05 Mayıs 2022 Tarihinde, “Nisan 2022 ayı enflasyonu açıklandı…”
TUİK verilerine göre son yirmi yılın en yüksek enflasyon rakamları…
Son bir yıl içerisinde, “Gıdada, giyimde, ulaşımda, eğitimde, sağlıkta, konutta vesaire…”
Halk deyimiyle, ‘her şeye yüzde 70 zam gelmesi/ pahalılık’
Cebinizdeki paranın değeri, bir yıl içerisinde ‘yüzde 70 erimiş…’
İnsanımızın en büyük korkusu nedir, ‘yoksulluk sarmalı…’
Sosyal dengelerin tamamen alt üst olması/ alabora olması!
Özellikle de, ‘işsizliğin bir bunalıma dönüşmesi…’
Bir anne-babayı düşününüz… Evine istediği ihtiyacı alamıyor!
Tatil yapamıyor… Evladının eğitiminde zorlanıyor…
Çaresizliğin, imkânsızlığın kalp atışlarını nasıl zorladığını bilelim…
Bir yanda Suriyeli, Afgan, Pakistanlı vs. milyonları bulan sığınmacılar…
Bir tarafta, “1984’lerden günümüze kadar sonuçlanmayan terör belası…”
Beri tarafta, “Rusya- Ukrayna savaşı…”
Pandemi sonrası yerküresini etkisi altına almaya başlayan, ‘iktisadi krizler…’
Ve günümüzde, ‘enflasyonu tetikleyen onlarca sebepler…’
Önemli olan nedir, ‘çıkış yolunun sağlıklı bir şekilde alınması…’
“Bu Vatan Bizim…” şiirimizde ne diyoruz;
“Vatan toprağın bağrında kalbimdir
Malazgirt’ten, Çanakkale yoludur
Yolum üzerinde göğsümü bulur
Meydanlar er meydanı zafer alayımdır!”
Biz bu toprağa, imanım hey diyerek, vatan diyerek, bayrak diyerek, ‘sevdalıyız’
Bizler bu coğrafyada, ‘ecdat hatıralarını yaşayan/ yaşatan’ bir milletiz!
Elbette şu gerçek, “dostu az olan tarihin yalnız kavmiyiz”
Bu coğrafyanın, ‘zor, çetin ve sıkıntılarla dolu’ bir coğrafya olduğunu da biliyoruz!
Yeter ki, ‘analizlerimizi doğru ve sağlıklı yapalım’
2021 yılının Ocak ayında, yıllık enflasyon; 14.97…
2022 yılının Ocak ayına geldiğimizde yıllık enflasyon, 48.69 oluyor…
Son dört ayın enflasyon rakamlarına baktığımızda;
AYLAR (2022 Tüfe (Yıllık yüzde değişim) TÜFE(Aylık yüzde değişim)
Ocak 2022 48.69 11.10
Şubat 2022 54.44 4.81
Mart 2022 61.14 5.46
Nisan 2022 69.97 7.25
2017 Yılının Ocak Ayında, TÜFE (Yıllık Yüzde Değişim); 9.22’lerde…
Yıllık Enflasyon, ‘yüzde 10’ların altında…’tek rakamlı seyrediyor.
Ne oluyorsa, 2018 Yılının 9.ayında oluyor.
Bu ayda, TÜFE Yıllık Yüzde Değişim; ‘yüzde 24.52’lere…’ çıkıyor.
Bu ayın aylık enflasyon rakamları ise, ‘yüzde 6.30’larda…’
2019 Yılının 10. Ayında TÜFE Yıllık Yüzde Değişim; 8.55’lerde…
2020 Yılını bir kâbus misali ağırlamaya çalıştık…
2020 Yılının 24 Ocak tarihinde Elazığ Depremi…
Aynı Yılın 11 Mart’ında Covid-19’dan ilk ölüm…
Sonrası… O kadar büyük bir sarsıntı geçiriyoruz ki!
Allah bir daha bugünleri bizlere yaşatmasın!
