25 Mayıs 2016 yılında yapılan kongrede Elazığspor yönetimine girmiştim. İki yıl kaldığım yönetimde basın sözcülüğü görevini yerine getirmiştim.
Bir akşam Malatya yolu üzerinde bir lokantaya giderken tanımadığım bir şahıs yanıma geldi. Selam verip kendisini tanıttı.
Bir ara Elazığspor’dan alacağı varmış. Bu tür kişilerle zaman zaman karşılaştığım için normal bir alacak meselesi zannettim. Adam anlatmaya başlayınca işin rengi değişti.
Yanlış hatırlamıyorsam Elazığspor’a gıda vermiş. Şu an FETÖ firarisi olan Eski Elazığspor Başkanı Mustafa Yıldız döneminde alacağı varmış.
Şahıs anlatmaya başladı…
“Elazığspor’dan şu kadar alacağım vardı. Mustafa Yıldız beni çok sıkıştırdı, alacağımı ödemiyordu. Benden indirim istedi. Yapacak bir şey yok, ya kabul edecektim ya da alacağımı alamayacaktım. Daha sonra öğrendim ki benim alacağım için tahsilat makbuzu düzenlenmiş. Sanki hepsi tarafıma ödenmiş gibi. Bana ödenmesi gereken paralar da FETÖ’ye aktarılmış. İspatlayabilirim, bu konunun peşini bırakmayın lütfen…”
İşin rengi değişmişti. Ben şahsa mutlaka kulübe gelmesini, elinde ne belge varsa getirmesini, bu işin peşini bırakmayacağımı söyledim, tokalaştık ve ayrıldık.
Sonra ne oldu, korktu mu, bir şey çıkmayacağını mı düşündü, bilmiyorum. Bir daha da şahsı görmedim.
Adam aklımı bulandırmıştı bir kere. Meseleyi araştırmaya başladım. Mustafa Yıldız başkan olduğunda ben Elazığ’da değildim. O dönemi hatırlamıyorum. Mustafa Yıldız’ı da FETÖ meselesinden firari olması sebebiyle biliyorum.
Sorup soruşturunca FETÖ’cü Mustafa Yıldız döneminde Elazığspor üzerinden bir dünya pisliğin döndüğünü dinlemeye başladım. Sonunda da Mustafa Yıldız milyonlarca lirayla yurt dışına kaçtı…
O dönemlerde maalesef FETÖ devletti. Organize bir şekilde korunuyor, kollanıyorlardı. Şimdi düşünüyorum da, istisnalar kusura bakmasın ama siz Elazığspor’da görev alıp da zan altında kalmayanı gördünüz mü?
O hırsız, bu hırsız, şu şunları götürmüş, bu servetini Elazığspor’ a borçlu, falan filan…
Dedim ya o dönem ben Ankara’daydım, meseleleri hatırlamıyorum. Merak ettiğim konu şu…
Mustafa Yıldız Elazığspor’u kullanırken, FETÖ’ye paralar, imkânlar aktarılırken medya ne yapıyordu? Anlattığım konular hiç gündeme geldi mi?
Şunu da söyleyeyim…
Dönemin valileri… Hani şu Bahri Turhan Başkanın burnundan fitil fitil getiren valiler, şimdi nerelerdeler, ne işler yapıyorlar bilmem…
Bildiğim, onların FETÖ’ye çektiği peşkeşin onda birini yapanlar şimdi cezaevlerinde. Bu valilere ne oldu, kimse hesap sordu mu, bilmiyorum.
Elazığ’da FETÖ’nün en palazlandığı zaman vali olan amcamız sonraları başka yerlere vali oldu. Onun verdiği imkânlarla garibanın çocuğunu kandırdılar, beynini yıkadılar. Yazık oldu memlekete. Kendisi belli ki bu dünyada hesap vermeyecek, ahrete Allah kerim!
Son kez demem o ki; kimse bana Elazığspor üzerinden dürüstlük edebiyatı yapmasın ağalar! Adam hepinizin gözünün önünde Elazığspor’u bir terör örgütüne peşkeş çekti!
BENDEN SÖYLEMESİ
Sayın ilgililer, benden söylemesi…
Bu şehirde iki tane profesyonel futbol kulübü var ve…
Stadın inşaatı muamma,
Maç yapacak portatif bir stat bile yok,
Koca şehirde bir tane çim saha yok,
Takımlar lige başlayabilecek mi, sahaya inebilecek mi, kulüp lisansı alabilecekler mi, belli değil…
Yani demem o ki sayın ilgililer…
Bugün yediğimiz hurmalar gün gelir başımıza bela olur ve çok fena hepimizi tırmalar!
Veya…
Şehirlere bombalar yağarken her gece, biz durmadan sevişirdik!
Alakasız ama güzel oldu!
