Sloganla Yetinemeyiz...

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 'Mescid-i Aksa ve Kudüs' olağanüstü gündemiyle düzenlenen Dünya İslam Alimleri Birliği Toplantısı'nda konuşarak işgalci terör devleti İsrail'in tam bir barbarlık ve vahşetle Mescid-i Aksa'yı işgal etmeye çalıştığını belirti ve 'gözü dönmüş canavarların' masum Müslümanlara canice saldırdığını dile getirdi.

Sloganla Yetinemeyiz...
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Erbaş, "Ümmeti zayıflatan ve dağınık gösteren faktörleri kapsamlı olarak düşünmek zorundayız. Bugün artık slogan atmak, ağıt yakmakla yetinemeyiz. Çözüme dair müşahhas, kalıcı ve gerçekçi adımlar atmak zorundayız." ifadelerini kullandı. 

Bu sese kulak vermek, bu sesin ve çağrının gereğini yapmak gerek. İslam coğrafyalarında ve Özellikle ülkemizde İsrail’e karşı yapılan protestolar, mitingler ve kınama mesajları elbette olmalı. Elbette bunların belki daha büyükleri düzenlenmeli ama olay artık diplomatik mecraya ve masada kazanma evresine gelmiştir.

Masada kazanmanın birinci şartı ise masaya güçlü oturmaktır. Bunun yolu da İslam ülkelerinin yekvücut olmaları ve tek ses ve taleple masaya oturmalardır.

Arap ülkelerinin petrolünü ve doğal kaynaklarını sömüren batı dünyası ve özellikle Amerika’ya anlayacağı dilden bir yaptırım uygulamalı. Batının anladığı dil, tıpkı geçmişte Kıbrıs, Bosna Hersek, Çeçenistan, olduğu gibi askeri güç kullanmaktır. Batının anlayacağı ikinci dil ise sömürü çarklarını durdurmaya yönelik adımlar atılması ve ekonomik ambargo ve yaptırım uygulanmasıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki günden beri birçok İslam ilkesi lideri ile görüştü ve bunun için adeta çırpınıyor. İslam dünyasının kabuk yöneticileri bu çağrıya ve işbirliği önerisine nasıl bakar çok bilemiyoruz. Ama geçmişte yaşananlar da gösterdi ki birkaç duyarlı İslam ülkesi yöneticisi dışında birçok ülke, ağababaları olan ve sık sık gidip âlem yaptıkları batının kucağına oturacaklar.

Umarız, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın çağrısı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İslam dünyasını bir araya toplamaya yönelik diplomasi trafiği semeresini verir, bizler de artık slogan atmak için değil, gerekirse gönüllü nefer olarak Kudüs’e gönderilecek orduya yazılırız.