Hanifi Yavaş

Türkiye'nin Afrika Politikası

Hanifi Yavaş


Osmanlının çöküşünden sonra Batı dünyası, Afrika’da yüzyıllardır süregelen sömürgeler kurmuştur.

Afrika’nın doğal kaynaklarını sömüren batı dünyası insanları yoksulluğa, açlığa ve hastalıklara terk ederken, sömürdükleri bu kaynaklar ile kendi halklarına rahat bir yaşam sunmuşlardı.

Sömürgecilik, sadece doğal zenginlikler ve ekonomik kaynakların sömürülmesi ile sınırlı kalmamış, siyasal ve kültürel alanda da devam etmişti. 

İşgalden çekildikten sonra yetiştirdikleri yerel unsurlar aracılığı ile sömürü bir başka boyuta geçti. 

Bu sömürgeci ülkelerin başında, Amerika, İngiltere, Fransa ve İtalya gelmekteydi. 

Ve bu ülkeler Afrika pastasını başka ülkeler ile asla paylaşmak istememekteydiler. 

Ancak, son 20 yılda Afrika kıtasında dengeler değişmeye başladı. 

Erdoğan, iktidara geldiğinden beri Afrika kıtasına 40 ziyarette bulundu. Afrika’da 12 adet büyükelçimiz varken bugün bu sayı 43 ‘e yükseldi.

Bu dinamik süreç ticari faaliyetlere de yansıdı ve 2 milyar dolar olan ticaret hacmi, 25 milyar dolara yükseldi. Türkiye’nin Afrika, Somali ve Sudan gibi ülkelerde askeri üsler kurması Afrika'daki konumunu fazlasıyla güçlendirmekte ve sağlamlaştırmakta. 

Tüm bu olumlu gelişmelerin yanında Türkiye'nin, sömürge anlayışından uzak durarak kazan-kazan anlayışı içinde geliştirdiği tüm iyi ilişkiler, batı dünyasında özellikle de Fransa’ da önemli rahatsızlıklara neden olmakta.

Bugün Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkilerin gergin bir atmosferde devam etmesi, Türkiye'nin Afrika pazarından aldığı payın her gün biraz daha büyümesinden kaynaklanmakta. 

Türkiye Afrika’da, artık hem oyun bozucu hem de oyun kurucu bir aktör rolündedir. Ve bu aktif rol, Türkiye’nin özellikle de Erdoğan’ın batı dünyasının hedefinde olmasının en büyük sebebidir.
 

Yazarın Diğer Yazıları