Türkiye çok uzun yıllar boyunca ABD ve Batı eksenli bir dış politika anlayışını sürdürmüştür.
Tarihi süreç içerisinde bu ilişkiler inişli ve çıkışlı bir seyir izlese de genel dış politik eksen bu doğrultuda sürmüştür.
2002 yılından sonraki Ak Parti’nin dış politika anlayışı, bu seyirde başlamış, ancak, 80 yıllık batı eksenli anlayışı bir anda değiştirmek mümkün olmamıştır.
Ancak, süreç şunu göstermiştir ki, değişen iç ve dış dinamikler, bu politikada eksen kaymalarına neden olmuştur.
Yeni dönemdeki dış politika anlayışı, ABD ve Batının kontrolünden çıkarak, Milli çıkarlar doğrultusunda çeşitlendirilmiştir.
Bir taraftan ABD ve AB ile ilişkilerimiz devam ederken öte yandan Rusya ve Çin ile diğer taraftan balkanlar ve Afrika açılımı ve en son Türk devletleri ile yepyeni bir döneme girmiştir.
Bu ülkeler ile geliştirilen iyi ilişkiler ekonomik faaliyetlere olumlu şekilde yansıması, ihracat rakamlarımızın büyümesinde çok net görülmektedir.
Özellikle Balkanlar, Afrika ve Türk devletleri ile geliştirilen bu açılım, FETÖ terör örgütü ile dışarıda yapılan mücadeleye olumlu şekilde yansımıştır.
Yeni Türkiye'nin dış politikası, Milli menfaatler üzerinde rasyonel bir bakış açısı ile sürdürülmektedir.
Duygusallıktan ve ideolojik yaklaşımlardan uzak, tamamen milli menfaatler ve ülke çıkarları üzerine geliştirilen bu yeni anlayış bizi bölgesel bir güç haline getirmekle kalmayacak, savunma sanayindeki devrimler ve büyüyen ekonomisi ile küresel bir güce dönüştürecektir.
Biraz daha sabır...
