SABRIN SANATI 'TELKARİ'

BAŞAK MERAL GÜNDÜZ/ Telkâri Sanatçısı Mardin Ece Telkari'nin sahibi Naci Sülkü'den telkârinin hikâyesini ve bu sanata/zanaata dair taleplerini dinledik...

SABRIN SANATI 'TELKARİ'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

TELKARİ SANATI HER EL SANATI GİBİ AYAKTA KALMAYA ÇALIŞIYOR

Tel işleme sanatı olan telkâri, ince tel haline dökülen gümüş, altın ve bakırın bükülmesiyle oluşturulan küçük motiflerin bir araya getirilmesi olarak tanınıyor. Milat’tan Önce 3 bin yılına kadar geçmişe sahip olan telkâri, geçmişten günümüze kadar süregelen ince bir sanat işi olarak günümüzde hala yaşatılıyor. Altın ve gümüşün yüzyıllardır dantel işlendiği telkâri sanatı, her el sanatı gibi ayakta kalmaya çalışıyor. Kuyumculuk sektöründeki endüstrileşmeyle yaşam alanı daralan sanatın ustaları, telkâri işlemeciliğini bugüne kadar taşımayı başardı. 

 

EN FAZLA 100 USTA ÇIKAR

Telkârinin Mardin, Trabzon başta olmak üzere birkaç ilde yaygın olduğunu belirten SÜLKÜ, telkârinin yaşatılmasıyla ilgili olarak şunları söyledi, “Bakır genelde Trabzon’da işlenir. Tepsilerde,  çay kaşıklarında gibi. Mardin gümüş Telkâride dünya birincisi diyebiliriz. Trabzon hasırında da altın telkâri kullanılır. Mardin’de telkârinin yaygın olmasının sebebi Mezopotamya Ovası’nın ve geçmişten bu yana yaşamın yaygın olduğu yerler olduğu için burada yaygın geçmişten bu yana. Telkâri aşk işidir. Ustası çok fazla kalmadı. En fazla 100 usta ya çıkar ya çıkmaz. Telkâri çok değerli hale geldi. Halk Eğitim Merkezlerinde kurslarda belli başlı desenler yapılıyor. Bu ne kadar yeterli olur yaşatılması için bilmiyorum.”

Telkâri nedir, nasıl yapılır, zorlukları nelerdir? Biraz bahsedebilir miyiz?

Telkâri, sadece Mardin yöresine ait bir işleme sanatıdır. El emeği ve sabır isteyen bir sanattır. Telkârinin hammaddesi gümüştür. Öncelikle figürler -örneğin bir kelebek figürü- tahta oluklar/ovuklar üzerine çiziliyor. Sonrasında gümüş inceltilerek, yaklaşık 0,20 mikron tel haline getiriliyor. İnceltilmiş bu teller, oval oval ve yavaş yavaş kaynaklama dediğimiz yöntem ile birleştiriliyor ve daha önceden hazırlanan tahta kalıplar üzerindeki figürlere uygulanıyor. Halat çekme oyununu bilirsiniz. Telkâri sanatında da iki kişi ucundan tutuyor ve halat şeklinde çekerek tel inceltme yöntemine gidiliyor. Trabzon’a özgü Kazaziye sanatında makine kullanıyorlar ve gümüş telini saç telinden daha ince hale getiriyorlar. Bin ayar gümüşü saç teli inceliğine getirip makine ile örüyorlar. Midyat’ta, Telkâri sanatında, ne telkâriyi tel haline getirmek isterken, ne de yapım aşamasında kesinlikle makine kullanılmaz. Her şey yüzde yüz el emeğidir. Ustalarımızın bu ince işçiliğini gördüğümüz zaman hayretler içinde kalıyoruz ve mesleklerine çok saygı duyuyoruz. Zaten Midyat’a gelen turistleri cezbeden de budur. Ayrıca, gümüş yumuşak bir maddedir. Bir kolye ucunu bin ayar gümüşten yaptığınız zaman çok yumuşak olur ve hemen kırılır. Bundan dolayı Telkâri gümüşe yüzde 92,5 gümüş, yüzde 7,5 bakır kullanıyoruz. Bu işlemi gümüşü sertleştirmek için uyguluyoruz. Bu da 925 ayar gümüşe tekabül ediyor. 

 

TELKÂRİYİ SÜRYANİLERE BORÇLUYUZ!

 

 

Telkâri sanatını/zanaatını kimler keşfetti? Daha önceki dönemlerde hangi amaç için yapılmış ve kullanılmıştı?

