Ahmet KIZILKAYA

İKİ ŞEHRİN HİKÂYESİ

Ahmet KIZILKAYA

 

Charles Dickens’in İki Şehrin Hikâyesi adlı romanında Paris ve Londra şehirleri hikâye edilir. Bu şehirlerde, hayattaki bütün zorluklara rağmen kendi onurları ve düşünceleri için mücadele edenlerin mücadelesi anlatılır.

Pazar günü, TY Elazığspor ve GM Manisaspor arasında oynanacak olan maçı seyretmeye gelenlerin zihninde de eminim ki romanda geçen mücadelenin bir başka versiyonu canlanmıştır.

Bir tarafta türlü zorluklara ve badirelere rağmen ayakta kalmaya çalışan ve son iki yılda 100 milyona yakın borç ödeyerek hakikaten sıra dışı bir var olma mücadelesi veren Elazığspor, öte yandan Türk futboluna  Arda Turan, Caner Erkin, Burak Yılmaz, Selçuk İnan, Volkan Babacan, Filip Holosko ve Adem Büyük gibi yıldız futbolcuları kazandıran Manisaspor…

GM Manisaspor, Türk futbolunda son yıllarda sıkça görmeye alıştığımız iflas noktasına gelen şehir takımlarının somut bir örneği. O güzelim Manisa şehrinin spordaki temsilcisi olan bu güzide futbol kulübümüz, ne yazık ki iş bilmez ve kötü niyetli kulüp yöneticilerinin çarçur ettiği nice futbol kulübünden sadece biri. Bir zamanlar Türkiye Süper Ligi’nde aldığı başarılı sonuçlarla adından söz ettiren bu takım, Elazığ’a 18-20yaş grubu genç oyuncularla 18 saatlik otobüs yolculuğundan sonra çok güç şartlarda gelmek durumunda kalıyorsa, kulüpleri bu hale getirenler kadar Türk futbolunu yöneten tepe yöneticilerinin de oturup uzun uzun düşünmesi gerekiyor.

Son derece yüksek finansal gelirlere rağmen mutfağında yemek pişirilemeyecek duruma gelen bu kulüplerimizin sorunu sadece niteliksiz yöneticiler tarafından yönetilmek değil elbette. TFF ‘nin Türk futbolunu çağdaş normlara getirmek için galiba sıfırdan yeni bir yapılanmaya girmesi gerekiyor.

MAÇIN HİKÂYESİ

Pazar günkü maçta başlama vuruşu sonrası top Elazığsporlu oyunculardayken GM Manisaspor takımın genç oyuncularının bulundukları yerde bir süreliğine de olsa hareketsiz kalmaları ve Elazığsporlu oyuncuların da bu dokunaklı protesto hamlesine aynı şekilde karşılık vermeleri sahalarda pek de gördüğümüz bir manzara değildi doğrusu. Hele Elazığspor taraftarlarının tribünden tek ses olarak Manisa ve Manisaspor lehine yaptıkları tezahürat maçı ekranları başından seyreden Manisalı futbolseverleri de duygulandırmıştır eminim.

Takımları ve şehirleri adına onur mücadelesi veren Manisalı genç futbolcu kardeşlerimizin o temiz formayı alın terleriyle ıslatmaları ve attıkları golden sonra yaşadıkları sevinç dilerim GM Manisaspor’un geleceteki umudu için güçlü bir işaret olsun. Bu genç oyuncu topluluğunun sahada ellerinden geleni yapmaları bizleri duygulandırdı ama kulübün bu noktalara gelmesine sebep olanların vicdanlarında bir yara açtı mı, burası kuşkulu.

 

FUTBOLDA DÜN VARDIR

Klasik bir cümle var. Derler ki futbolda dün yoktur. Ben buna katılmıyorum, futbolda dün vardır, bugün vardır, yarın da olacaktır. Dünü yok sayanlar, dünden ders almayanlar ve kulüplerin tarihinden ve bir şehrin sosyal dokusu için ne ifade ettiğinden habersiz olanlardır. Bu tipler için sadece bugün vardır, içi boşaltılacak bir kulüp bütçesi vardır ve bu pastadan mutlaka yararlanılmalıdır. Bunlar yarını da düşünmezler, yarına bırakacak miras da bırakmazlar. Çünkü kulüpler bir rant kapısıdır ve bu ranttan olabildiğince yararlanılmalıdır. Ne yazık son yıllarda bu kaderi yaşayan nice şehir takımlarının birer birer iflas bayrağı çektiklerine tanıklık ettik.

Peki, Elazığspor böyle bir süreçten geçmedi mi, geçti tabiki ve hâlâ da bu kötü sürecin etkisi tamamen yok edilememiş durumda. Önemli bir yol alınmış olsa da kulüp hâlâ tam anlamıyla düze çıkmış değil.  Mevcut yönetimin son iki yılda verdiği mücadeleyi bilmeyen yoktur. Eğer bu takım Malatya, Erzurum, Van, Ordu, Diyarbakır, Mersin gibi illerin yaşadığı travmayı yaşamadıysa bugünkü yönetimin verdiği mücadelenin hakkını teslim etmek gerekir. Sportif başarı elbette çok çok önemli ama takımın ayakta kalmasına yönelik hamlelere de dikkat kesilmek ve bu mücadeleye saygı duymak gerekir.

Bu kararlı mücadele olmasaydı biz bugün belki de Manisaspor ile birlikte aynı sezonda küme düşen ve aynı kaderi paylaşan iki şehrin dramatik hikâyesini yazıp konuşacaktık. Elbette kendi takımımızın en azından bugün için ayakta kalmasına seviniyoruz. Ancak önlemler alınmadığı ve kulüp yapılanmalarında ve yönetimlerinde bilgi, donanım ve birikime sahip anlayış hakim olmadıkça tehlike ve risk bitmeyecek ve kulüplerin iflaslarına tanıklık etmeye devam edeceğiz.

Elazığspor karşısında alınan 8-1 mağlubiyetle resmi olarak da küme düşmesi kesinleşen Manisaspor  camiasına geçmiş olsun derken onları en kısa sürede yeniden üst liglerde görme isteğimi belirtmek isterim.

Bir sonraki yazımda buluşuncaya kadar sevgiyle ve huzurla kalın..

Yazarın Diğer Yazıları