Parti mi Aday mı?

Seçmenin siyasi tercihleri belirlemede he zaman tartışılmış ve net bir sonuç alınamamış sorudur başlıktaki cümle.

Parti mi Aday mı?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Türk siyasi geleneği daha çok lider merkezli bir karakter gösterdiği için bugüne kadar liderin, dolayısıyla partinin etrafında toplanma ve güç olma gibi bir teamül ve gerçeklik sahaya yansıdı.

Atatürk, İnönü, Menderes, Özal, Demirel, Türkeş, Erbakan ve son olarak da Cumhurbaşkanı Erdoğan, liderlik karizmalarını ve özelliklerini sandıklara yansıtarak halkın gönlüne girdiler ve siyasette önemli mevkilere yükseldiler.

Bu liderlere verilen destek parti tüzüğü, programları ve kalkınma hamle planları değil, sadece lider içindi ve hep öyle olageldi.

Ancak son yıllarda liderlere olan desteğin de düştüğü ve seçmenin partisi ne olursa olsun aday olan kişinin özelliklerine bakar hale geldi.

Halkta karşılığı olan, toplumda saygınlığı, güvenirliği, dürüstlüğü ve sempatisi olan isimler siyasette prim yapmaya başladı.

Bunun birçok canlı örneği var. Örneğin aday adayı olduğu halde Ak Parti’den aday gösterilmeyen Ahmet Eşref Fakıbaba, Saadet Partisinden seçimlere girerek kazanmış, sonrasında da Ak Parti’ye geçiş yapmıştı. Sonrasında Ak Parti’den milletvekili de seçilen Fakıbaba, bir dönem Tarım ve Orman Bakanlığı görevinde de bulunmuştu.

Bunun en son ve bize yakın örneği ise Keban Belediye Başkanlığı seçimleri oldu. 2015 yılında Ak Partiden Keban Belediye Başkanı seçilen Fethiye Atlı, yeniden aday adayı olmasına rağmen Ak Parti’den aday gösterilmemiş, bağımsız aday olarak girdiği seçimlerden zaferle çıkmış, sonrasında tekrar  yuvaya dönmüştü.

Bu iki örnek de gösteriyor ki seçmene isim ve aday dayatmanın faturası ağır oluyor. Artık seçmen,  partisine değil isme ve adaya bakıyor ve ona göre karar veriyor. Hele hele partiler tarafından inadına bir isim dayatılıyorsa bunun cevabını da yine “inatsa, inat” diyerek çok farklı bir adaya ve partiye yönelebiliyor.

Bunları neden yazdık. Malum tüm partiler sahada. Tüm partiler bir erken seçim kokusu almışçasına çalışıyorlar, gece gündüz halka ulaşmanın gayretini gösteriyorlar.

Ancak bu çalışmalarda öte asıl sonuç getirecek etken, partilerin kim ya da kimleri aday gösterecekleridir. 

Artık ne lider ne de parti misyonu çok etkili oluyor. Elbette kendi partilerinden kopmayacak bir kemik oy potansiyeli var her parti tabanında. Ama sonuca bu oylarla değil, adayın getireceği olumlu rüzgarla ulaşılabileceği gerçeğini de siyasiler göz ardı etmemeli ve bunu ciddiye almalı.