Deplasmanda Denizlispor'a konuk olan takımımız, rakibini 2-3 yenerek bu haftayı da üç puanla kapattı. Son üç maçından dokuz puan almayı başaran Elazığspor, bu sene de lige renk katacağını herkese gösterdi.
Berk-Sarpong dışında herhangi bir değişikliğe gitmeden maça çıkan Altıparmak, çok erken bir zamanda oturttuğu iskelet kadro ile, taşlarla fazla oynamadan sonuca gitmeyi başardı. Yediğinden fazlasını atmayı başaran bir takım yaratan Altıparmak, ufak tefek dokunuşlarla bu takımı yarışın içinde tutmayı başaracaktır. Tom'un eskiye oranla, takımın menfaatine uygun bir oyun ortaya koyması, disiplinli bir futbol anlayışı ile skora direk katkı sağlaması bu dokunuşa güzel bir örnektir. Ayrıca saatlerce penaltı çalıştığını hatta çalıştırıldığını bizzat görüyoruz. Alparslan'dan dinamik ve asker bir oyuncu ortaya çıkarması da başka bir örnek. Her ne kadar Tom ve Tatos'un kattıkları dillere dökülse de Alparslan'ın takım içerisindeki gizli kahramanların başını çektiğini net görüyoruz. Bir dokunuşun da kaptan Onur'a gelmesini umut ediyoruz. Ya bu yaştan sonra topu kullanmayı öğrenecek ya da kulübede oturacak başka çaresi yok. Zira hedefe gide bir takımın kaptanı ve sol beki daha komple bir oyun ortaya koymak zorunda.
Savunma dörtlüsünün; kademe anlayışı ve birebir mücadelede kusursuz oynadıkları maçta, gerek yan toplarda gerekse de topu karşılamadaki farklılıkları gözlerden kaçmadı. Sezon başından beri sıkıntılı bölgelerimizden biri olan orta alanın ortası, bu maçta da sıkıntılıydı. Elmar'ın sahada daha dinlenik oyunu tercih edip, topu iyi kullanması önemli bir nokta iken, sık sık pas hatası yapması bekraunduna hiç yakışmıyor. Aşırı gezmesi ve yorgunken buluştuğu topları doğru kullanamaması yapılan top kayıplarının asıl sebebidir. Şimdilik Alparslan'ın üstün performansı ile tolere edilen bu kusurlar ileride başımızı ağrıtabilir. Ayrıca orta alan ile hücum bölgesi arasında ayağa paslarla oyun kuramamamız sezon başından beri dikkatleri çekiyor. Tom'a ulaştıramadığımız her topta ya pas hatası yapıyoruz ya da kontra atak yiyoruz.Yediğimiz iki golde de ikili ön liberolarımızın bölgelerini zamanında kapatamamasının rolü büyük oldu. Kaleci Soner'in doğru yer tutmasına rağmen kurtaramadığı gollerde, Denizli Spor'lu Barış'ın kişisel yeteneğine kurban gittiğini söyleyebilirim.
Sarpong-Berk, Mertan-Maranhao,Tatos-Kadir değişikliklerinin hem zamanlaması hem de tercihlerinin doğru olduğunu ama Maranhao'nun hala takıma alışamadığını net görüyoruz. Tatos ve Tom'un skor anlamında sırtladığı, Mehmet Yiğit, Erman ve Alparslan'ın mücadeleleri ile taşıdığı takımımızda, taraftarların şampiyonluk türkülerini söylemesinin daha çok erken olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Lig, çok uzun bir maraton, sakin olan oyuncularını şampiyonluk havasına erken sokmayan, her maça final havasında çıkan takımlar, bu uzun maratonda sonuca ulaşacaktır. Bu konuda çok tecrübeli olan Altıparmak, en büyük şansımızdır.
Önümüzdeki hafta sahamızda karşılaşacağımız Balıkesir Spor, kadro yapısı olarak bize en çok benzeyen takım. Onlarda bizim gibi iyi bir hava yakaladılar. Bizim kalitemize yakın bir rakip olan Balıkesirspor'dan alınacak bir galibiyet, psikolojik olarak çok önemli. Oyuncularımızın var olan kapasitelerini tavan yaptırabilecekleri bir müsabaka olacaktır. Ayrıca bu uzun maratonda, her anlamda kritik sayabileceğimiz ilk maç bu maç olacaktır. Seyircinin etkisinin çok önemli olacağı bu kritik müsabakada tribünlerin dolması, oyuncuları pozitif etkileyecektir.
SAYGILARIMLA.
