Cengiz GÜLAÇ

YANILMAZ, GÜRGÖZE VE BULUT'UN ÇEKTİRDİĞİ FOTOĞRAFIN ANGUTLARA VERDİĞİ MESAJ! 

Cengiz GÜLAÇ

Sevgili okur, 

Belki sen bilmiyorsun… Bilmek zorunda değilsin… 

Belki sen yanlış biliyorsun… Doğrusunu izah etmek zorunda değilim… 

Belki doğrusunu izah etsem… Bana yakışmaz… 

Mesele ne mi? 

Meselenin sizin bilmeniz gerektiği kadar olan kısmı şu sevgili okur… 

Ben eski belediye başkanımız Sayın Mücahit Yanılmaz’a destek oldum. Destek derken, kavgadan kaçmadım. Kavga derken, kralını tanımadım. Tanımadım derken, vurduğum yerden ses getirdim. Vurdum derken, muhatabının altı ay cinsel hayatının bitmesi garantisini veriyordum! 

En mütevazı halimle durumumu böyle ifade edebilirim! Teşekkür ederim! 

Bu satırları pişmanlık için yazmadım, yanlış anlaşılmasın. Bugün olsa, yine yaparım. Ben inanmadığım hiçbir şeyi yapmadım, yapmam, yapmayacağım… 

Birçok kişiyle kötü oldum mu, oldum. Mesela, Ak Parti İl Başkanı SayIn Ramazan Gürgöze’nin yanlış yaptığını düşündüğüm şeyleri köşemde yazdım mı, yazdım. Eski zamanlarda bu sebeple aramız açık mıydı, açıktı.  

Şimdi ve çok zamandır, Sayın Gürgöze’yle ilgi aramızda yaşadığımız tek bir sıkıntımız yok. Bu kısım özel bir mesele.  

Ama… Hatta şeddeli “ammaaa!”… Sayın Gürgöze’yi bir konuda hep takdir ettim… 

Doğru veya yanlış, Sayın Gürgöze’nin olaylar ve kişiler nezdinde tavrı nettir. Nokta. Hakikaten nokta! Gerçekten de nokta… 

Gürgöze’nin tavrını değiştiremezsiniz. İster beğenin, ister beğenmeyin. Eleştirseniz bile bilirsiniz ki duruşu bellidir. Herkesin sustuğu yerde siyaseten aleyhine bile olsa birçok alengirli konuda tavır aldığını biliyorum. Başka bir gün yazarız…

Ak Parti Milletvekili Sayın Metin Bulut için de benzer şeyler söyleyebilirim. Yanlış veya doğru, duruşu vardır. Ha siz eleştirebilirsiniz, buna da sonuna kadar hakkınız var. 

Nereye gelmeye çalıştığımı anlatayım… 

Geçtiğimiz hafta ELFED İstanbul’da peynirli ekmek günü düzenledi. Elazığlı bütün siyasiler hemen hemen ordaydı. 

Eski Belediye Başkanımız Sayın Mücahit Yanılmaz da katılanlar arasındaydı. Basına servis edilen fotoğrafları hepiniz görmüşsünüzdür.  

Ortada Sayın Yanılmaz, bir yanında Sayın Metin Bulut, diğer yanında Sayın Ramazan Gürgöze… 

Hatırlarsanız, Sayın Bulut iki Ak Partili belediye meclis üyesini partisine şikâyet etmişti. Birisi Elazığspor Başkanı Sayın Sedat Karataş’tı, diğeri ise Elazığspor ikinci başkanı Sayın Karahan Çelik’ti. Sebepleri uzun mesele, girsek çıkamayız… 

Bu iki isim aynı zamanda belediye başkan yardımcılarıydı. Şikâyetin sonunda her iki isim de partilerinden ihraç edildi. 

