Söyleyen Değil, Atayan Suçlu
Bu köşenin sadık ve samimi müdavimleri çok iyi bilir ki sık sık ilimiz bürokrasisinin hantallığından ve atanan bürokratların ufuksuzluğundan ve vizyonsuzluğundan dert yanarız. Bunu de öylesine kuru bir iddia olarak değil delilleriyle ortaya koyarız.
Bu sütunların müdavimleri olanlar yine çok iyi bilir ki Zübeyde Hanım Caddesi bizlerin kırmızı çizgisidir. Şehrin akciğerleri olan bu bölgede yapılan ya da yapılması planlanan kamu kurumlarına karşı olduk, mevcutlarını da şehir dışına çıkması ve bu bölgelerin park ve yeşil alan olarak halkın hizmetine açılması yönünde bir tavır takındık.
Şehrin ve gelecek nesillerin huzur ve sağlığı için ortaya koyduğumuz bu duruşumuz, bazı bürokratlarda rahatsızlık oluşturmuş olacak ki bu hatalarını izah etmek zorunda kalmışlar.
Refikimiz Fırat Gazetesi’ne bir mülakat veren Devlet Su İşleri (DSİ) 9. Bölge Müdürü Sebahattin Şamcı, yapılan 120 lojmana girmeden Zübeyde hanım Caddesinin bağrına bir hançer gibi saplanan hizmet binası için bakın nasıl bir değerlendirme yapmış:
“Bölge Müdürlüğümüzün depremden dolayı yenilenmesine tepki göstererek kurumumuzu ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarımızı karalama cihetine giren kişi veya kuruluşların 2023 yılında hizmet binalarının yenilenmesi sayesinde meydana gelen depremlerden dolayı kurumumuz tesislerinde herhangi bir hasar ve can kaybı yaşanmamıştır. Yenilenmeler sayesinde depreme karşı kurum binalarımızın ayakta durdukları unutulmamalıdır. Aynı zamanda bölge müdürlüğümüzün bu durumundan dolayı Kahramanmaraş merkezli depremlerden kaynaklanan hasarlara kurumumuz personeli ile gerekli araç ve gereç desteği sağlanmıştır. Ayrıca bölge müdürlüğümüz ve genel müdürlüğümüz koordinasyonunda sınır ötesi faaliyetlerde, orman yangınlarında ve doğal afetlerde Türkiye’nin her noktasında görev almaktadır. Bugün Malatya ilinde yaşanan depremde sulama şebekelerinin onarımına hızlı bir şekilde müdahale ederek sulama sezonunda vatandaşlarımızın hizmetine sunabildiysek bu durum Bölge Müdürlüğümüz tesislerinin ayakta kalması ve can kaybı yaşamaması sayesindedir.”
Açıklamayı okuyunca “eyvah” deme ihtiyacı duyduk. Ama bu eyvah, ilk etapta DSİ 9. Bölge Müdürü Sebahattin Şamcı için değil, olaylara dar bir zaviyeden ve kısır bir pencereden bakan bir ismi Bölge müdürlüğü gibi önemli bir makama atayan siyasi iradeye oldu.
DSİ Bölge müdürlerinde ilginç bir gelenek var. Bu kuruma kim bölge müdürü olursa farklı bir ismin dediği oluyor. O isim karar veriyor, o isim yapıyor, o isim Zübeyde Hanım caddesi üzerine 12 lojman, Bölge Müdürlüğü hizmet binası, imar yolu üzerine cami yapıyor. Ve yine o isim bu da yetmezmiş gibi DSİ 91. Şubeyi de Zübeyde Hanım caddesinin karşı tarafına yapıyor. Tüm bu yanlışlarda herhangi bir dahli olmayan kabahati olmayan bölge müdürlerine de bu yapılanları savunmak düşüyor.
Öncelikle bizlerin kamu kurumlarının yenilemesine bir itirazımız yok. Bizim tek kırmızı çizgimiz, bu binaların Zübeyde Hanım caddesine yapılmaması, farklı bir noktaya ve şehir dışına çıkarılması.
Sayın Bölge müdürüne vermişler bilgiyi, O da kalkmış, “eğer biz bu binaları yenilemeseydik depremde bu binalar yıkılırdı, içindekiler vefat eder ya da yaralanırdı. Biz de o zaman bölgeye sağlıklı hizmet veremezdik” gibi akıllara durgunluk veren cümleler kurabiliyor.
Şu anlayışa bakar mısınız Allah aşkına. Yapılan hataları savunurken özrü kabahatinden büyük laf etmek değil de nedir bu yaklaşım.
DSİ 9.Bölge olarak siz şehrin en yeşil alanına kazulet gibi beton yığınları dikin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın lojmanları satma projesine rağmen 120 lojman yapın, bu da yetmezmiş gibi karşısına şube müdürlüğü de yapın. Fakat bunu kalkın Zübeyde Hanım caddesi üzerinde yapın. Demezler mi adama başka yer mi bulamadınız? Biz Hakimiyet olarak sadece bunu dedik ve binaların yapıldığı yere itiraz ettik.
Şu iyi bilinmelidir ki, Uluova ve Kuzova suya kavuşmadığı sürece DSİ başarısızdır ve başarısız kalacaktır.
Yanlış projelerle şehrin yıllarına çakılan ve dönemin milletvekili Metin Bulut’un yine dönemin bakanı Veysel Eroğlu’nun huzurunda mahcup eden afaki projelerle zaman öldüren, aylar öncesinden böylesi bir problem yaşanacağını dahi öngöremeyip Kuzova’ya bayram öncesi su verilmesi konusunda belgeli elektrik elemanı dahi temin edemeyip ancak siyasilerin aracılığı ile farklı kurumlardan personel temin eden, “2050 yılına kadar içme suyu sorununu çözüyoruz” sloganıyla hayata geçirilen Hamza Bey Barajı fiyaskosundan sonra gördük ki DSİ’nin bu şehre çok da faydası olmamış.
“Binamız depremde yıkılsaydı bölge mahvolurdu. Biz yeni binalar sayesinde halkımıza hizmet ettik” gibi sorunlu bir düşünceye sahip kişiler bölge müdürü oluyorsa ve bunları basın aracılığıyla paylaşıyorsa, bunun sorumlusu bu bürokratlar değil, bu yetkilileri bölge müdürü ya da il müdürü olarak atayan zihniyet ve kişilerdir.
Son sözümüz odur ki Ak Parti hükümetlerinin asıl rakibi ve daha etkin muhalifleri, işlerini dert ve sevda edinmek yerine makam saltanatını ve keyfini süren bürokratlardır, nokta..