Mehmet DUMAN

Dostlar Meclisi 

Mehmet DUMAN

Değerli dostlar hangi konuyu sizinle paylaşsam diye düşünürken öylesine çok katlanacağımız, yazacağımız, acınacak halimize güleceğimiz konular aklıma takılıyor ki gözümün hangisini kapatacağımı bilemiyorum. Geçtiğimiz hafta içerisinde uzun zamandır görmediğim kaptanım, arkadaşım, dostum bildiğim bir büyüğümün bizleri ziyarete gelmesi ile dostalar meclisimizin erken toplanmasına neden olurken, tekrar bir araya gelmenin verdiği heyecanla sevindik, mutlu olduk. Geçmişte çok şeyler paylaştığımız, ekmeğimizi bölüştüğümüz, acısıyla tatlısıyla her türlü yokluğu beraber yaşadığımız günleri yâd etmeden geçemedik, omuz vermeden edemedik. Ayaklarına sağlık Faruk kaptan, özlemiştik seni. Sayende kırk elli yıllık ayakta kalan arkadaş gurubumuz bir araya geldik, çok güzel vakit geçirdik, şimdikilerin bilmediği görmek için çaba sarf etmediği özlem ve hatıraları tekrar yaşayarak bir hoş olduk. Kimler yoktu ki aramızda, Profesör Esat Güzel, Profesör Sinan Çalık, Gazeteci Mustafa Doğan, Eski Futbolculardan İsmail Kanter, Sebahaddin Çakılcıoğlu, Mehmet Ekici, Mustafa Talay, Murat Gül ve birçok arkadaş. Sanmayın daha dün tanıştık, bir araya geldik, yarın her şey biter. Biz o duyguları hiç yaşamadık, yanımıza da yaklaştırmadık. Biz elli yıl önce kuru soğan, ekmek, biraz tuz birazda toz biberle beslendik, biz salçanın tadını şimdiki yağsız yüzsüz yemeklerde değil, çeyrek ekmeğin üzerine sürerek midemize monte ettik. Biz adam satmadık, kendimizi sattırmadık. Dost bildik, dost yaşadık, kardeş bildik, kardeş kaldık, sevgimizi, saygımızı aradan geçen zamana aldırmadan gönülden bağlı kalarak yaşattık. Güller soldu, çiçekler kurudu, bizim ektiğimiz fidanlar ayakta durdu, dostluğumuza köprü oldu. Çocuk olduk, genç olduk, mahalleli olduk, takım arkadaşı olduk, sınıf arkadaşı, okul arkadaşı olduk. Kimimiz esnaf, kimimiz gazeteci, kimimiz mali müşavir, kimimiz profesör olduk. Ayırımcılık yapmadık, sen ben demedik, kaçmadık, madde ve maddiyata esir olmadık, üst kattan bakmadık. Birlikte Anakara lastiğini giydik, birlikte bardaktaki suyu içtik, birlikte aynı topun peşinde koştuk, birlikte tozu, toprağı yuttuk. Mekânları Cennet olsun bazı arkadaşlarımız gerçeğe gitti, beraber üzüldük, birlikte gözyaşı döktük. Bizim düşlerimiz sahte olmadı, bizim oyunlarımız koşarak, iterek, sarılarak, dövüşüp kucaklaşarak oynandı, bizim mutluluğumuz Cumhuriyet ilkokulun bahçesinde, beş taşlarda, çizgilerde, çelik çomaklarda, tel arabalarda kaynak yapıldı. Sevgili dostlar ne yazalım derken çıktık yol dostlar meclisinde verdik mola, Dünya han biz yolcu. Sohbetimiz gece yarısına doğru yol alırken kimimiz oturduğumuz yerde, kimimiz ayakta sallanmaya başladık. Uyku bastı, gözler 10.45 de takılı kaldı. Doymadık biz bize, doymadık geçmişteki günlerimize. Sözleşmiştik başka şehirlerde olan, çalışan, yaşayan, emekli olmuş, şifa dileyen, bastonla gezen, spor için koşan, zamana meydan okuyan arkadaşlarımızla her yıl bir araya gelmeye. Geçtiğimiz hafta sonu bu geleneğimize güzel bir fasıl ekledik. Ayaklarına sağlık Faruk kaptan hoş geldin sefalar getirdin. Yeniden görüşmek üzere, Allah’a emanet olun.
 

Yazarın Diğer Yazıları