Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Deprem Her Zaman Gündemimizde!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

24 Ocak 2020 Elazığ Depremi…  İkinci Yılındayız!
Bu şehirde, 25-30 bin orta ve ağır hasarlı bina ne demektir?
Depremin bu şehirde, ‘etkilerini göstermesi bakımından’ kayda değer.
İki yıl içerisinde, TOKİ marifetiyle 17 bin binanın yapılması önemlidir.
Deprem ve sonrası, ‘şehrin insanıyla birlikte yaşadığı sıkıntılar…’ 
Akla ziyan, ‘zihniyeti’  o zihniyetin manzaralarını da yaşadık!
Her zaman hayatımızın her döneminde, ‘yüksek bir ahlak ve moral’ diyoruz!
“Kul Hakkı…” diyoruz! 
Deprem bizleri değirmen taşı misali öğüttü! Aleni dersler verdi!
O kibir abidelerine, “Allah’dan kork!” dedi.
‘Erdemli İnsan…’ kimdir?
“Biz Olma şuurunu yakalayanlardır!”
***
TOKİ marifetiyle 17 bin bina inşa edildi…
Sıkıntı nerelerde yaşandı?
Deprem mağduru insanımızın bulunduğu ikametgâh adresi,
Demografik yapısı, talepleri…
Bütün bunlar dikkate alınarak daha titiz bir çalışma yapılsaydı!
Belki bugün farklı algılarla karşı karşıya kalmayacaktık.
Artılarda, eksiklerde beraber konuşulmalı…
Buluşacağımız adres nedir, ‘ortak akıl ve ortak şuur oluşması’
***
Anadolu insanının yüreğine acılar o kadar çok işlemiş ki,
Depremler korkutuyor!
Depremler için,  “küçük kıyamet…” diyoruz!
Kur’an da, depremle ilgili ayetler var.
Zilzal süresinde ne buyruluyor;
“Yer, (o şiddetli) Zilzâl’iyle (sarsıntısıyla) sarsıldığı;
Yeryüzü ağırlıklarını (dışarıya) çıkardığı ve insan;
“Buna ne oluyor?” dediği zaman!” (Zilzal, 1-3)
***            ***
Deprem, “doğal bir olay…”
Ülkemizin yüz ölçümünün, “yüzde 42’si…”
“Birinci derecede deprem kuşağı üzerinde…”
Şu bir realite, “depremlerle birlikte…” yaşamaktayız!
O halde,  “depremlere…” alışacağız!
İnsan merkezli düşündüğümüz zaman;
Yani, “insanı…” veya “insani değerleri…” esas aldığımız zaman;
Elbette ki, “binalarımızı…” daha sağlam yapacağız!
Yakın tarihimizde yaşadığımız,  “yıkıcı depremleri…”
İnşallah yaşamayacağız!
***        ***
Ülkemizde, “üç önemli deprem kuşağı…”
a)    Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı…
Yaklaşık 1500 km. uzunluğundadır.  
Doğu-Batı doğrultusunda;
Marmara Bölgesinden başlar,  Doğu Anadolu’da, Aras Vadisine kadar uzanır
b)    Güneydoğu Anadolu Deprem Kuşağı
İskenderun Körfezinden Van’ın doğusuna kadar uzanır
c)    Batı Anadolu Deprem Kuşağı
Cumhuriyet Döneminin o acı depremlerini bir daha hatırlayalım;
6 Aralık 1939 -Erzincan Depremi;  (32 bin 700 can kaybı) 
20 Aralık 1949 -Erbaa-Tokat Depremi; (3 bin can kaybı)
26 Kasım 1943- Lâdik-Samsun Depremi ; (4 bin can kaybı)
01 Şubat 1944- Gerede-Bolu Depremi;  (3 bin 959 can kaybı)
19 Ağustos 1966- Varto-Muş Depremi;  (2 bin 396 can kaybı)
28 Mart 1970- Gediz- Kütahya Depremi; (Bin 86 can kaybı)
22 Mayıs 1971- Bingöl Depremi; (bin can kaybı)
06 Eylül 1975 Lice-Diyarbakır Depremi; (2 bin 385 can kaybı)
24 Kasım 1976-Muradiye-Van Depremi; (3 bin 840 can kaybı)
30 Ekim 1983-Erzurum Depremi;  (bin 155 can kaybı)
17 Ağustos 1999- İzmit Depremi;  (17 bin 118 can kaybı)
12 Kasım 1999- Düzce Depremi;  (894 can kaybı)

Bütün bu depremler, “bizleri uyarıyor!”
Derinliğine bir, “uyarıcı sinyaller…” veriyor
Nedir o?
Her zaman için, “depremlere hazırlıklı olunuz!”
İnancımız, “bir insanı kurtarmak, bütün insanlığı kurtarmak gibidir!”
Burada, üzerinde sımsıkı çalışmamız gereken,
Vatandaşlık görevimiz, “ödevimiz!” 
Sıklıkla ifade ediyoruz;
Bütün çalışmalarımız ve çabalarımız, “insan merkezli…” olacak!
O kadar net ve berrak bir kavram ki,
“insan merkezli…” veya  “insana odaklanmak…”
Hayatın devamlılığı için; “temel felsefe…”
İnsani değerlerle;  “basiretimiz…” açılacaktır!
İnsandan çevreye doğru…
Akla ve hayale gelebilecek,
 “sosyal ve fiziki kirliliklere…” karşı duyarlılığınız artacaktır
Şehirleşme Kültüründe; “daha sağduyulu…” davranma,
İnsana ve eşyaya daha reel bakma anlayışı gelişecektir.
“İnsanı yaşatmak…” 
Ondaki, “değer yargılarına…” saygıyı da artıracaktır
O saygıyla, “ufkumuzda…” müspet anlamda büyüyecektir.
Depremlerle, o kadar büyük dersler almaktayız ki?
Geliniz biraz olsun, “tefekkür…” edelim!
 

Yazarın Diğer Yazıları