Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Tarihe Merhaba

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

20 Haziran 2022 Pazartesi Günü, Manas Gönülevi’nde;
“tarihe merhaba…” diyorduk.
Kimlerle mi?
Şairlerimiz, yazarlarımız, mütefekkirlerimiz, 
“Murat Bilgin, Hadi Önal, Muammer Aksoy, İlhami Bulut, 
Fethi Açıkgöz, Mahir Gürbüz, M. Faik Güngör…”
Fırat Üniversitesi’nden Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammed Beşir Aşan…
Ve Azerbaycanlı Öğrenciler;
“Türkan İseyyeva, İlyas İbrahimov, Hasan Yusufzade, Ali Mamatzade, 
Elvin Hüseynov, Hüseyin Resilov,  Turan Hatemli…”
Manas Genel Koordinatörü Şener Bulut’un organize ettiği; 
“Azerbaycanlı Öğrencilerle Sohbet!” toplantısı takriben 10.30’dan 12.30’a kadar devam etti.
Prof. Dr. Muhammed Beşir Aşan Beyin, “Milli Tarih Şuuru…” konularında çok nezih bir sohbeti oldu. “Bir Millet İki Devlet…” sözünün günümüz ölçeğinde ne kadar büyük bir önem taşıdığı da tarihi yorumlarla vurgulandı.
Türkiye ve Azerbaycan iki devlet olarak her bakımdan birlikte hareket ediyorlar.  
O birliktelik tarihi, “Karabağ Zaferini…” getirdi.
Artık inşallah, Anadolu’ya Asya’nın kapılarını da bütünüyle açacaktır.
Bu sohbette en fazla dikkatimizi çeken bir şey vardı; “Turan İdeali…” 
Şairlerimiz, yazarlarımız ve ediplerimiz kadar,  Azerbaycan’dan Fırat Üniversitesine gelerek;
“Lisans, Yüksek Lisans, Doktora Eğitimi Yapan…” Azerbaycanlı Öğrenciler tarafından da sıklıkla kullanılmasıydı!
Sohbetlerimizde sıklıkla geçen isimler arasında; 
 “Mehmet Emin Resulzade, Gaspıralı İsmail, Ahmet Cevat,  
Elmas Yıldırım, Bahtiyar Vahapzade, Nizami, Nesimi, Fuzuli, 
Sabır, Hüseyin Cavit, Cafer Cabbarlı, Mikail Müşvik, Üzeyir Hacıbeyli…”
Azerbaycan’ın ilk Cumhurbaşkanı, Mehmet Emin Resulzade’nin tarihe iz düşen sözleri;
 “Yükselen bir bayrak bir daha yere inmez!”
Azerbaycan aydınında çok güçlü bir, “vatan, bayrak, millet, devlet sevgisi…” 
O sevgi Azerbaycanlı öğrencilerimizin de, ‘özgüvenlerini artırmış…’
Öyle bir özgüven ki, “Türk Birliği…” şuur altına yerleşmiş!
Azerbaycan Milli Marşının Sözlerini sohbetimizde bir daha tekrar ifade ettik;
“Azerbaycan! Azerbaycan!
Ey, kahraman evladın şanlı vatanı!
Senin için can vermeye hepimiz hazırız!
Senin için kan dökmeye hepimiz kâdiriz!
Üç renkli bayrağınla mesut yaşa!
Üç renkli bayrağınla mesut yaşa!”
Biz bu kadim coğrafya da; “Bir millet, iki devletiz!” 
Bu şuur, Kızılelma Ülküsünü besleyecektir. 
Bu şuur, “Turan İdealine!”  ışık tutacaktır, inşallah! 
“Turan Kavramını…” bu ülkede ilk kullananlar arasında, “Elmas Yıldırım!” gelir.
Onun “Kara Destan” şiiri gerçekten nefistir.
Azerbaycan dert içinde boğulmuş
Sevenleri diyar diyar kovulmuş
Ağla şair ağla, yurdun dağılmış
Nerde kopuz, nerde kırık keman hey!
Nerde büyük vatan nerde Turan hey!”
