Faruk YILDIZ

DÜŞÜNCE METAFORLARI

Faruk YILDIZ

Düşünen ve sorgulayan insanlar ülke ve toplumsal meseleler karşısında tepkilerini farklı şekillerde dile getirirler. Bu tepkiler içerisinde en makul olanı elbette ki eleştirel bir bakış açısı üzerinden entelektüel bir edayla edebi ve ebedi bir söz örüntüsü ile vermek en ideal ve en etkili olanıdır.

Bu bağlamda düşünce insanları ve duyarlı olanlar toplumun içinde bulunduğu siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve fikirsel meselelere dair düşüncelerini edebi bir dille ifade etmeye çalışırlar.

Bugüne kadar mücadelesini akıl perspektifinden düşünceyle vermeyi ilke edinen biri olarak ülkemizin içinde bulunduğu siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve düşünce buhranını bu köşeden dilimin döndüğünce edebi bir dille zaman zaman ifade etmekteyim.

Aydın insanların, akademisyenlerin, sivil toplum ve sendika(!) yöneticilerinin güç karşısında evrildiği ve esas duruşa geçtiği bir dönemde ölçüyü kaçırmamaya gayret ederek anlayanlar için eleştirilerimi, uyarılarımı ve önerilerimi dile getirmeye çalıştım. Bizi anlayabilmeniz ümidiyle keyifli okumalar dilerim.

* Fikir, sanat yoksunu olabilirsiniz; bu sizi aptal yapmaz. Aptal olmanız için düşünme, anlama yeteneğinizinin olmaması gerekir.

Eğer kurgulanmış her gösteriye (!) tutkuyla alkış tutuyorsanız o zaman aptalsınız demektir.

*İktidarlar sıkıştıkları ilk anda dini sembollere sarılma eğilimde olurlar her zaman. Çünkü muhakeme edemeyenleri bu şekilde geri kazanabilme ihtimalleri vardır.

*Bizim bugünümüz bizim dünümüzden çok daha iyi ama başkalarının dünü bizim bugünümüzden ve yarınımızdan çok daha iyi!

*Avamın tefekküre başladığı bir zamanda dini duyguların yeniden köpürtülerek gündüzü geceye çevirme gayreti bilindik bir Mezopotamya geleneğidir.

*Hurafe ve ideoloji bataklığına saplanmış bağnaz kişilikler efendilerinin uydurduğu sözde davaların harcanacak kurşun askerleridir.

*Kralların saltanatı ölünce biter; bilgelerin ise ölünce başlar.

*Birilerine yaranmak için konuşanlarla birilerini yaralamak için konuşanların arasında aklı başında olan birkaç kişinin kaldığı bir toplumdan, herkesin herkes için konuştuğu bir topluma geçememenin ızdırabını duyduğumuz zaman kazanan hepimiz olacağız.

*Gelgitler içinde yüzenleri çoğu kez hayatın kıyısında sahile vurmuş halde bulursunuz.

Çünkü onların susamış kalbi her güzel söz eden için atmaya hazırdır.

*Değer zamana karşı direnmektir. Direnen değer bulur, hasat vaktinin asıl sahibi odur çünkü. Hasada varmanın sırrı da sabırdır.

*Sürüyü dizginlemek için;

kılıç mı yasa mı?

talim mi terbiye mi?

Olgunlaşmış toplum için

talim ve terbiye;

ilkel toplum için

kılıç ve yasa.

*Paranın satın alabildiği hiçbir şey kanla ve aşkla kazanılanlar kadar değerli değildir.

Başka bir ifadeyle emek-değer teorisi.

*Bir önerme:

--- Düşünme özgürlüğünü yitirmiş kalabalıklar seçtikleri temsilcilerin çıkardığı her yasanın doğruluğuna koşulsuz inanırlar.

O halde seçilmiş temsilciler "Allah yoktur" diye bir yasa çıkarmış olsalar düşünme özgürlüğünü yitirmiş kalabalıklar o yasanın doğruluğuna yine koşulsuzca inanırlar.

*Soru:

Hem kral hem filozof olunur mu?

Cevap:

Filozof, kral olabilir ama kral, filozof olamaz.

Platon, ideal bir ülke yaratmak için filozoflar kral olmalı demişti!

*Aptal bir sürünün, zeki bir insan karşısında hiçbir şansı yoktur.

*Doğa, bazen bedenimizde ve ruhumuzda derin oyuklar açsa da çoğu zaman şefkatli kollarıyla yaşamı kucaklar.

*Doğa, beklenmedik anlarda bütün yaşama sevincimizi derinden sarsarken hissettirdiği korkuyu, keşke kul hakkı yerken ve haksızlıklar karşısında susarken de yaşayabilsek...

*Şiir; ne bir roman ne de bir öykü gibi sözü eğip bükme kolaylığına kaçarak yazılmaz.

Şair de yaşamadığı, yaşayamadığı duygunun, deneyimin hayalini kurmaz. Zahiren yaşamasa da içine atar, içinde yaşar.

Şairlerin yazgısı da bu olsa gerek.

*Sevgi, yüreğin bir kuş gibi kanatlanıp havalanması;

aşk ise kuş gibi kanatlanıp havalanan yüreğin budanması, eriyip küle dönmesidir.

*Yaşamın eğretici sığlığı karşısında zayıf ve güçsüz karakterlerin kirlenmiş yüreklerinin içinizde yarattığı ateşi, sevgi dolu bir eğlenceye dönüştürmeyi başardığınız zaman mutluluğun tadını çıkarın.

*Toplumsal meselelerde;

Bilim çözüm üretir, din teselli eder.

Akıl sorgular, inanç teslim olur.

Filozof yorumlar, rahip yargılar.

Taraf olan karartır, tarafsız olan aydınlatır.

Aptal düşünmez, inanır; abdal düşünür, güler geçer.

Cahil bilmediği için güdülür, âlim bildiği için sürülür.

Kalın sağlıcakla.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları