Ahmet KIZILKAYA

ELAZIĞ DÜŞER Mİ HOCAM ?

Ahmet KIZILKAYA

 

Hafta içinde yapılan seçimli kongrede bir yönetim oluşturulamadığını gören ve iyice karamsar bir ruh haline bürünen Elazığspor taraftarı, takımın Afyon deplasmanında nasıl bir sonuç alacağını merak etmekte haklıydı.

Zira ligin ilk devresinin sonuna gelinmiş, futbolcuların kalıp kalmayacağı netleşmemişken deyim yerindeyse 6 puan değerindeki deplasman maçı, Elazığspor’un geleceğinin belirlenmesinde belirleyici olacaktı.

Bu duyguları zihninde taşıyan  Elazığspor’un sadık taraftarlarından bir kardeşimiz, maç günü ‘Hocam Elazığ düşer mi?’ diyerek hem endişesini hem de merakını benimle paylaşmıştı.

Kuşkusuz herkes bu kardeşimiz kadar ilgili de değildi şehirde. Maçın sonucunu umursamayanlar,  Elazığspor’la malum nedenlerden dolayı duygusal bağını koparmış kitleler ve ne olacaksa bir an önce olsun tarzında yaklaşanlar rahat görünüyorlardı maç öncesi.

Kongreden istediği haberleri alamayan ve iyice yalnızlığa itildiğini düşünen futbolcu kardeşlerimiz ise maça hangi duygular ve psikolojik ortamda çıkacak ve maça ne kadar motive olacaklardı, bu da başka bir soru işaretiydi.

Ancak gördük ki, takımın hocası Orhan Kaynak ve futbolcu kadrosu,  Elazığspor’u yaşatmak adına son bir hamle yapıp topu deyim yerindeyse ilgili ve yetkili kişilere attılar.

Maça çıkmadan önce soyunma odasında çekilen ve maç sonu sosyal medyaya yansıyan Orhan Hoca ile futbolcular arasındaki duygusal diyalog, herkesi fazlasıyla düşündürecek ve duygulandıracak boyuttaydı.

                                                                    ***

Afjet Afyonspor maçına cezası biten Andreas Tatos’lu kadrosuyla çıkan Orhan Kaynak, elbette ki Ümraniyaspor maçına oranla daha umutlu ve rahattı. Zira bu lige geçen yıl yükselen rakip takım hem kırılgan hem de evinde çok baskı kurabilen bir takım değildi.

Geri dörtlüyü Mehmet Yiğit ve Orhan Şam gibi deneyimli iki stoper, Emre Öztürk ve Ali Fırat Okur gibi genç bek oyuncularıyla oluşturan Hoca, Kadir Bekmezci ve Musa Bagayoko ile orta sahayı, Adem Alkaşi ve Kadir Taşoğlu ile de kanatları şekillendirip Andreas Tatos’un liderliğinde bir oyun stratejisi kurmuştu. Forvet hattı için ise Lamine Diarra ‘yı tercih etmiş, belli ki diğer forvet oyuncusu Ahmet Aras’ı hamle oyuncusu olarak saklamıştı.

Golü daha maçın başında bulmamız, zaten kırılgan bir yapıda olan Afjet Afyonspor’un işini zorlaştırırken bizim adımıza da maçı kolay bir ortamda oynamamıza sebep oldu denilebilir. Tribünden de yeterli desteği alamayan Afyon takımı, maçta bir iki ciddi gol girişimi ve etkili şutun dışında bir varlık gösteremedi ve deyim yerindeyse Elazığspor’un etkili ayaklarıyla organize ettiği oyuna teslim oldu.

Her iki yarıda bulduğumuz ikişer goldeki yüksek motivasyon, pas kalitesi ve top takibi, futbolun olmazsa olmaz gerçekleri. Elazığspor’un böyle bir ortamda maçı bu kadar istemesi ve bir deplasmanda nasıl oynanacağını göstermesi, taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanmıştır diye düşünüyorum.

Bu farklı galibiyet, saha içinden Elazığ şehrine ve yetkili kişilere verilmiş güçlü bir mesajdır. Biz üzerimize düşeni yaptık, sıra sizde mesajıdır.

                                                                                      ***

Maçın sonucunda ortaya çıkan birtakım gerçekler var. Gördük ki en umutsuz zamanlarda ortaya çıkan pozitif gelişmeler, toplumları kenetlemede, coşkuda birleştirmede çok etkili oluyor. Yazının başında bahsettiğim takımla duygusal bağını koparanlar bile çok çabuk geri dönüşüm sağlayabiliyor. Bunu bu maçın sosyal medyaya ve çarşıya pazara olan yansımasında gördük. Herkes bir işaret fişeğinin ateşlenmesini, yeni bir oluşumun bu takımı yeniden ayağa kaldırmasını bekliyor.

Camialar, spor kulüpleri kongrelerinde gösterirler güçlerini. Orası bir vitrindir. Sezonlar kongrelerde kazanılır ve ya kaybedilir. Bu anlamda son kongrede hiç de iyi bir görüntü yoktu.

Ama her şey bitmiş değil. Bu takım küllerinden yeniden doğmak zorunda. Bu camia, Orhan Kaynak Hocanın futbolcularına maç öncesi soyunma odasında sorduğu ‘Bu kulübü yaşatmak için söz veriyor musunuz? ‘ sorusunun yanıtına evet demek zorundadır.

Bu şehir ortak sevdamız dediği 52 yıllık çınarı susuz bırakamaz, bırakmamalıdır. Bu şehrin yetki ve söz sahibi insanları, bu olup bitene daha fazla sessiz kalamaz, kalmamalıdır.

Bu takım ‘Hocam Elazığ düşer mi?‘ sorusuyla tuttuğu tamın gidişatından endişe eden sadık taraftarına, hayır bu takım düşmeyecek diye haykırabilmelidir.

Bir işaret fişeği, bir ilk adım,  bir liderce duruş her şeyi yeniden güzel bir tabloya dönüştürecektir.

Bekliyoruz…

Bir sonraki yazımda buluşuncaya kadar sevgiyle ve huzurla kalın.

Yazarın Diğer Yazıları