 

Telkâri milattan üç bin yıl önce keşfedilmiş bir sanattır. Ortadoğu’da Süryanilerin keşfettiği söyleniyor. Midyat’taki Telkâri atölyelerinin üçte ikisini halen Süryaniler oluşturuyor. Süryanilerle aramızda, “Onlar Süryani, biz Müslüman. Alış verişimiz olmaz!” diye bir şey yok. Süryanilerin, kendi atölyelerinde gözümüzün önünde yüzde yüz el emeği ile işledikleri Telkâriyi biz de mağazalarımızda satışa sunuyoruz. Telkâri ilk günden beri takı sanatı üzerine işlem görmüş. Tabiî bu meslek de bütün mesleklerde olduğu gibi yavaş yavaş kaybolmaya başladığı için Osmanlı dönemine geçememiş. Barok dönemi dediğimiz milattan sonra sekiz yüz-dokuz yüzlü dönemlerden sonra Venedik’e geçmiş. Venedik’te ve Sicilya’da icra edilmiş bir sanat dalıdır. Telkâri sanatı, Mardin’in Midyat ilçesinde, Süryanilerde babadan oğula geçtiği için hiçbir zaman bitmemiştir. 

 

 

“TELKÂRİ GÜMÜŞÜ KARARIYOR” ŞİKÂYETLERİ

 

Telkârinin temizliği ve bakımı nasıl yapılıyor? 

 

Son zamanlarda telkâriden; “Telkâri gümüşü kararıyor” diye şikâyetler alıyoruz. Telkâri gümüşü ince tellerden yapıldığı ve inceltildiği için tene temas ettiği zaman vücuttaki asit oranı gümüşü karartıyor. Lâkin bunun temizlemesi çok basittir. Diyelim ki Telkâri bir kolye ucu, bir tesbih, bir set ya da bir bilekliğiniz var. Aksesuarınızı üç dakika kadar kaynar suyun içinde beklettikten sonra suyun altını kapatıp içine bulaşık deterjanı döküyorsunuz. Bulaşık deterjanını döktükten sonra diş fırçası ile fırçalıyorsunuz. Bu işlem telkârinin ilk günkü gibi beyaz olmasını sağlıyor. 

 

ÇIRAKLIK DEVAM ETMEZ İSE, TELKÂRİ SANATI BİTER!

 

Resmî kurumlar tarafından Telkâri sanatını/zanaatını desteklemek için çalışmalar yapılıyor mu?

Telkâri sanatı göz rahatsızlıklarına sebebiyet veriyor maalesef ki. Bundan dolayı herkes bu işe yönelemiyor. Çırak olmadan da bu işi yapmak mümkün değil. Çıraklık devam etmez ise, Telkâri sanatı biter. Belirli kuruluşlar Telkâri yapım atölyeleri açıyor, bayanları ve küçük çocukları toplayarak eğitim veriyorlar. Neden? Sadece Telkâri sanatı yok olmasın diye! İŞKUR bile Telkâri sanatındaki bu dostluğu, bu samimiyeti gördü ve maaşla personel alıp destek verdi. 

 

TELKÂRİDE HER TÜRLÜ MOTİF UYGULANIYOR

 

Desen ve model tasarımı noktasında silsile yolu ile aktarılan bir tekrar mı var? Sanatçı/zanaatkâr farklı desenler üretebiliyor mu?

Her meslekte olduğu gibi Telkâride de moda takip ediliyor. Sıla dizisi Midyat’ta çekilirken dizi için bir tavus kuşu modeli tasarlandı. Bu model çok talep gördü ve tutuldu. “Sıla tokası” diye ün kazandı. Telkâride her türlü motif uygulanıyor. Aslan, köpek; tepsi, anahtarlık... Biraz sanatkârın hayal dünyasına, biraz da müşterilerin taleplerine bağlıdır bu. Meselâ Telkâriden Cumhurbaşkanı Recep Tayyib Erdoğan’a masa üstü isimlik yapıldı. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e bizim atölyelerimiz tarafından çok güzel bir tepsi yapıldı. Yüzde yüz el emeği ile hazırlandığı için Telkâri biraz daha cazip kılınıyor. Telkâri çok rağbet gören bir üründür ve sadece Mardin’de işlemesi yapılmaktadır. 

 

 

 

BİZİM ARAMIZDA HERHANGİ BİR DÜŞMANLIK YOK!

 

Midyat ve Telkâri sanatı medeniyet anlamında, kültürel ve turistlik anlamda kendi insanımıza ve dünya insanına ne anlatır?

