Ahmet KIZILKAYA

BİZE BİR COŞKU LAZIM

Ahmet KIZILKAYA

 

Elazığspor, son beş haftadır düşüş içinde olan bir takım. İçeride 3-1 kazanılan Çaykur Rizespor maçı sonrasında başlayan keskin düşüş ve alınan kötü saha sonuçları, takımdan beklentisi yüksek olan kesimleri hayli üzdü. Düşünün ki ilk yedi haftada 14 puan toplayan bu takım, son beş maçta ancak 4 puan toplayabildi. Ligin son sırasındaki Gaziantepspor'a karşı iç sahada alınan 3 puan ve yine içeride Samsunspor'a karşı alınan 2-2 lik beraberlik sonucu elde edilen 1 puan var.

Bu kadar keskin düşüşün sebebi ne olabilir diye sorduğunuzda herkes kendince birtakım yanıtlar verebilir, gerekçeler ortaya koyabilir. Sözgelimi erken form tuttuk dolayısıyla bu düşüş doğal karşılanmalı diyenler çıkabilir. Hatta, Andreas Tatos ve Tom Wellington gibi oyuncuların bazı maçlarda olmaması bize maç kaybettirdi diyenler de çıkabilir.Bir başka düşünce tarzı da toparlanan ve form tutan bazı takımların bizi zorlamaya başladığı şeklinde olabilir. Kuşkusuz bunların hepsi kendi içinde bir mantık taşır ve hak da verilir. Ancak bir takımın çıktığı herhangi bir maçta kazanma arzusundan, coşkudan ve heyecandan eser yoksa o takımda bazı şeylerin eksik olduğu anlamı çıkar.

Elazığspor ligin başlarında arka arkaya maç kazanırken, geriye düştüğü maçları bile lehine çevirebilirken yine bu oyuncu topluluğuyla başarıyordu bunları. O zaman var olan neydi, bugün eksik olan ne? Elbette bir futbol takımı tüm maçları aynı tempoda götüremez ama pozisyona girmekte zorlanan, rakibe karşı güçlü hamleler koyamayan takım, kafalarda soru işaretleri oluşturur. Hele bu Elazığspor gibi sezon başında bazı çevreler tarafından şampiyonluk adayı olarak dillendirilen bir takım ise, bu soru işaretleri muhtemelen daha çok olur.

                                                                                        ***

G.M.Manisaspor maçı, sportif anlamda kötü giden Elazığspor'un bir çıkış maçı olabilirdi. Şehirdeki beklenti de bu yöndeydi. Maça saatler kala Manisaspor'a verilen puan silme cezasının  onların gardını düşüreceği bizim de motivasyonumuzu artırıp, psikolojik anlamda bizi maç öncesi avantajlı konuma getireceği beklentisi hakimdi. Ancak beklendiği gibi olmadı. Elazığspor, maçı kazanmak bir yana rakibinin ilk 25 dakikada önce Billal Sebahi, sonra da Slavko Peroviç ile bulduğu iki gole hamle bile yapamadı. İlk yarı boyunca Ahmet Aras'ın ceza yayı üzerinden vurduğu ve kalecide kalan şutun dışında hiçbir pozisyona giremeyen Elazığsporlu oyuncular, bütün bir ilk yarı boyunca neredeyse sahada dolaşıp durdular. Rakip,erken bulduğu gollerin verdiği coşkuyla sahada hem alan markajını hem adam markajını elden geldiğince iyi uygulayıp maçı kazanma arzusunu gösterirken Elazığspor  haftalardır süregelen tutukluğunu ve etkisiz futbol anlayışını bu maçta da kıramadı.

                                                                                        ***

İkinci yarıya Murat Kayalı-Mertan Caner Öztürk değişikliğiyle başlayan Elazığspor oyunu biraz daha rakip alana yıkma çabası içerisinde oldu. Bu dakikalarda gol olabilecek iki pozisyonda da Mertan Caner Öztürk vardı. Manisasporlu oyuncuların maçı kazanma arzuları ve kalecileri M. Göktuğ Bakırtaş'ın kurtarışları bize gol atma şansını vermedi. Rakip takımda Billal Sebahi'nin ikinci sarı karttan gördüğü kırmızı kart Elazığspor için bir şans anı olur diye düşündük, ama bir maçı kazanmak için sayısal anlamdaki çoğunluğun da her zaman işe yaramadığını bir kez daha görmüş olduk.

Rakibin sayısal anlamda eksik kalması karşısında 70. dakikada Jeffrey Sarpong-Berk Yıldız, 74. dakikada da Ahmet Aras- Lucielmo Maranhao değişikliklerini yapan Hüseyin Kalpar hoca, oyunu kanatlara yayma ve gol bulma düşüncesinin sahada işlerlik kazanmadığını gördü. Ne Berk Yıldız ne Tom Wellington kanatlardan etkili bindirmeler yapamayınca Lucielmo Maranhao da Mertan Caner Öztürk de yeterince etkili olmadılar. Hüseyin Kalpar hoca, 2-0 gerideyken bile savunmadaki dörtlüyü bozmayıp klasik oyun anlayışıyla devam edince Elazığspor eksik rakip karşısında bile bir varlık gösteremedi. Sahada sayısal anlamda eksik kalan ve skoru koruma derdinde olan rakip karşısında defanstan bir oyuncu çıkarıp orta sahayı kalabalık tutup tutarak oyunu rakip alana yıkabilirdik belki, ama bu ne kadar etkili olabilirdi bilinmez. Ancak yine de Hüseyin Kalpar, bunu denemeli ve riske girebilmeliydi. Maçın uzatma dakikalarında Alparslan Öztürk'le serbest vuruştan bulduğumuz güzel gol, maçtan puanla dönmemize yetmedi ve Hüsyin Kalpar ne yazık ki ilk maçında mağlubiyetle başladı.

GERÇEKÇİ BEKLENTİLER İÇİNDE OLMALIYIZ

Bir takımın iyi futbol oynayıp sonuca gidebilmesi için birkaç üstün yetenekli oyuncuya sahip olması yetmez. Günümüzün modern anlayışında bek oyuncuların rolü çok önemli. Orta saha oyuncularının üretken olması, defans oyuncularının, stoperlerin oyunu geriden kurgulama yeteneklerine sahip olması çok önemli. Bu anlamda baktığımızda Elazığspor'un Tom Wellington ve Andreas Tatos gibi bu ligin üst düzey oyuncularına sahip olması bir avantaj ama beklerin yetersizliği, ön libero oyuncularının oyunu yönetme anlamındaki sınırlı kapasiteleri ve santraforların bu lig için yetmemesi de bir dezavantaj.

Elazığspor şimdiye kadar maç kazanırken genel anlamda Andreas Tatos'un duran toplardaki becerisinden ve Tom Wellington'un adam eksiltme becerisi ve kenar ortalarından bolca yararlandı. Diğer oyuncular da inançla, hırsla ve azimle bu yetenekli oyunculara katılıp ellerinden geleni yaptılar. Ancak  Andreas Tatos'un sakatlığı, kenar oyuncuları Berk Yıldız ve Jeffrey Sapong'un formsuzluğu ve istenilen seviyeye bir türlü gelememeleri, rakiplerin özellikle Tom Wellington'a saha içinde aldıkları önlemler ve onu birkaç oyuncuyla marke etmeleri, Elazığspor'un etkinliğini hayli kısıtladı. Ekonomik sıkıntılar, futbolcuların bugünkü görüntüsünde ne oranda etili olmaktadır bilmem ama bildiğim bir şey var Elazığspor eski coşkusundan hayli uzakta. Bu coşkuyu kazanmak ve yeniden atağa geçmek için bazı hamlelerin yapılmasının şart olduğu anlaşılıyor. Haftalardır sahada bir varlık gösteremeyen oyuncuların dinlendirilmesi, saha içi dizilişte ve şablonda birtakım alternatif uygulamalara geçilmesi gibi bazı arayışlara girilmesi kaçınılmaz görünüyor. Tabi işin ekonomi kısmı da önemli.

Kabul edelim ki bu ligin en iyi takımı değiliz, eksiklerimiz var. Hüseyin Kalpar, bu takımın bugünkü görüntüsüne razı olmaz. Bu haftadan başlayarak bazı değişimlere gideceğini de düşünüyorum. Aslında ligin kalan maçlarında alabileceği en fazla puanı alıp ligin ikinci devresine daha umutlu bakabileceğimiz bir ortam var. Bunu ne kadar yaparız bilmem, bekleyelim görelim.

TEBRİKLER ELAZİZ BELEDİYESPOR

Elaziz Belediyespor, hafta sonu Çorum'da namağlup Çorum Belediyespor'a karşı 3-1'lik bir galibiyet alarak doğrusu büyük bir işi başardı. Bu anlamda tüm Elaziz Belediyespor camiasını kutluyor, bunun gelecek daha büyük başarıların ilk adımı olmasını diliyorum.

Bir sonraki yazımda görüşünceye kadar sevgiyle ve huzurla kalın..

 

Yazarın Diğer Yazıları