Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

1945'lerden Günümüze Değişen Dünya!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

2021 yılındayız… 
1945’lerden günümüze isterseniz şöyle bir yolculuk yapalım…
45 yıla damgasını vuran iki anlaşma vardır,
1.si, 1945 tarihinde İngiltere, ABD ve SSCB’nin bir araya geldiği, ‘Yalta Konferansı’
Bu konferans, ‘sıcak bir savaşın bitiminin simgesi’ 
2.si, 1991 tarihinde, aynı taraflar arasında yapılan ‘Malta Konferansı’ 
Malta ise, soğuk savaşın bitimini simgeler…
Türkiye’yi ve yakın coğrafyamızda ve özelliklede,
‘Ortadoğu’da, meydana gelen gelişmeleri daha sağlıklı değerlendirebilmemiz için
Yakın tarihimizi iyi okumalıyız…
1945 yılında, 2. Dünya Harbinden sonra yeni bir dönem başlayacaktır;
“Soğuk Savaş Dönemi” 
1947’den 1991’e kadar devam edecek, siyasi ve askeri gerilimlerle dolu,
 ‘iki parçalı bir dünya…’ Bunlar, Doğu Bloğu ülkeleri ile Batı ittifakı…
İki büyük askeri ve ekonomik potansiyel güç!
Güçlerin birbirlerini ‘tehdit eden…’ manevraları!
***            ***
Türkiye, Şubat 1945’de, Almanya ve Japonya’ya savaş ilan ederek,
 ‘müttefiklerin yanında’ yer alacaktı… 
Bu tarihten sonra, ABD ile ‘ekonomik, siyasi ve askeri balayı dönemi’ başlayacaktı!
Rusya’nın ‘tehditleri’ vardır! 
Bu tehditler (1945), Doğu Anadolu’dan ‘toprak’ ve ‘boğazlardan üst istemeye’ kadar gidiyordu!
 Sovyetlerin, ‘yayılmacı politikası’ bölgesel bir tehditti!
Türkiye bu süreçte, ‘yeni politikalar’ oluşturacaktı…
1944 tarihinde, ABD’nin Türkiye’ye ‘askeri yardımları’ başlıyor,
1946’da ABD, ‘Boğazların Türkiye’nin sorumluluğunda olması gerektiği yönünde’ 
Rusya’ya bir nota verecekti,
1947’de, Truman Doktrini ilan edilecek,
1948’de, ABD ile Türkiye arasında, ‘Ekonomik İşbirliği Anlaşması’ imzalanacak,
1949’da, Türkiye ‘kurucu üye’ statüsü ile Avrupa Konseyine dâhil olacak,
1950’de, Türkiye Kore’ye ilk askeri birlik gönderecek,
1952’de, Türkiye NATO’ya girecek,
Bütün bunlar nedir?
Türkiye’nin ‘Batı Bloğu içerisinde’ yerini almasıdır…
Türkiye, bu süreç içerisinde Ortadoğu ve Balkanlarda da, 
‘aktif dış politika’ geliştirerek güvenlik sistemini güçlendirmeye çalışmıştır.
1953 tarihinde, ‘Balkan Paktı’  Sovyet Yayılmacılığına karşı oluşacaktı…
Balkan paktında, Türkiye, Yunanistan ve Yugoslavya yer alacaktı! 
1954 tarihinde, ‘Bağdat Paktı’ (CENTO), Türkiye ile Irak arasında bölgede bir
 ‘güvenlik örgütü’ olarak imzalanacaktı. 
Bilahare bu pakta; İngiltere, Pakistan ve İran’da katılacaklardı. 
ABD, bu örgütlenmeyi ‘askeri ve teknik açıdan’ destekleyeceğini açıklıyordu. 
Bu gelişmeler, Türkiye ile Sovyet ilişkilerini gerginleştirecekti…
Soğuk Savaş Döneminde, 
Türkiye’yi ‘darbeler’ ve de ‘terör kıskacı içerisinde’ görüyoruz…
27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 Darbeleri, 
Türkiye’de ‘demokrasinin kilitlendiği…’ ara dönemlerdir!
Özellikle de, 1973-1980 yılları arasında ki ‘tırmanan terör’ 
Ülkenin ekonomik kalkınmasında, siyasi istikrarın sağlanmasında,
 Sosyal barışın temininde ‘kaygan bir zemin’ oluşturmuştur! 
Türkiye’nin 1963 tarihinde, ‘Ortak Pazar’ kavramı ile başlayan ve günümüzde,
 ‘Avrupa Birliği’ olarak isimlendirilen siyasi ve ekonomik serüveni vardır.
Türkiye’nin 1959 Zürih ve Londra Antlaşmalarının getirdiği,
 ‘garantörlük hakkı…’ ile başlayan Kıbrıs serüveni…
ASALA tarafından 1973-1985 yılları arasında 16 farklı ülkede,
 Türk Diplomatlarına düzenlediği kanlı eylemler ve daha sonrasında,
Ağustos 1984’lerden günümüze kadar devam edegelen beynelmilel terör örgütü
 PKK’nın 40 bin insanın hayatını kaybettiği kanlı ve bölücü eylemlerine 
Bu ülke insanı şahit olmuştur…
Türkiye’nin, 1973-1980 yıllarını yorumlarken;
Kâh GAP projesinden, Barajlardan, köprülerden ve otoyollardan söz edebiliriz…
Kâh, bir yıl içerisinde 8 defa yapılabilen ‘devalüasyonlardan’ söz edebiliriz…
Kâh, Yağ, şeker, mazot başta olmak üzere kuyruklardan söz edebiliriz…
Ve ülkeyi bir baştan öte başa ‘esir alan’ tırmanan terörden söz edebiliriz…
1983-1993 tarihleri, Türkiye’de ‘yapısal değişim’ dönemidir!
Bu değişim, gerçi yerküreyi etkisi altına alan ‘liberalleşme’ sürecidir!
Sovyetler Birliği, bu süreçte ‘kansız ve darbesiz’ olarak kendisini tasfiye etmiştir. 
1990 sonrası, Kafkaslarda ve Balkanlarda ‘yeni siyasi sınırlar çizilmeye’ başlamıştır!
Değişim süreci günümüzde de, ‘devam ediyor…’
1990’lardan günümüze, önemli bir çalışma konusudur!
31 yıllık bu süreçte, önceliğimiz Türkiye olacaktır…
Türkiye’nin, ‘iç ve dış gelişmeleri’ dikkatle irdelenmelidir…
Bölgemizde, ‘sıkıntıların tırmandırıldığını…’
“Ateş lavlarının…” ülkemiz sınırları içine de düştüğünü görmekteyiz!
Tek kelimeyle, ‘Milli Birlik ve Beraberliğe İhtiyacımız…’ kaçınılmaz!
***

