Hanifi Yavaş

Ak Parti İslamcı Mı?

Hanifi Yavaş


İslamcılık, İslam'ın kişisel hayat dışında sosyal, siyasal, ekonomik ve politik alanlarda da yol gösterici olmasını hedefleyen düşünce akımıdır. 
Siyasal İslamcılık, batının İslam dünyasından daha fazla gelişmesi üzerine, Osmanlı'da bir kısım aydın ve edebiyatçılar tarafından savunulmuş, II. Abdülhamit tarafından da desteklenmiş olup, 1908'den sonra daha da gelişmiştir. 
Osmanlı aydınlarından Mehmet Akif Ersoy, M. Şemsettin Günaltay, Sait Halim Paşa, Cevdet Paşa, Şeyhülislam Musa Kazım Efendi, Hacı Zihni Efendi, Eşref Edip bu düşüncenin önde gelen savunucularıdır. 
İslamcılık kişilere bağlı değildir. Referansını İslam’dan alır. Hz. Peygamber vefat ettiğinde Hz. Ömer’in tepkisi karşısında Hz. Ebu Bekir şu tarihî cümleyi kullanmıştı: “Kim Muhammed’e tapıyor idiyse, bilsin ki Muhammed ölmüştür, Allah ise bakidir.” İslam’ın da, İslamcılığın da Müslümanlar var olduğu sürece yaşamaya devam edeceği tarihi bir gerçektir. 
Günümüz dünyasındaki İslami hareketlere baktığımızda, Hasan el Benna, Seyyid Kutup, Mevdudi ve Erbakan'dan sonra da düşünceleri,  yaşamaya devam etmektedir. 
İslam dünyasındaki, Müslüman Kardeşler ve Cemaat-i İslamî gibi hareketler ile ülkemizdeki Mili Görüş hareketi, İslamcı siyasî hareketlerin örnekleridir. 
Türkiye’deki kanunların özel durumu nedeni ile bu durum açıkça ifade edilmese de bu hareketin siyasal İslamcı bir yapılanma olduğunu hem İslamcılar hem de tüm İslam düşmanları bilmektedir. 
Milli Görüş Lideri Erbakan'ın söylem ve projeleri içinde yer alan;
İslam Birliği, 
İslam BM Teşkilatı, 
İslam Savunma İşbirliği Teşkilatı, 
İslam Ortak Pazarı
İslam dindarı ortak para birimi, 
İslam kültürel işbirliği teşkilatı gibi söylem ve projeler, İslam medeniyetini ve İslam dünyasını, küresel emperyalizme karşı yeniden diriltme amaçlı yapılan çalışmalardır.
Hatta bu yönü ile Milli Görüş hareketini diğer siyasal İslamcı akımlardan ayıran  dünyadaki tek hareket diyebiliriz. 
AK Parti İslamcı bir parti midir?  
Hayır. Çünkü
AK Parti kurulurken İslami değerleri referans almadıklarını, İslamcı olmadıklarını açıkça tüm dünyaya deklare etmişlerdir. 
Örgütlenme yapılarına bakıldığında her düşünceden ve yaşam biçiminden insanların var olduğu da görülmektedir. 
Benimsedikleri siyasi kimlik daha çok, batılı anlamda muhafazakâr demokrasi anlayışına yakındır. 
İktidara geldikleri 2002 tarihinden bu yana uyguladıkları sosyal, ekonomik, dış politika tercihleri, kültürel anlayışları ve dini kamusal hayat içinde konumlandırma biçimleri ve izlemiş oldukları uluslararası politikalar da siyasal İslamcı bir hareketin uygulamalarıyla örtüşmemektedir. 
AK Parti'nin eğitim ve kamusal alanda başörtüsünü özgürlüğe kavuşturması, Çamlıca ve Taksim gibi simgesel değeri yüksek camiler yaptırması, Ayasofya Camiini ibadete açması, yeni İmam Hatip okulları açması ve mevcut olanların eğitim kalitesini yükseltmesi, İlahiyat fakültelerinin açılması, Bosna, Kosova, Filistin, Somali, Libya, Sudan, Pakistan, Filipinler, Myanmar, Irak, bir dönem Suriye, Karabağ gibi ülkeler ve oradaki İslami yapılar ile samimi ilişkiler kurması Ak Parti’nin İslamcı bir hareketi benimsiyormuş gibi görünmesine sebep olsa da sosyolojik olarak böyle olmadığını söyleyebiliriz. 
Milli Görüş hareketinin içinden çıkan bu yapının hiçbir zaman, İslam Birliği ya da İslam ortak pazarı gibi bir anlayışı olmamıştır. Avrupa Birliği politikaları ile ekonomik olarak batı ile bütünleşmeyi arzu eden, dünya beşten büyüktür diyerek Birleşmiş Milletlerin yapısının ıslah edilmesini, Milli paralar ile ticaret çıkışı ile dünyadaki kurulu düzen içerisinde onurluca yer almak isteyen bir yapılanmadır. 
Muhafazakâr demokrat yapısı ile dini değerlere saygılı, liberal ve özgürlükçü, sosyal demokrat ve milliyetçi anlayışa sahip kadar tüm kesimlere hitap eden bir siyasal hareket olarak siyasal yaşamdaki yerini almıştır. 
AK Parti ne İslamcı bir partidir ne de Siyasal İslam’ın bir temsilcisidir. Zaten kendilerinin de böyle bir iddiası mevcut değildir.
 

Yazarın Diğer Yazıları