Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

ACI ÜSTÜNE ACI…

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Acı üstüne acı, dert üstüne,

Yıldırımlar düşer, felaket olur!

Bu yükü, belayı nasıl kaldırır

Sevdasız gözlerde, husumet olur

Aczin gafletle birleştiği yerde

Mazlumun yanan yüreği de orda

Bir düşün, meydan kalır mı namerde

Nasihat alana nedamet olur

Alın teri, gözyaşına karışsın

Yol, yordam bil, kul hakkıyla barışsın

İyilikler, sevdanla bir yarışsın

İşte, derde merhem; feraset olur

Acı, derttir,  kederdir, seldir, afettir

Bütün bunlar nasıl bir hal, davettir

Hüsnüniyet üzerine savlettir

Gönül yangınları marifet olur

Niyetin, amelin, feryada düştü

Karun gibi gözler, hüsrana düştü

Bela deryasında, imdada düştü

Dertlen, hak katında istimdat olur

***

İKİ KAVRAM

İki kavram; Özenmek ve kıskanmak

Birinde güzeli hayırla anmak

Dağlar gibi sabit, içinde ahenk

Diğerinde nefsini sultan sanmak…

PARA DENEN MERET

Para denen meret, ipsizi bey eder

Şatafatı seyret, soysuza kul eder

Alımlı çalımlı yürüyen biçare;

Şu dünya lanet(?) gözleri kör eder..

SENİN ADABIN

Senin dersin, adabın, hukukun; Töredir…

Hak bildiğin, dine-akla-örfe göredir

Bir çözülme, yozlaşma varsa kendinde bil

Nur feyzinde kelamın, ayetlerle süredir

BİR DELİ…

“Bir deli, bir kuyuya taş atar

Fesat, bir söze binbir yalan katar

Kaynatırlar kazanı, yalan söze;

Utanmaz! . Şehrin ikbalini satar.

 

GÖK BOŞLUĞUNA

Gök boşluğuna gözlerim dalıp gitti

Sonsuz azametine dermanım gitti

Örümcek yuvasını yapmaktan aciz

İdrakim, ilahi vecdi tadıp gitti..

HAYKIR...       

Ümitsizlik kemirirken yurdumu

Haykır! Vesveseyi sök at kökünden

İste gönülden ilahi yardımı

Vefalı yar sanki gelir akından..

SİTEM DÜŞTÜ

Mısralar dizi dizi feryadımsın

Kırağı düşer gibi ilham düştü

Şiirim, sanatım, ufkum, nedimsin

Iraklarda gönlüme sitem düştü..

KALBİM ZAMANA...

Kalbim zamana efsunlu bir saat

İçimizde zemberek gibi döner

İlahi! bu ne mucizevi sanat

Ritminde âşıklar, mevla der, döner…

***

MÜNAFIKLARIN DURUMU

 “(Onlar) sağırdırlar (hakkı işitmezler), dilsizidirler (hakkı söylemezler),

Kördürler (hakikati görmezler). Bu yüzden onlar (hakka) dönmezler” (Bakara, 18)

NAMAZ VE ZEKÂT

 “Hem namazı hakkıyla eda edin, zekâtı verin ve rükû edenlerle birlikte rükû edin” (Bakara, 43)

HAKKI GİZLEMEK!

 “Hem siz (doğru olanı) bile bile hakkı batıl ile karıştırmayın

Ve hakkı gizlemeyin” (Bakara, 42)

Yazarın Diğer Yazıları