FIRAT ÜNİVERSİTESİNİN 46. YILINA ARMAĞAN
Harput Kal ’asında, kartal bakışlı
Murat Ova’sında, buğday nakışlı
Bu dağ, nehir, uçan kuş bizi söyler;
Fırat Havzası’nda, civan akışlı…
***
Duruşun bir gonca lale gibidir
Süzülüşün, özge bale gibidir
Maziden atiye hikmet gözesi;
Gönlümün ışığı hale gibidir
***  
Elazığ Şehrinde tüten her ocak
İlmiyle ısındı, kandı her bucak
Pamuk yumağı gibi şelaleden;
Açılır sevdaya yeryüzü kucak…
***  
Kömürhan Köprüsü bir ince elek
Fırat’ın türküsü bir güzel dilek
Büyüsün bu diyar, özde büyüsün;
Geçmişe bakıp da, versin bin BELEK
***
Yeni nesil, ümit dolu hınç dolu
Sana rehber olsun ecdadın yolu
Oğuz’un Kayı, Kınık nice kolu;
Domaniçler sürgün versin yeniden
***    
Kıyama kalkar su, huşu içinde
Dökülür deryaya koşu içinde
Damla damla akan gözyaşı değil;
Yedi başak veren düşü içinde (BK)
***    
Bu kutsal davada harmanımız var
Derde deva olacak dermanımız var
İlim ve İrfandır bizim yolumuz;
Suya gem vuracak fermanımız var

Yazarın Diğer Yazıları