'Yapamadım, Affımı Diliyorum'

Yeni başkanlık sisteminde bakanların dışardan ve işin uzmanı isimlerin atanması uygulaması beklenen faydayı vermedi.

Geçmişte parlamento içinden ve milletvekilleri arasından atanan Bakanlık görevlerine, herhangi bir siyasi sorumluluğu ve kendisine seçen seçmen olmadığı için rahat hareket edip radikal kararlar alarak kronikleşmiş ve devlete yük olan sorunları çözme  ümidiyle başlatılan bu uygulama beklenen başarıyı veremediği gibi eleştiri aldı.

ERDOĞAN: “ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemle,  yeni kabine açıklanmasından kısa bir süre önce partisinin ilk başkanlarına hitaben yaptığı konuşmada, “Bakanlarımız artık eskisi gibi olmayacak. Partili olmayan bakanlarımızla bir kabine oluşturuyoruz. Kimse kalkıp, kadrolaşmaydı, şuydu buydu bunu diyemeyecek” diyerek yeni sistemi savunmuş ve milletvekillerinin bakan olmalarının önünü kesmişti. Ancak ilerleyen günlerde yaptığı istişarelere sonucu meclis içinden birkaç milletvekilini de bakan olarak açıklamıştı. 

Özel sektörde kendi faaliyetlerinin denetimi ve kontrolünü yapan bakanlıklara atanan uzman isimler, zaman içerisinde hem Ak partili milletvekillerinin hem de seçmenin tepkisini çekecek icraatlar yapmış, milletvekilleri ayrıca bakanların kendilerine aylarca randevu vermediğinden yakınmışlardı.

PSİKOLOJİK DANIŞMAN VE ÖZEL OKUL SAHİBİ
Üç yıl Milli Eğitim Bakanlığı yapan Ziya Selçuk, aldığı eğitim yanında açtığı özel okullar ile eğitim sisteminin tam içinde olan bir isim olarak görülmüş ve bu göreve atanmıştı.
1989 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik alanında doktorasını tamamlayan ve Gazi Üniversitesi’nde görev alan Selçuk, doçent ve profesör unvanlarını almıştı.

Türkiye’nin saygın okullarından olan TED kolejleri ve TED Üniversitesi’nin kurucusu ve Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı Ziya Selçuk,  yine birçok özel eğitim kurumunun kuruluşunda yer almış ve müfredat reformunda da başarılar elde etmiştir. Selçuk ayrıca 2003-2008 yıllarında Milli Eğitim Bakanlığının mutfağı sayıla Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı yapmıştı.
Ziya Selçuk,  rehberlik, davranış gözlemi, iletişim, gelişim, öğrenme ve mizaç konularında çeşitli araştırmalara imza atmakla birlikte Türkiye Zeka Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve TÜBİTAK Grup Yürütme Komitesi Üyesi görevini de üstlenmişti.

“AFFIMI DİLİYORUM”
3 yıldır Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunda görev yapan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bu görevden affını isteyen Ziya Selçuk'un bu talebi uygun görüldü ve görevini Cuma günü itibari ile bıraktı.

Konuya ilişkin karar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayınlandı.

Kararda, "Görevden affını isteyen ve görevden af talebi kabul edilen Prof. Dr. Ziya Selçuk'tan boşalan Milli Eğitim Bakanlığına Prof. Dr. Mahmut Özer Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 104'üncü ve 106'ncı maddeleri gereğince atanmıştır." ifadelerine yer verildi.

Millî Eğitim Bakanlığı görevim bugün itibarıyla nihayetlenmiştir. Bana ülkemin çocukları için çalışma imkânı sağlayan Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı sunuyorum.

Milletimize, eğitim ailemize, birlikte görev yaptığım Bakan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

— Ziya Selçuk (@ziyaselcuk) August 6, 2021

"ÜLKEMİN ÇOCUKLARI İÇİN ÇALIŞTIM”
Atama kararının ardından eski bakan Selçuk, sosyal medya hesabından teşekkür mesajı yayınladı.

Mesajında, görevinin bugün itibarıyla nihayetlendiğini aktaran Selçuk, "Bana ülkemin çocukları için çalışma imkânı sağlayan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarımı sunuyorum. Milletimize, eğitim ailemize, birlikte görev yaptığım Bakan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Görev yaptığım süre boyunca birlikte çok kıymetli çalışmalara imza attığımız değerli çalışma arkadaşım Bakanımız Sayın Mahmut Özer Bey’e ve göreve yeni başlayan Bakan Yardımcılarımıza başarılar diliyorum." ifadelerini kullandı.

KAYIP MI KAZANÇ MI?
Üç yıldan beri bakanlık görevinde bulunan Ziya Selçuk, eğitim politikasında eksik gördüğü noktaları tespit ederek hayata geçirmekle ilgili planlamasını yaptı ama son iki yıldan beri yaşanan pandemi sürecinin getirdiği yeni sorun ve problemlerle uğraşmak zorunda kaldığı için bunu başaramadı.

Okulların uzaktan eğitime geçmesi, bunun getirdiği yeni sorun ve sistem eksikliklerini kısa sürede gideren ve EBA’nın zengin içeriklerle hazırlanmasının sağlanmasını başaran Selçuk, oluşan her yeni duruma göre geliştirdiği yeni çözüm yöntemleri ile de dikkat çekmişti.

Selçuk’un Milli Eğitim Bakanlığından istifası kendisi için de Milli Eğitim için de kazanç oldu. Zira pandemi döneminin sorunları ve geliştirilen yeni, eğitim yöntem ve metotları ile yaşanan aksaklıklardan dolayı kendisine yöneltilen eleştirilerden çok  yoruldu.

Yorulmuş, yıpranmış ve eleştiriler karşısında belki de kırılmış bir bakanın, yeni normal dönemde ve olası yeni sorunlar karşısında daha da yıpranacağı ve eğitimin kalitesinin yükselmesi şöyle dursun eğitimin yapılıp yapılmayacağı tartışmaları arasında başarılı olması da mümkün değildi.

PDR’CİLER ÜZÜLDÜ
Kendi alanın da Psikolojik Danışman olan eski bakan Ziya Selçuk’un istifası, bu alandaki öğretmen ve idarecilerin üzülmesine sebep oldu. 

Kendilerini anlayan ve sözlerini dinleyen bir bakanı kaybettiklerini  ifade eden rehber öğretmenler, yeni bakanın da bu konularda aynı çizgide olmasını beklediklerini ifade ediyorlar.

ZİYA ÖĞRETMEN
Üç yıl boyunca milli eğitim bakanlığı yapan Ziya Selçuk, öğrencilerin kendisine bakan yerine Ziya öğretmen olarak görmelerini istiyor ve bu ibareyi kendisi de sıklıkla kullanıyordu.

YENİ BAKAN SELÇUK’UN YARDIMCISI
 Üç yıldan beri Milli Eğitim Bakanlığı görevini sürdüren Ziya Selçuk'un yerine Bakan Yardımcısı Mahmut Özer atandı. Milli Eğitim Bakan yardımcılığına da Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Prof. Dr. Petek Aşkar ve Dr. Sadri Şensoy atandı.

ÖRNEK OLMALI
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un kendisini, başarılı görmeyip affını istemesi ve görevi bırakması, görevinde başarılı olamadığı gibi, söylem ve eylemleri ile kamuoyundan tepki alan bazı bakan, siyasi ve bürokratlara da örnek olması ve istifa müessesinin erdemli bir duruş olarak kullanılması gerektiği ifade edildi.