 

Bu sanat insanlar için çok şey ifade ediyor... Telkâri sanatı el emeğini gösterir, dayanışmayı gösterir, “Süryani, Müslüman, Kürt, Türk” kardeşliğinin olduğunu gösterir. Telkâri sanatında, Midyat’ın diller ve dinler kenti olduğunu görebilirsiniz. Telkâri sanatı dostluğun ve kardeşliğin simgesidir. Bizim aramızda herhangi bir düşmanlık yok. Bir düşmanlığın olmayışı da alış verişimize yansıyor. Bence en önemli şey bu! Zira birbirinden nefret eden insanlar alış veriş de yapmazlar zaten. Bakın, Ben Müslüman’ım ve Arap kökenli bir vatandaşım. Karşıdaki arkadaşım Kürt vatandaş, yan taraftaki esnaf arkadaşım Süryani vatandaş, onun yanında Yezidi arkadaşlarımız var... Mardinde  her kültürden ve her kökenden insan bulabilirsiniz. Kimsenin kimseyi dışlamadığı bir yerdir Mardin. Burada herkesin herkese saygısı vardır. Süryani arkadaşlarımıza selâm verdiğimiz zaman aynı şekilde karşılığını alıyoruz. Buranın Süryani halkı, Ramazan ayında, biz Müslümanlara saygılarından dolayı asla dışarıda yemek yemez. Bu dostluk, muhabbet ile işlenmiş... Haliyle bu da telkâri sanatına yansıyor işte. “Bu Süryani’dir, Müslüman değildir” diye bir ayrım yok. Peygamber Efendimizin (asm); “Arap’ın Arap olmayana hiçbir üstünlüğü yoktur. Arap olmayanın da Arap’a hiçbir üstünlüğü yoktur!” hadisini Mardin de herkes uyguluyor. Ben Müslüman’ım o Süryani ya da ben Arap’ım o Kürt’tür diye bir ayırım kesinlikle yok. Beraberce oturup bir çay içtiğimiz zaman aramızda ırk mevzuu olmuyor. O yüzden bu tür etnik kökenlerin öne atılmasını istemiyoruz biz. Nasıl ki bir Müslüman, bir Süryani, bir Kürt, bir Arap Midyat’ta dostça kardeşçe yaşıyorsa, bütün Türkiye’de de insanların dostça, kardeşçe yaşamasını istiyoruz. Özellikle de Güneydoğu Anadolu bölgesinde! 

 

Günümüzde Telkâri sanatı/zanaatı için “şu eksik, şu da yapılmalı...” dediğiniz şeyler neler?

 

Biz telkâri için biraz daha bütçe ayrılmasını istiyoruz. Kapanan atölyelere destek verilmesini ve iş sahasının genişletilmesini ve en önemlisi bu bölgede çıkan olayların bir an önce sonlandırılmasını istiyoruz. Çünkü bizim işimizi yüzde yüz etkileyen şeylerdir bu tür olaylar. Atölyelerimiz son zamanlarda gelişen olaylardan, olumsuzluklardan dolayı en az iki-üç atölyemiz kapanmıştır. Takdir edersiniz ki bir iş yapıldığı zaman kişinin geçimini sağlaması lâzım. Ama koskoca bir telkâri ustası, bu kadar emek vermiş bir usta, eğer geçimini sağlayacak kadar iş yapamıyorsa kim olursa olsun atölyesini kapatır. Diğer yandan ustayı en çok üzen şeylerden biri de ürünlerinin taklit edilmesi. Döküm yöntemiyle yapılarak daha ucuza mal edilen ürünlerin piyasaya sunulmasıdır. Midyat’ta el emeği olmayan herhangi bir ürün bulamazsınız. 

 

Telkâri sanatına yabancı turistler mi yoksa yerli turistler mi daha çok ilgi gösteriyor? 

 

Ben telkârinin kıymetinin bilindiğini düşünüyorum. Buraya gelen turistlerin % 95’i bize öncelikle Telkâriyi soruyor ve alıyor. Özellikle Midyat’a günlük ortalama üç bin-beş bin aralığında turistin geldiği günler oluyor. Bizim kış turizmi dediğimiz sonbahar ve ilkbaharda geliyor buraya turistler. Yazın ve kışın gelmiyorlar. Bu da telkâri sanatının henüz herkese yayılmadığını gösteriyor. Midyat’ın bütün vatandaşları telkâriye ilgilidir. Biz online satış yapan bir mağazayız. Online satışların % 80’i telkâri sanatına yöneliktir. Mardin de birinci kalitenin yapıldığına inandıkları için insanlar direkt bizi arıyor ve telkâri siparişi veriyor. Biz de Telkârinin yanı sıra gümüşün de sekiz-on kalem satışı var. Ama bizim satışlarımızın % 80’ini telkâri oluşturuyor. 

 

 

Son olarak Telkâri için ne söylemek istersiniz?

 

Telkâriyi bütün Türkiye’ye tavsiye ediyoruz. En azından alacak bütçeleri olduğuna inanıyorum. Telkâri ürünler, kolye uçları, küpeler fahiş fiyatlara satılmıyor. Bir öğlen yemeği, telkâri bir kolye ucundan daha pahalıdır. Sadece Mardin’e  destek olmak için bile almalarını istiyoruz. En azından alış veriş yapalım ki bizim buradaki atölyelerimiz kapanmasın, bu sanatımız/zanaatımız ölmesin. Bu konuda bütün Türkiye’den destek bekliyoruz...