RÜŞVET

'Benim memurum işini bilir' içtihadından sonra bütün kurum ve kuruluşlarda dal budak salan rüşvet bu hükümet tarafından da resmi statüye bür&uu

RÜŞVET
TAKİP ET Google News ile Takip Et

“Benim memurum işini bilir” içtihadından sonra bütün kurum ve kuruluşlarda dal budak salan rüşvet bu hükümet tarafından da resmi statüye büründü.
Nohutlu, mercimekli rüşvet,
Odunlu, kömürlü rüşvet, 
Çaylı, şekerli rüşvet,
Makarnalı rüşvet,
Şimdide imtiyazlı rüşvet…
Nedir imtiyazlı rüşvet?
Önce vatandaşlık sonrasında oy…
Mahsuni Şerif’in dediği gibi “Oy anam oy”
Her şeyin başı oy…

***
İsterseniz önce rüşvetin yüce dinimizdeki karşılığına bakalım.
Yüce denimiz rüşveti “Yüz kızartıcı” bir fiil olarak tarif eder ve rüşveti bir memurun veya bir görevlinin devletin kendisine verdiği görevi kötüye kullanması” olarak belirler. 
Rüşvet Haksız bir menfaat sağlamak için yetkili kişilere çıkar sağlamak amacıyla bir bedel alma ve verme hastalığıdır.
Zaten toplumumuzda rüşveti toplumsal bir hastalık olarak tarif eder.
Ancak hükümetler eliyle yapılırsa verilen veya alınan rüşvet, rüşvet olmaktan çıkar hediye statüsüne bürünür.
Hediye alıp vermede günümüzde gayet doğal bir hadisedir.
Rüşvet, devlete karşı işlenen suçlardan birisi olsa da minareyi çalıp ta kılıfını hazırlayanlar için suç kapsamında görülmez.
Öyle olmazsa bir bakanın bir kişiden 700 bin liralık saat alması ve o bakanın kılına dahi dokunulmamasının başka bir adı olabilir miydi?

***
Biz yetmiş iki senelik ömür güzergâhımızda rüşvetin her türlüsünü işittik ama yabancı uyruklu kişilerin oyları karşılığında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınma gibi bir rüşvet çeşidini ne gördük ne işittik.
Rüşvetle alınan diplomaları,
Rüşvetle alınan ruhsatları,
Rüşvetle alınan konutları,
Rüşvetle alınan araçları,
Rüşvetle alınan ihaleleri, 

Rüşvetle alınan ehliyetleri, 
Rüşvetle alınan Kimlikleri duyduk ama rüşvetle alınan vatandaşlık hakkını duymadık.
Üç buçuk milyon Suriyelinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınmasının, kendi vatandaşları başlarını sokacak bir yuvaya hasret iken Suriyelilere TOKİ’den konut ikram edilmesinin sizce başka bir amacı veya başka bir adı olabilir mi?

***
Siz bakmayın bizim din adamlarımızın “Rüşvet alanda verende melundur” fetvalarına… Onların bu sözleri garibanlara yöneliktir. Diyanet İşleri Başkanına tahsis edilen Mercedes hediyemidir, rüşvet midir?
Vatandaşa göre rüşvet, diyanete göre hediyedir.
Tıpkı memurun aldığı bir paket Marlboro’nun rüşvet, bakanı verilen 700 bin liralık saatin hediye olduğu gibi…
Ülkemizde yapılan bu kadar hırsızlıklara, bu kadar yolsuzluklara, alınan milyon dolarlık rüşvetlere karşı hangi din adamının sesini çıkardığını bunların toplumsal bir hastalık olduğunu söylediklerini duydunuz?
Vdigerahi ben ne duydum nede şahit oldum.
Onlar bizim alt derecedeki memurların aldığı bir paket marlboro sigarasını rüşvet olarak kabul ederler ama 700 bin liralık kol saati rüşvet olarak değil de gönülden kopan bir hediye olarak kabul ederler. 
Diyanete “Suriyelilerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınmasının sebebi nedir? Diye sorunuz alacağınız cevap “Mazluma kol kanat germe” cevabı olabilir. 
Hani köy ağası kendi aklınca kocası ölen kadını nikâhına alarak onun namusunu kurtarıyor ya tıpkı onun gibi bir şey.
Fuzuli’nin “Selam verdim rüşvet deyu almadılar” sözü de bu gerçekleri teyit ediyor. 
Demek ki biz Allah’ın selamının bile rüşvet olarak kabul gördüğü bir ülkede yaşıyoruz.
Selam rüşvet, milyonluk takılar, arabalar, villalar hediye.
Boş yere dememişler “Minareyi çalan kılıfını hazırlar diye”…