Muhammed KURŞUN

Kuyruk Olmaması İçin Zam…!

Muhammed KURŞUN


Nasıl bir zamanda yaşıyoruz vallahi anlamış değilim. Her gün basına düşen gereksiz ve cahil açıklamaları görmek mümkün olduğu gibi, sonuç olarak insan aklıyla dalga geçilmesi elbette nahoş bir olay olduğunu düşünüyorum.

Kırmızı et satış fiyatına yüzde 48 zam yapan Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Osman Uzun, Dünya Gazetesi'ne yaptığı açıklamada "Bizim fiyatlar çok düşüktü, piyasanın yüzde 66 daha altında bir fiyatımız vardı. Bu nedenle çok uzun kuyruklar oluşuyordu. Bu nedenle biz fiyatı arttırdık ama yine de piyasaya göre yüzde 15 daha düşük bir fiyat var" açıklaması sonrası hadi gel buradan yak misali hangi akla böyle bir açıklama yapıldı vallahi anlamak mümkün değil.
Şimdi aklıma iki şey geliyor, birincisi ‘Türk Milleti Zekidir’ diyen Atatürk’ün sözünün ne maksatta günümüz koşulunda anlam kazanıldığı ikincisi ise İsra Suresi 16.ayette “Bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde oranın şımarmış yöneticilerine (iyiye yönlendirici) emirler veririz; onlar ise orada günah işlemeye devam ederler, sonuçta o ülke helâke müstahak olur, biz de oranın altını üstüne getiririz”

Mesaj Net mi?

Şimdi birde 1960’lı yıllarda Hindistan’da yaşanan ekonomik kriz sonrası Halk büyük âlimlerden olan Muhammed Yusuf Kandehlevi’nin yorumuna…
1960’larda Hindistan’da büyük bir ekonomik kriz yaşanır. Temel ihtiyaç maddelerinin fiyatları hiç görülmemiş bir şekilde artar. Eşyalardaki pahalılık artık halkın dayanamayacağı bir duruma gelir. Halk büyük âlimlerden olan Muhammed Yusuf Kandehlevi’nin yanına gelip bu durumu şikâyet ederek pahalılıktan ve fiyat artışından yakınırlar. Ondan bu duruma karşı ne yapmaları gerektiğini sorarlar.

Kandehlevi onlara şu önemli nasihati yapar ve der ki: “İnsanlar ve eşyalar Allah katında iki elin, iki terazinin kefesi gibidir. Eğer Allah katında insanın değeri artarsa eşyanın değeri düşer ve fiyatlar ucuzlar. Ama eğer Allah katında insanın değeri düşerse eşyanın değeri artar ve fiyatlar yükselip pahalılık olur. Siz Allah katındaki değerinizi yükseltmeye bakın ki, böylece insanın değeri yükselsin ve eşyanın değeri de azalıp fiyatlar da düşsün.” Sonra halka dönüp şu ayeti bu söylediğine delil olarak okur: “Eğer o şehirlerin halkı (hakkıyla) iman edip takva sahibi olsalardı muhakkak onların üzerine gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık” (Araf, 96).
Hülasa, işin ehli ve Hak korkusunu içerisinde taşıyan, halkına yaptığı hizmeti sonrasında Hak’ına hesap vereceğini unutmayan babayiğitlere ihtiyacımız vardır. Ben derim ki ülke bürokrasini tekrardan bir masaya yatırmak lazım velhasılıkelam…

Yazarın Diğer Yazıları