RTÜK Cezaları

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu,  Sedef Kabaş'ın Tele 1 ekranında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakareti görüşmek üzere toplandı ve televizyona hem yayın durdurma hem de para cezası verdi.

RTÜK Cezaları


Cezaya esas olan RTÜK raporunda; “Evrensel kabul gören “basın, ifade özgürlüğünü kullanırken, görev ve sorumluluklarına uygun davranmak durumundadır.” cümlesi dikkat çekti.

Yayıncılığın sorumluluk gerektiren bir kamu görevi olduğunun ifade edildiği raporda, Basın Meslek İlkeleri doğrultusunda, yayınlarda kişilerin ve kuruluşların itibar ve saygınlığını ihlal edecek, onları küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilmemesi gerektiği vurgulandı.

Raporda, Sedef Kabaş, hakaret içeren sözleri sarf ederken program sunucusunun da herhangi bir müdahalede bulunmamasının tam tersine yapılan hakaretleri onaylamasının medya hizmet sağlayıcı kuruluşlardan beklenen kamusal yayıncılık sorumluluğu ile bağdaşmadığının altı çizildi. 

Raporu ayrıntılarıyla inceleyen Üst Kurul, milyonlarca vatandaşın oyuyla seçilen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na yönelik hakaret içerikli sözlerin, "toplumda kin ve düşmanlığı tahrik edecek veya toplumda nefret duyguları oluşturacak" mahiyette olduğuna kanaat getirdi.

Yapılan oylama sonucunda 6112 sayılı Yasanın 8. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ifade edilen "Yayın hizmetleri, …kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz." hükmünü ihlal eden Tele 1’e 5 kez program durdurma ve en üst sınırdan idari para cezası müeyyidesi uygulandı. 

Tele 1, aynı programın başka bir bölümünde bu kez Uğur Dündar, Merdan Yanardağ, Musavat Dervişoğlu ve Engin Altay’ın sözleri nedeniyle rapora konu oldu.  

RTÜK,  moderatör Uğur Dündar’ın "Bunu yazıyoruz bir kenara… Merak etmeyin. Biz de notlar alıyoruz. Gün gelir keser döner sap döner, hesap da döner. İşte o zaman onun hesabı sorulur." ve Merdan Yanardağ’ın “bir gün devran değişecek…bu totaliter rejimin sorumluları yargı yönünde halkın önünde ve tarihin önünde hesap verecekler." ifadeleriyle ötekileştirilen kitleyi tehdit ettiğini belirledi ve Tele 1’e yüzde 3 idari para cezası verdi.  

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, gelen vatandaş bildirimlerinin ışığında hazırlanan FOX Ana Haber raporunu da görüştü.

Mesleki ve akademik verilerin işlendiği rapora göre, ana haber bültenleri için “kişisel görüş, yorum ya da değerlendirmelerinden ibaret haber aktarımı değil, aktarılan olay veya durumun kendisi olmalı” tanımı yapılırken FOX Haber sunucusu Selçuk Tepeli’nin bilgi yoğun olmak yerine duygu yoğun habercilik yaparak kişisel kanaatlerini ön plana çıkardığı tespitine yer verildi.

RTÜK İzleme Uzmanı raporuna, Selçuk Tepeli’nin yorum ve değerlendirmelerini nesnel ve dengeli bir şekilde sunmak yerine polemiğe varan sözler ve üslup içinde, zaman zaman sesini yükselterek müstehzi denilebilecek nitelikte, yer yer abartılı el kol ve parmak hareketleriyle aktardığını yazdı.  

“Söz konusu haber bültenlerinde haberin kendisi ön planda olması gerekirken haber sunucusunun siyasi konulardaki iddia, itham ve yorumlarının ön plana çıktığı ve böylece haberin nesnelliğinin yitirilmesine yol açıldığı düşünülmektedir. Bununla tarafsızlık ilkesine aykırı ve toplumda özgürce kanaat oluşumunu engelleyebilecek bir yapıda toplumu belli bir düşünceye sevk etmeye çalışılarak yayıncıların sahip olması gereken kamusal sorumluluktan uzak bir tutum sergilendiği değerlendirilmiştir.” denilen raporu görüşen Üst Kurul, uzman görüşünü tasdik ederek FOX’a üst sınırdan idari para cezası müeyyidesi uyguladı.

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in sosyal medya hesabından  “Sedef Kabaş’ın açıklamaları ilk toplantıda ele alınacaktır” açıklamasına rağmen kurulu olağanüstü çağrıyla toplamasından da böyle bir kararın çıkacağı belliydi.

Verilen yayın durdurma ve idari para cezaları, herkesin her hakareti  istediği kişiye yapma hakkının olmadığını açıkça ortaya koyuyor.

Cezaya esas teşkil eden RTÜK raporu, başta bizler olmak üzere her gazetecinin ve her sosyal medya kullanıcısının dikkatle okuması ve ortaya koyulan evrensel değerleri içselleştirmesi gereken önemli bir manifesto niteliğindedir.

Raporu, bu gözle okuyan ve vicdanıyla baş başa kalan herkes, verilen cezanın ideolojik değil, basın meslek ilkeleriyle birlikte insani değerlerle paralellik gösterdiğini görecektir.

En ağır eleştiri dahi hakaret etmeden yapılabilir, kişilik haklarına dokunmadan ortaya konabilir. Eğer sizi, kendi çerçevesi içinde kalan bir eleştiri kesmiyor da en ağır hakareti yapıyorsanız o zaman sizin ciddi ve fakat başka bir sorununuz var demektir.

İdeolojik körlük, muhaliflik ve öne çıkıp buradan milletvekilliği koltuğuna oturma düşünceleri, birilerini hakaretin, kin ve nefretin gayya çukuruna atıyorsa, sizi içine düştüğünüz o kör kuyulardan çıkartıp hizaya sokacak bir RTÜK olacaktır.

Ancak ve fakat RTÜK’ün bu olağanüstü refleksini yine halktan büyük bir şikâyet gittiğini bildiğimiz ve toplumun ahlak, yaşantı ve değerlerine en ağır darbeyi vuran öğlen sonu kuşakları programları ile aile yapısını bozan diziler için de göstermesini beklerdik.