Yaşanan sıkıntıların sonunda bu dip dalga devam etti ve Sayın Yanılmaz ikinci dönemi için partisi tarafından aday gösterilmedi… 

Hadi her yerde konuşulan ama asla kamuoyu önünde dile getirilmeyenleri de yazalım… 

Rivayet odur ki, Ak Partili yerel aktörler Sayın Yanılmaz’ı genel merkezde dosya manyağı yapıyordu! İmar başta olmak üzere, Elazığspor meseleleri, bazı usulsüzlük iddiaları falan… 

Sonuçta Sayın Yanılmaz, iddialar doğruydu veya değildi, yeniden aday gösterilmedi. Belli ki, yapılan kulisler etkili olmuştu. 

Öyleyse, benim açımdan her biri ayrı ayrı kıymetli kişiler olsa da, Mücahit Yanılmaz peynirli ekmek gününde o fotoğrafı veremez, vermemeliydi! Nokta… 

Kendisiyle yol yürüyen, bedel ödeyen isimlere ne cevap verecek? Ben demiyorum ki meydanda alenen kavga etsin. Ama her şeyin bir adabı var. 

Sedat Karataş, Karahan Çelik, medyadaki isimler(!), beraber yol yürüdükleri ve daha çokları… Yanılmaz’la yol yürüdüler diye birçok kişiyle kavga ettiler, dostlukları bitti. Sonuç bu görüntü olmamalıydı. 

Dikkatinizi çekerim, Gürgöze ve Bulut tüm bu süreçlerde asla duruşlarından taviz vermediler!

Bu sebeple, demem o ki… Sevgili siyasiler, yol yürüdüğünüz insanları bir kalemde silmeyin. Bilin ki, bütün makamlar geçici. Baki olan ise dostluklar, yol arkadaşlıklarıdır.  

Benim için meselenin önemi mi? 

Allah bana minnetsiz bir lokma, bir iş nasip etmiş. Önünde ceket ilikleyeceğim, eyvallah diyeceğim, minnet duyacağım kimse yok. Omuz verdiğimi satmadım, kimseden de bir omuz görmedim!  

Gerisi, tınnnnnnn! 

Vefa çok önemli bir erdemdir. Vefasız olmamaya çalıştım. Haberkent’te yazarken arkadaşlarımın yanını yere vermedim. Bugün Hakimiyet’te yazıyorum, Ahmet Toprak’ı ailem gibi sahiplenmişim. 

Siyasette herkes de benim için kıymetlidir. Yanlışlarını söylerim ama herkesin de elinden gelen katkıyı sağlamaya çalıştığını düşünürüm. Katkı konusunda liyakat ve yeterlilik tabi ki tartışılacaktır. Yerel aktörlerin nezdinde çokça da tartışılıyor zaten.

Metin Bulut da, Sermin Balık da, Zülfü Demirbağ da, Şahin Şerifoğulları da, Gürsel Erol da, Ramazan Gürgöze de… Eski ve yeni bütün siyasilerimiz de değerlerimizdir. İcap ederse en sert şekilde ilk önce ben eleştiririm, eleştirmişimdir de, bundan sonra da eleştirmeye devam edeceğim. 

Tolga Ağar’ı neden mi es geçtim? 

Eee, kusura bakmasın onu siyasetçiden saymıyorum!  

Niye mi? 

Valla ne bilem, sevim işte! 

Evet, ezcümle…

Her şey makamlar için, Sizin makamlarınız için değildir. Bazen sırf yolu birlikte yürüdüğünüz kişilerin hakkını, hukukunu, onurunu düşünmeniz icap eder! 

Beni anlayabildiniz mi, kendi iradesi için değil de başkalarının hatırına Ramazan Gürgöze ve Metin Bulut’a düşmanlık edenler?(!) 

Soruyu doğru soralım! 

Sözde dava adamı kılıklı özde angut, Ramazan Gürgöze ve Metin Bulut ile kavga eden saftirik dava adamları, kavganızın yalan olduğunu anladınız mı? 

Soruyu en geri zekâlının bile anlayacağı netlikte soralım! 

Boş beleşler, keyfimiz nasıl(!)? 

  

 

Yazarın Diğer Yazıları