En sıkıntılı dönemde, “Turan İdealinden” bahsedebiliyor.
Bu insan, “en büyük sevdam Türk Birliği…” diyor.
Günümüzde, “Türk Konseyi (Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi”  tarihi bir kararla; “Türk Devletleri Teşkilatı” ismini almıştır.  Gelinen nokta önemlidir. 
Bundan sonra atılacak adımlarda, “Türk Birliğine Doğru…” atılacak adımlar olur, inşallah.
Gaspıralı İsmail’in büyük davası bu edebi faaliyetlerle bir daha zamana aksetmiştir; 
“Dil’de birlik, Fikir’de birlik, İş’te birlik” bir ortak meşale olmuştur.  
Bahtiyar Vahapzade’nin, “Azerbaycan-Türkiye” şiirini ezbere okuyalım;
“Bir ananın iki oğlu/ Bir amacın iki kolu
O da ulu, bu da ulu/ Azerbaycan- Türkiye…”
Azerbaycanlı Öğrencilerle birlikte, “Çırpınırdın Karadeniz’i!” okuyoruz.
Tarihler 1978… Elazığ Ortaokulu’na, “müzik derslerine…” giriyorum.
Günümüzden kırk dört yıl önce öğrencilerimize; 
“Çırpınırdın Karadeniz”  içten gelerek gür bir sesle okuyoruz!
Elmas Yıldırım’ın, 
 “Sormayın kimlerdenim, haralıyım, a dostlar, 
Gönülden fırtınalı, boralıyım, a dostlar, 
Kızıl bir kurşun aldım, yaralıyım a dostlar,
Cevrine tâb edersem dağları deleceğim;
Kurban kabul ederse, yolunda öleceğim...
Değmeyin, siz değmeyin, ta kalbimden dağlıyım”
Ve uzanıp giden şiirini de, “1970’li yıllara ezbere okurduk!”
Rahmetli Elçibey Bağımsızlık Günü hakkında ki sözleri;
“Hedefimiz milletimizin bağımsızlığıdır.
Büyük hedefimiz bütün esir Türklerin bağımsızlığıdır!”
Bu sözler, her babayiğidin harcı değildir.
Ahmet Cevat, Kızıl Zindanlardan meydan okurcasına seslenir;
 “Ben çiğnenen bir ülkenin Hak bağıran sesiyim!”
Mehmet Emin Yurdakul ne diyecekler;
“Mazlumların intikamı olmak için doğmuşum!”
Şiir budur, İşte… Şiiriyat budur, İşte…
Bahtiyar Vahapzade’nin o nezih şiirinden;
 “Bir ananın iki oğlu,  Bir âmâlın iki kolu. 
O da ulu, bu da ulu Azerbaycan-Türkiye…” 
Bu kadar yürekten, içten, gönülden sesleniş…
“Harput’ta hoyrat, esintisi Bakü!” diyebiliyoruz!
Nebi Hezri, “muhabbet sonsuz!” diyebiliyor.
20 Haziran 2022 tarihi,  “Yüreklerin dile geldiği günlerdir!”
O güne armağan olarak neler söyledik;
Derler, ‘Elâzığ bir çanak içinde’
Sevdası, Uluğ Türkistan içinde
Çanak tutar eller Gülizar içinde
Türküler, gönlümü verdiğim şehir!
Güzel Türkçe’m bayrak yaptığım şehir!
İmdi özünde buluştuğum şehir…
Artık şairin diliyle;  “Yol ver, çekil önümden, ey yolumu kesen dağ…” diyebiliyoruz.
Allah’a hamd-ü Senalar olsun;  “Bir milletin dirilişi…”
O dirilişe artık, ‘şehadet ediyoruz’
Elazığ Şehrinde, ‘hedeflerde neler var!’
“Uluslararası Türkiye- Azerbaycan Üniversitesinin…” Elazığ’da kurulması!
Gaspıralı’dan günümüze, “eğitim…” diyoruz. 
“Dil’de, Fikir’de, İş’te Birlik!”  diyoruz!
O birlikteliği, “Azerbaycanlı canlarımızla birlikte konuşmak!”
Bizleri daha da yüreklendirdi. 
“Güne, Tarihe, Büyük Ufuklara Merhaba…”

Yazarın Diğer Yazıları