2022 Yılı, belki pandemi açısından bir rahatlama dönemine girildi ama!
“Rusya-Ukrayna Savaşı…” bir kırılma dönemini başlattı!
2017 Yılının Ocak Ayında Altının Gramı ne kadar; “145 lira…”
Ya günümüzde ne kadar, 900 liranın üzerinde seyrediyor!
Atatürk Döneminde dolar ne kadar?
1923 yılında, Doların ortalama alış fiyatı, 1.68 lira…
1936-1938 yılında; Doların ortalama fiyatı, 1.33 lira…
2008 yılında Doların ortalama fiyatı, 1.29 lira…
Gel görelim, 2020 yılında; 7.01 lira olan Doların Ortalama Fiyatı;
2022 Yılının Nisan Ayına Geldiğimizde, 14.85 liraya fırlayacak!
2021 yılında benzin fiyatı; 8.40 lira,
2021 yılında Mazot fiyatı, 8.16 lira,
Ya günümüzde, benzin fiyatı; 20. 33 lira
Motorin fiyatı ise 22.08 lira…
Dikkat edilirse, “2020 yılından itibaren kırılma başlıyor!”
2022 yılına gelindiğinde, ‘enflasyonun her geçen ay arttığını…’
Son 20 yıl içerisinde, kendi rekorunu kırdığını görmekteyiz!
TÜRK-İŞ’in açıklanan rakamlara 4 kişilik bir ailenin açlık ve yoksulluk sınırı;
Nisan 2022 açlık sınırı, 5 bin 323 lira
Yoksulluk Sınırı, 17 bin 340 lira…
Şunu belirteyim, ‘her aile hesabını biliyor’
Türkiye’mizde, ‘yoksulluk sınırı’ 17 bin 340 lira…
Soru gayet net ve açık,
“Bu ülke yoksulluğu ne zaman yok edecek!”
Bunu ülke insanı, aydını, akademisyeni, ‘birlikte düşünecek’
Siyasi İrade, ‘yoksullukla amansız bir mücadeleyi başlatma…’ kararlılığında olmalıdır!
Artık, ‘tarihi kararlar alınmalıdır’
Piyasa denetimi o kadar önemli ki,
“haksız kazanca dur demenin zamanı…”
Her ay geldiğinde, “bir emekli olarak da…” sıkıntının daha da büyüdüğünü görüyoruz!
“Dar gelirli geçinemiyor…”
Çok kullandığım bir kelime vardır;
“toplumun iki yakası bir araya gelmelidir!”
Buluşma adresimiz, ‘yoksulluk kültürü…’ olmamalı!
‘Orta Yolu…’ tercih eden, ‘refah toplumu’ nasıl olabiliriz!
Meryem Suresi 87 ayette şöyle buyrulur;
“Rahman’ın katında söz (izin) almış olanlardan başkası;
Şefaat hakkına) sahip olmayacaktır!”
İnancımız, “yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz!” buyuruyor.
Toplum, ‘israfa o kadar çok alıştırıldı ki,
Kendimize ait olmayan, ‘harcama kültürüne…’ müptela olduk!
Artık, ‘değişime…’ ihtiyacımız var.
Ayet, “onların işleri kendi aralarında şura iledir!”
Siyaset bizim kültürümüzde, “birleştirme, uzlaştırma, kaynaştırma, idare etme sanatıdır!”
Hele, ‘ayrışma sanatı…’ hiçbir zaman olmadı, inşallah olmayacak da…
İnancımız, “bölünmeyiniz, parçalanmayınız yoksa devlet kudretiniz elinizin altından kayar gider!”
“Bir olacağız, diri olacağız, iri olacağız…”
“Birlikte rahmet, ayrılıkta azap var…”
Çıkış Yolumuzu, ‘sürekli istişare ile bulabiliriz…’
Şunu da ifade edeyim, “bir kalp de iki din olmaz!”
Her sözümüzde, “dürüst ve samimi olacağız…”
Geleceği birlikte inşa ve ihya edeceğiz!
