Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Köyümden

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Bizim nesil, ‘şehirde yaşadı ama köyünden kopmadı’ Üniversitemizin bu konularda, ‘sosyal analiz…’ yapmasını isterim. Bizim başaramadığımız nedir? “Kırsal kesimlerden şehirlere olan göçü kontrol altına alamadık!” En büyük eksiğimiz, ‘tarımda endüstrileşme hareketini…’ başaramadık! Eksiğimizi biliyoruz! Sıkıntılarımızı da biliyoruz! O halde, ‘ortak kanaat haline getirebileceğimiz reçeteyi…’ uygulayalım. Bugünkü yazımızın başlığına; “Köyümden!” dedik. Yazımızı köyümüzden yazıyoruz! “Köyümdeyim” isimli şiirimizde şöyle diyoruz; “Yeşilin, mavinin halay oyunu Serin bir iklimin nemli toyunu Kuş sesiyle börtü- böcek düğünü” ZAMLAR… Nereye gitseniz zam! İçinizden biraz öfke, biraz da hüzünle, ‘ne gam…’ diyorsunuz! Özellikle de, ‘bir yerden bir yere gitmek’ için, Ağır bir fatura ödüyorsunuz! Hele köyünüzde, ‘iş yapmak’ başlı başına problem! “Zamlarla” ilgili şiirimizde şöyle diyoruz; “Ziyan yok, ölmedik ayaktayız! Günü birlik; öğle-akşam parktayız “Ateş pahası” derler ya adına, Şekersiz çayın doyulmaz tadına Meraktayız, ‘zeytin- peynir’ adına Bedri, “emeklinin beli bükülmüş!” “Eski Dünya!” yok, yerlere dökülmüş! ŞEHİRDEN KÖYE Kalktım, ‘göç eyledim’ şehirden köye Toprak ben de farklı düş, ‘farklı rüya’ Kendimle baş başa sessiz bir hayat İçime sinmiş toprağın kokusu!” Elazığ’da, “24 Ocak 2020 depremi…” Onun arkasından, insanlık âlemini tehdit eden, “Covid-19 belâsı!” Ve dünyayı da etkisi altına alacağa benzer, “iktisadi kriz!” Şehirleri giderek, ‘yaşanmaz hale’ getirdi. Bana kalırsa, ‘farklı bir süreçteyiz’ ANLAMAZ ‘Kimse, kimsenin halinden anlamaz’ Ne dert dinler, ne kederi paylaşır! ‘İnsan yalnız’ Yollar feryat dinlemez Âdem, divane! Kendiyle eyleşir  HASAT VAKTİ… Haziran ayının son günleri, “hasat vakti!” Köylerde artık işlerin en yoğun olduğu zaman dilimi! Köylü, ‘tarlasının başında’ pür dikkat! Kimi buğday, kimi arpa ekmiş! Bire kaç verir, ‘toprağına bağlı…’ Biraz da,  ‘gübresidir, ilacıdır… ‘ masrafına bağlı! “Hasat Vakti” şiirimizde şöyle sesleniriz; “Hasat Vakti’ ismi ile müsemma “Toprak ana” yine yardır bizlere Biçerdöver sesi gelir uzaktan! Mahsulü kaldırır artık tarladan Çiftçi kardeş, emeğinle bin yaşa! Tarladan evlere daha nice yol… Köylü efendi, ‘millete efendi’ ÜRETKEN… Toprağa bel verirsin, üretirsin! Çarşı- Pazar; ‘ürettiğin taşırsın’ Her sofrada, ‘toprağın teri, kokusu Köylüğü ürettiğiyle anarsın! İdeal insan/ veya ideal toplum kimdir, kimlerdir? Belli bir çalışma düzeni olan, ‘üretendir’ Her alanda paydamız, ‘üreten olacaktır’ AKŞAM VAKTİ Akşam, hüznümün dağıldığı vakit Gün yorgunluğunun dağıldığı vakit Yolları adımlar, bütün bedenim! Gün sıcaklığını attığı vakit! Haziran ayının 25.’indeyiz. Akşam vakti, şimdiye kadar, ‘alışkan olmadığımız’ bir soğukluk! Bir anda üstümüze, ‘kalın giysilerimizi’ aldık! Bugüne şerh düştüğüm şiirimi sizlerle paylaşmak istiyorum; Yirmi beş Haziran, “Yaz Soğuğu” Mevsim kışa mı döndü, ‘üşüyorum’ Ciğerime işler vaktin soluğu Bu günü tarihe şerh düşüyorum! NÜKTE OLUR Bir resim, bir şiir; çok şey anlatır! Şerh düşersin tarihe, ‘ukde’ olur Anı yaşamak, ‘geçen ömrü’ anlatır Bugün, ‘bir kıssa’ yarına nükte olur. Bizim millet olarak en büyük eksiğimiz, “Not!” yani, ‘günlük’ tutmuyoruz! Hâlbuki insanlık tarihinde, ‘hatıralar’ çok önemli. Daha zengin, ‘fikri ve edebi iklimi’ isteme arzumuz olmalıdır. Bu yolda/ anlamda, ‘edebi mahfilleri de’ zenginleştirmeliyiz BİR GÜNÜ Bir günü, ‘üç dilime’ bölmüşler “Çalışmak, ibadet, dinlenmek!” Her dilimde, ‘sadakatle’ kalmışlar Bedri, ilimde; ‘marifette’ dolmuşlar. Hayatı, ‘iyileştirelim’ Bir tatlı ahenk getirelim. Hayatın yorgunluğunu üzerimizden atacak, Kendi içerisinde ahenkli bir nizam/ düzen getirelim! Günü, ‘mana ve ahengiyle’ doyasıya yaşayalım.

Yazarın Diğer Yazıları