Siyasetçilik mi Oynuyoruz?

Halka hizmetin ve vatandaşa mutlu bir yaşam sürdürmenin yolu siyasetten geçiyor.

Siyasetçilik mi Oynuyoruz?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Halka hizmetin ve vatandaşa mutlu bir yaşam sürdürmenin yolu siyasetten geçiyor.

Demokratik yönetimlerde iş başına gelip hükümet etme yetkisi de halkın sandıkta verdiği yetkiden geçiyor.

Siyasi partilerin halkın güven ve teveccühüne mazhar olması da oluşturduğu kadrolardan ve vitrine çıkardığı isimlerin topluma verdiği güven ya da güvensizlikten  geçiyor.
Mevcut siyasi konjonktürde her siyasi parti içinde, halkın takdirini ve beğenisini kazanan isimler yanında tepkisini ve nefretini celbeden isimler de var. 

Hemen her parti için geçerli olan bu durum, özellikle iktidar partisinde daha bir öne çıkıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hedefleri, samimiyeti ve canını yok sayan cesareti yanında, bu partide bulunmayı iktidar nimetlerinden faydalanmanın yolu ve aracı gören bazı isimlerin varlığı ve bunların sayılarının son yıllarda oldukça artması, Ak Parti için büyük bir handikap olarak görülüyor.

Basın-Yayın organları yanında sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlar ile artık hiçbir şey saklı ve gizli kalmıyor.

Hangi siyasi şahsiyetin hangi kamu kurumundan ya da kamu kurumu tarafından verilen yüklenici firmadan siyasi baskı ve imtiyazlarla nasıl akçeli işleri kopardığını herkes biliyor ve konuşuyor.

Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde önemli konum ve makamlara gelmiş, kamu görevlisi ya da seçilmişlerin yanlışları ve misyona ters tutum ve icraatları da partiye olumsuz yansıyor.

Erdoğan’ın milli ve manevi hassasiyetine rağmen siyaseti;  rant, haksız kazanç ve eş-dosta menfaat sağlama olarak görenlerin bu tavrı, Ak Parti’ye tepki olarak sahaya yansıyor ve dünün fanatik partililerini farklı bir arayışa yöneltiyor.

Bu kesim, “ne yani ben yine oy vereyim de falan falan adamlar daha mı zengin olsunlar. Ben onların yaptıkları yanlışların devamı için mi oy vereceğim. Bu vebale artık girmek istemiyorum” diyerek ya farklı partilere yöneliyorlar ya da sandığa gitmeme hesapları yapıyorlar.

Duyarlı, samimi ve hiçbir şahsi beklentisi olmayan seçmen, bunları düşünerek 20 yıldan beri desteklediği partiden uzaklaşırken, Ak Parti’nin akil adamlarının bu gerçeği görmemesi ve önlemler almaması, sonuca rıza gösterme teslimiyeti olarak yorumlanıyor.

Ak Parti bu durumdan memnunsa, bu durum kendilerine yarıyorsa ve yanlışlıklara hala devam ediliyorsa, vatandaşa daha yarıyor ve kendisine partisinden uzaklaşmasının vicdani rahatlığını yaşatıyor. En azından “ben bu yanlışların sebebi olmayayım” gerekçesine sığınarak sandığa gitmemenin hesabını yapıyor. 

Tabloyu hala tozpembe görenler, ya güç zehirlenmesine duçar oldular ve hala bundan kurtulamadılar ya da sokaktan, halktan ve ülkeden haberleri olmayacak kadar kendi sosyal medyalarında siyasetçilik oynuyorlardır.