Cemil TURGUT

Çok Taraflı Eğitim

Cemil TURGUT

Bilindiği gibi eğitimin en temel yönlerinden biri de, nitelikli insan yetiştirmek ve bu sayede hem bireysel hem de toplumsal gelişmeyi sağlamaya çalışmaktır. Eğitimle hem kültürel değerler hem toplumsal normlar hem de bireysel davranışlar düzenlenerek daha gelişmiş bir hayat standardı oluşturulabilir. Bu bakımdan dünyadaki tüm ülkelerde eğitime en öncelikli mesele olarak bakıldığı, yapılan akademik çalışmalarla da ortaya konulmaktadır. Japonya, Güney Kore, Çin ve Batı ülkeleri gibi gelişmiş toplumlardaki eğitim sürecinin o ülkeye katkısı açıkça ortadadır. Adı geçen ülkelerin eğitim modellerine bakıldığında eğitime birinci derecede önem verildiği görülür.

Dünyadaki tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de eğitimin önemi son yıllarda daha çok anlaşılmıştır. Eğitimin hem bilimsel ve teknolojik ilerlemede hem de kısmen kaybolmaya yüz tutmuş medeniyetimizi yeniden diriltmeye katkısı çok net ortaya çıkmıştır.

Peki yukarıda bir parça önemi vurgulanan eğitimde nasıl bir yol izlenmelidir?
Sadece okul eğitimi yeterli midir? Eğitimin tarafları kimlerdir, hangi kurumlardır? Bu soruların elbette farklı cevapları olabilir. Bizim dilimiz döndüğünce yapacağımız değerlendirmede üzerinde durağımız eğitimin tarafları; aile bireyleri yani anne ve babalar, çevre, okul, görsel ve sosyal medya gibi yapılardır. Yani bireyin eğitimi günümüzde çok yönlü olmaktadır. Bir bireyin önce ailede sonra okulda başlayan eğitim serüveni, çevre, sosyal ve görsel medyayla şekillenmektedir. Çocuk önce ailede gördükleriyle, anne ve babadan duyduklarıyla şekillenmeye başlar ancak okullaşma ve çevrenin etkisiyle eğitimin şekillenmesi tüm hızıyla olumlu ya da olumsuz devam eder. Bir bakıma bu enstrümanlar çocuğun birden fazla ebeveynini oluşturmaktadır.

O halde çocuğun eğitiminde öncelikli olan aile ve okul gibi taraflar bireydeki negatif etkilerin zemin kayması oluşturmasını engelleme yönünde bir eğitim modeli oluşturmalıdırlar. Bireyin ailede ve okulda aldığı olumlu eğitim birikimlerini, çevrenin ve sosyal medyanın heba etmesine müsaade etmemelidirler. Çocuk, hem aile hem de eğitimin diğer unsurlarıyla birlikte; beden, ruh, ahlak, zihin ve duygular bakımından dengeli ve sağlıklı olarak yetiştirilmeye çalışılmalıdır. Aynı zamanda ailesine, çevresine ve içinde yaşadığı topluma karşı en iyi bir şekilde sorumluluğunu yerine getirme noktasında eğitilmelidir.

Yukarıda bahsi geçen eğitimdeki bu kararlılık beraberinde bireyin; daha yapıcı, daha yaratıcı ve daha verimli olarak yetişmesini sağlar. Bu bağlamda yetişen bireyler de bilgi toplumunun oluşmasında ve teknolojinin gelişmesinde çok önemli rol oynarlar. Böylece yaşadığı ülkenin bilimsel ve teknolojik hamlelerinde lokomotif güç olurlar.
Gelişmiş toplumlarda yeteneğe ve ilgiye göre bir eğitim modeli uygulandığını göz önüne aldığımızda, ülkemizde de gelişmiş ülkelerdeki gibi çok yönlü bir eğitim sürecine yönelme, bilgi toplumunun oluşmasına büyük katkılar sağlayacaktır. Bu sayede kısa bir sürede gelişmiş ülkeler skalasına yükselebilir ve mesafeyi kapatabiliriz.

Esasen bu noktada yapılacak şey bellidir. Bireyin eğitiminde hem çok farklı kesimlerin rol model oluşturduğunu hem de gelişmiş ülkelerdeki eğitim modellerini dikkate almak gerektiğini ve ona göre bir eğitim süreci oluşturmanın bu konuda önemli bir yol aldıracağını unutmamak gerektiğini düşünüyoruz.

Değerlendirmemizi genel olarak “eğitim” kavramı üzerinden yaptık ve fakat eğitimin öğretimle bir bütün oluşturduğunu da göz ardı etmeyelim. Eğitimden kastımızın hem davranış bilimleri açısından hem bilgi birikimi açısından ele alındığını ifade etmekte yarar var.

Sonuç olarak eğitimin; insanların ve toplumların gelişmesindeki en temel unsur olduğunun bilincinde olmak gerektiğini vurgulamak isteriz. Gelişmiş ülkelerin eğitime verdikleri önemle bilgi ve teknolojiye ulaştıklarını, bugün eğer dünyaya yön veriyorlarsa bunu eğitime verdikleri öneme borçlu olduklarını, eğitimin çok taraflı olduğunu bireyin yetişmesinde birçok paydaşın bulunduğunu unutmamak gerekir diye düşünüyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları