E.Eren KURNAZ

ELAZIĞSPOR'DA NELER OLUYOR

E.Eren KURNAZ

     Tarihinin en zor günlerini geçiren Elazığspor, sahasında Gazişehir Gaziantep FK'ye farklı yenilerek haftayı puansız kapattı. Kadro kalitesi olarak zaten rakibine karşı zayıf olan takımız birde hakem faktörüne karşısına alınca farklı yenilmekten kurtulamadı.Verdiği kararlar ile saç baş yoldurtan Çağdaş Altay; takımı eksik bırakma, oyuncuları demoralize etme, seyirciyi galeyana getirme, deplasman takımını aşırı kollama gibi yapmaması gereken her şeyi yaptı maşallah. Anlamsız bir şekilde Diarra'yı oyundan atan Altay, bu farklı mağlubiyetin baş kahramanı olmuştur.

     Dirençli ve ayağa iyi pas yapan rakibi karşısında yanlış kadro tercihi ile maça başlayan Orhan Hoca, Diarra atıldıktan sonra oyunu bir türlü toparlayamadı. Mücadele gücü yüksek Kadir Taşoğlu ve Ahmet Aras yerine, Musa ve Diarra'yı tercih eden Orhan Hoca daha yumuşak bir yapı ile hata yaptı. Maçı kazanma adına risk alarak maça başlamayı tercih eden Orhan Hoca, rakibin kalitesini hesaba katmadı. Kaleci Soner'in gününde olması belki tarihi farkın önüne geçti ama, oyundan erken kopan oyuncuların disiplinsiz oyun anlayışları maçın bu hale gelmesinde ikinci faktör olarak net görüldü. Adem'in ikinci yarı bölgesini terk etmesi, zamanında geri dönmemesi, Tatos ve Elmar'ın bireysel oyun tercihleri, Kadir Bekmezci' nin rakibini kovalamada yetersiz kalması eksik kalan takımımızda farklı yenilginin taktiksel görünenidir.

     Tabi bütün bu hataların ve yanlışların arka planda görülmeyen psikolojik etkenlerinin olduğunu anlayabiliyoruz. Oyuncu ve teknik heyetin ciddi bir kriz içerisinde oldukları, davranışlarından okunuyor. Elazığspor'u yönetenlerin bu travmada baş aktör oldukları aşikar. Mevcut sıkıntıları çözemeyen, oluşabilecek krizleri de öngöremeyen, yönetemeyen yetkililer Elazığspor'a zarar verdiklerini ne zaman anlayacaklar acaba?

    Mehmet Yiğit ve Elazığlı gençler ile ilgili son krizdeki kararlar ve tutumlar, bunun en belirgin örneğidir. Mehmet Yiğit'in kadro dışı kalması ile ilgili Başkan'nın yaptığı açıklamalar, resmen kendisini ele vermiştir. Özellikle belli maçlara denk gelen kırmızı kartlara yapılan ima, meydana gelen kavgadan sonra vurgulanarak  bilinç altının sorgulanmasına sebep olmuştur. Bir kulübün disiplin kuralları adı altında belirlediği kriterler olmalıdır, ve her suçun bir bedeli olacağı futbolculara aktarılmalıdır. Kırmızı kartın bir cezası olmalı ve bu açıklanmalıydı. Neden başka bir krizden sonra bunlar gündeme getirilerek oyuncuyu taraftarın ve basının önüne atarlar anlamış değilim. Gördüğü kırmızı kart konusunda tamamen haksız olan Mehmet Yiğit, kırmızı kart ve kavga ile ilgili tabiki gerekli cezaya çaptırılmalı ancak şu dönemde kadro dışı kalmasını doğru bulmuyorum. Sezon başı takımını ve arkadaşlarını bir arada tutan, sonradan anlaşılan eski oyuncuları takıma kazandırma adına yaptığı mücadele ve yıllardır bu takıma verdiği emekleri unutulan Mehmet Yiğit'in, transfer yasağının olduğu bu süreçte takımdan koparılmasının yanlış olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

       Hiç bir soruna çözüm bulamayan, bulacağı ümidini de göremediğimiz bu yönetimin hala ısrarla görevde kalmasının manidar olduğunu düşünüyorum. Amaç Elazığspor'un geleceği yada menfaati ise, bu uğurda mücadele ve gayret göstermek bu yönetimin görevi değil midir? Acaba yapılan mücadele şahsi menfaatler uğruna mıdır? Bir kaç yönetici dışında istifa kararı veren yönetim kurulu üyeleri de mi haksız? Bütün şehrin gördüğünü bir tek kişi mi göremiyor yada görmek istemiyor? Bu sorulara verilecek cevap herkesi tatmin edecek ise sorun yok!!!! Yok eğer etmeyecekse sonumuz hiç hayra alamet değil.

Yazarın Diğer Yazıları