmak zorundadır.
Çok net bu bir genelleme de değildir. Konteyner kentlerde görev alan 24 saat görev alarak burada yaşayan insanların güvenliğini sağlayan tüm polis, güvenlik görevlisi ve köy korucularına teşekkürlerimi iletiyorum.
Ancak…
Burada yaşayan insanlar keyfi olarak 20 metrekare alanda yaşamlarını sürdürmüyorlar. Anayasal hakları olan barınma haklarının, devlet baba tarafından tamamlanmasını büyük bir dik duruşla, zor şartlar altında bekliyorlar. Çoğu zaman çok acil ve büyük önemsenme gerektiren taleplerini bile büyük bir mahcubiyetle iletiyorlar. Bu insanlar önce Allah’ın sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bu ilin yöneticilerine emanetidir.
Uykumu kaçıran mesele…
Dün konteyner kent sakinlerinden Dursun Amca (70), bir video paylaştı. Hemen aradım Dursun Amca’yı… Tatsız bir mesele yaşamış. Birçok hastalığı bulunan Dursun Amca ile görüşüp hikayesini dinledikten sonra benim de uykum kaçtı ve sosyal medya hesaplarımdan bir paylaşım yaptım.
Bugün rahat uyumama neden olacak mesele…
Bu paylaşımın ardından AFAD İl Müdürü Osman Pıhtılı beni aradı ve gerekli uyarıyı yaptığını belirtti. Konuşma sonunda yetkili düzeyde bu emanetlere çok büyük ölçüde sahip çıkıldığına ve önemsendiğine ikna olduğum için bu gece rahat uyuyabilirim. Bu vesileyle başta Elazığ Valimize ve AFAD İl Müdürü Osman Pıhtılı’ya ilgileri için teşekkürlerimi iletiyorum.
SUNİ GÜNDEM
Sayın Ters Köşe okuyucuları biliyorsunuz birkaç gündür gündemi işgal eden bir mesele var. Tarım İl Müdürlüğü’nün Zübeyde Hanım Caddesi’ne taşınmasıyla alakalı. Konuyu çok yakından takip ediyorum. Benim sezgilerime güvenebilirsiniz ki Tarım İl Müdürlüğü Binası’nın Zübeyde Hanım Caddesi’nde yapılmasını bu binada çalışan birkaç kişi ve olayı şahsi tartışmalarına meze yapmak için uğraşan bazı oluşumlar haricinde kimse istemiyor. Ben de istemiyorum. Ben ne istiyorum biliyor musunuz, şehir merkezinin trafik sorunu yaşamamasını, rahatça gezeğimiz, nefes alabileceğimiz yeşil alanları. Tabi ki ağır hasarlı binalarda kamu görevlilerimizin ya da herhangi bir kimsenin yaşamasını da istemiyorum. Elazığ’da yer mi bitti? Nedir bu Zübeyde Hanım Caddesi sevgisi… Neresinden bakarsan bak şahsi menfaat kokuyor. Ayrıca ağır hasarlı binalarda çalışan veya yaşayan insanları bu zamana kadar dert edinmeyenler neden aniden bunu dert edinmeye başladı, bu da ilginç.
10 OCAK’TA HAKİMİYET HEDİYE İSTEMİYOR
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü şimdiden kutluyorum. Deprem ve pandeminin gizli kahramanı onlar… Görev aşkıyla gece gündüz demeden mesai harcıyor, vatandaşın sesi oluyorlar. Onların da sorunları var ancak vatandaşın sesine ses olmaktan kendi dertlerini dillendirmeye fırsat bulamıyorlar. Türkiye’de meslek bazlı işsizlik sıralamasının başında Gazetecilik Mesleği geliyor. Umarım gelecek yıllar gazeteciler için her yönden sosyal hakları iyileştirilmiş, daha çok iş imkanı bulabilen, hak ettikleri değerleri görebilecekleri yıllar olur.
Bu vesileyle yukarıdaki konuyla bağlantılı olarak son bir talebim olacak. Hakimiyet Gazetesi 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde hiçbir hediye beklemiyor. Bize göndereceğiniz hediyeler yerine konteyner kentlerde kalan çocuklar için bir şeyler yapabilirseniz, biz çok daha mutlu olacağız.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN DEVLET BAHÇELİ’YE EV ZİYARETİ
Geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi evinde ziyaret etti. Basına yansıyan fotoğraflar samimi ve kapsamlı bir ziyaret olduğunu bizlere gösterdi. Peki ziyaretin amacı neydi, ne konuşuldu? Ben de sizin gibi çok merak ediyorum. Aslında bu görüşmeye dair ipuçları var ama henüz net değil. Ziyaretin sebebi erken seçim mi? Yoksa yapılacak reformlarla mı ilgili? Bekleyip hep birlikte göreceğiz…
CHP NASIL İKTİDAR OLUR?
CHP Elazığ Milletvekili ve Parti Meclis Üyesi Gürsel Erol, CHP Genel Başkanı olursa olur yoksa çok zor. Neden çünkü CHP’nin Gürsel Erol’un çizgisine ulaşmadan milliyetçi/muhafazakar kesimden oy alması mümkün değil. Ne diyor Gürsel Erol: “PKK Terör Örgütüdür.” Ve yine ne diyor Gürsel Erol: “Düşüncelerimiz, inançlarımız, değerlerimiz, kültürümüz, geleneklerimiz hepimizin gerçeği ve her birimizin şanı, şerefidir.”
HAFTANIN ÖNERİSİ
Tüm resmi kurumlar şehir dışına taşınsın ve bu alanlar yeşil alan olarak Elazığ’a kazandırılsın. Yetmez, bir Kültürpark Abdullahpaşa’ya bir tane de Doğukent’e yapılsın.
