Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Sarmaşık Dalları

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

             
Koyu yeşil renkli yapraklarla, 
Rengârenk çiçek açar tırmanır
Bahçelerde sohbete cem olur,
Sarmaşık dalları ışığa tırmanır
Söz ehli, sohbet ehli hem dem olur,
Gönülden gönle söyleşir, dertlenir
İlham kaynağı, depreşir dem olur,
Gönülden göz göz akar hislenir
Gözyaşlarım, efkârlanır gam olur.

KİBİR
Kibir, âdemi kemiren zalim kurt!
İblis suretiyle dünyaya inmiş
Bedri, ‘içi küf bağlamış’ köhne yurt
Resmiyle âdemin ruhuna sinmiş!

YEŞİLE BOYAR MISIN?
Yeşile boyar mısın, dağlarımı
Dört yana sürgün veren dallarımı
Gaye- Ufuk diyerek yürünmeli
Nesiller koparmasın bağlarımı!

İMTİHAN VE İBRET
Belâ, kapı çalar; ‘geliyorum’ der
Düşünürüm, ‘imtihanımdır’ benim!
Tevbe vaktidir, Âdem’e o anlar;
İbretle bak, ‘kâinat mektebine’

VEFA
Vefa, garip kuşum, gönül bayrağım
Edebimle, o bayrağı taşırım…
Feryadımla inler, canım toprağım!
Aşk içre yanar, imanım taşırım…

ERİR ZAMAN
Gaybı bilemem, ne gösterir zaman
Ömür, bir sabun gibi, ‘erir aman’
Niyet et yarına, gayret ederek
Gayretine, ‘hayırla yürür’ insan

DÜNYAYA HARÇ DÖKENLER
Fırka fırka bölünen, parçalanan,
Kin, nefret, haset tohumu ekenler
Zahirde, zayıf düşen alçalanan
Gayreti, ‘dünyaya harç dökenler’
Gün geldi, ‘dönüp bakmadan’ gittiler

ELBİSE
Nasıl bir elbise tercih ederiz!
Örtünmekle nasıl korunur insan?
Sual, sual; her biri yaman sualler
En güzel örtü, ‘takva elbisesi’
Ruhumuzun derinliğine işler
EMANET YERİ
Dünya bize, Hak’tan emanet yeri
Asıl, Ahiret Yurdu, ‘karar yeri’
Emaneti, gün gelir teslim eder;
Bize, ‘terk-i diyardır’ gurbet/ dünya yeri

ÇİFTÇİMİZE 
Senden, ‘toprak kokusunu’ alırım
O kokuda, ‘fıtratım’ mayalanır
Bedri der ki, ‘toprak yüzün ağartır’
Helâl kazancım onda mayalanır

BİZ BİR MİLLETİZ
Kırgız, Kazak, Türkmen; ‘biz bir milletiz’
Can Azerbaycan, ‘Asya’nın Kapısı’
Türkmen, Özbek, Uygur, ‘biz bir milletiz’
Anadolu’da, dolunay vaktimiz;
Kıbrıs, Kırım, Kerkük, ‘biz bir milletiz’
Dalmaçya’dan, Çin hindine kadar;
Üç Kıta, gönüllerde bir milletiz!

TÜRKÇE SES BAYRAĞIM
On üç Mayıs bin iki yüz yetmiş yedi
Bir gür ses yükselecek, Karaman’dan
Türk Diline sahip çıkan yürekler;
“Türkçe bayrağımdır, dalgalanacak!”
O bayrak; fetih dilim, gönül dilim
Karamanoğlu Mehmet Beyi yâd eder
Türkçe duyan gönüllere selâm eder

SABAH ZAM
Sabah zam, akşam zam; bu ne âlâ gam
Evin yolunu şaşırdık be ağam
Yok mudur, ‘adamakıllı reçete’
Sade zam mı, üstümüze akar dam
Zamma direnir, adam gibi adam!
Yükselir feryâda her türlü sedam

HİZMET
Hizmet ile geleceğe köprüler
Köprüler kurulur, vuslat şehrine
Kafkaslardan, Balkanlardan, kadim yol,
Taşınır dilim, tarihim, kültürüm
Gönül dünyamın durağı, Harput’tur
“Türk Dünyasının manevi azığı!”
Hafızalarda yaşatır, Elâzığ’ı…

Yazarın Diğer Yazıları