ONUNCU YIL MARŞI
Son yıllarda tahribata uğrayan kurumlarımızdan biriside Milliliği gitmiş eğitimimizdir
Son yıllarda tahribata uğrayan kurumlarımızdan biriside Milliliği gitmiş eğitimimizdir.
Belki de en önde gelenidir.
Ülkemizdeki eğitim durumu maalesef içler acısıdır.
Cumhuriyet tarihinde eğitimimiz hiç bu kadar sancılı bir dönem yaşamamıştır.
On dört yıllık AKP iktidarında yanılmıyorsam her iki senede bir bakan değişmiş her gelen bakan gideni mumla aratır hale gelmiştir.
Eğitimimiz yaz - boz tahtasına döndürülmüş vatandaşımız 1960’lı yılların eğitim sistemini arar hale getirilmiştir.
Üniversite sınavlarında bilmem kaç bin kişi “0” çekmiştir.
İmam Hatip Liselerine önem verilirken bilim ve ilme sırt çevrilmiştir.
İdareciler arasında ayrımcılık yapılmış “Bu senden - bu benden ” zihniyeti egemen kılınmıştır.
Bunun sonucu mevki ve makamlarda iş ehlinden alınarak o makamlar ehliyetsiz kişilere teslim edilmiştir.
NE YAZIK Kİ BU CAMİADA…
Başta andımız olmak üzere Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ten kalan bütün izler pey der pey – yavaş, yavaş – kısım, kısım silinmeye yüz tutmuştur. Bunun en son halkasını da Bolu Milli Eğitim Müdürünün cumhuriyetimizin sembolü olan “ONUNCU YIL MARŞI”NI okullarda yasaklaması olmuştur.
Eğitimin milliliğini katleden bir milli Eğitim Müdürü olarak tarihe geçecek olan bu zat için söyleyecek söz her halde lügatlerimizde yer almamıştır.
Bu oluşum cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine ihanettir,
Bu oluşum kurtuluş savaşında can veren şehitlerimize, kuvayi Milliye ruhuna ihanettir.
Bu ihanetin bir bedeli olmalı ve ihanet içerisinde bulunanlarda yargılanmalıdır.
Ne yazık ki cumhuriyet savcılarımız bu olaya seyirci kalmış,
Bolu valisi Milli Eğitim Bakanından, Milli Eğitim Bakanı da Başbakandan, Başbakanda Cumhurbaşkanından çekinmişlerdir.
Çünkü birkaç gün önce cumhurbaşkanımız “Demir ağlarla ördük Ana yurdu dört baştan.” Söylemlerinin yalan olduğunu bu ülkeyi kendilerinin mamur ettiğini söylemişti.
Bu hadiseyi başka türlü yorumlamak bu sebeplerle mümkün değildir.
İşte bu söylem Bolu Milli Eğitim Müdürünü harekete geçirmiş “Belki göze girerim, belki daha önemli yerlere getirilebilirim” anlayışı ile böylesine talihsiz ve içi boş bir eylemin sahibi olmuştur.
İsterseniz sözlerini Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafiz Çamlıbel’in yazdığı, Cemal Reşit Rey’in bestelediği o muhteşem Onuncu Yıl Marşımızı hep birlikte okuyalım;
ONUNCU YIL MARŞI
Çıktık açık alınla on yılda her savaştan;
On yılda on beş milyon genç yarattık her yastan.
Basta bütün dünyanın saydığı Başkumandan;
Demir ağlarla ördük Ana yurdu dört baştan.
**
Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
**
Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını,
Dindirdik memleketin yıllar süren yasını.
Bütünledik her yönden istiklâl kavgasını.
Bütün dünya öğrendi, Türklüğü saymasını.
**
Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
***
Şimdi bu marşımızı yasaklayan günümüzün en oynak ve en kıvrak bürokratına “Bre densiz bu marşın hangi kıtası senin nerene battı?” Diye sormak istiyoruz.
“Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri. “ dizeleri mi?
**
“Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını,
Dindirdik memleketin yıllar süren yasını.” Dizeleri mi?
Yoksa
“Çıktık açık alınla on yılda her savaştan;
On yılda on beş milyon genç yarattık her yastan.” Sözleri mi?
Veya
“Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan;
Demir ağlarla ördük Ana yurdu dört baştan.” Gerçeği mi?
Hangisi?..
BU MİLLETİN VAZGEÇİLMEZLERİ
Bu milletin vaz geçmediği ve vaz geçemeyeceği değerleri vardır.
Bunlar Andımızdır,
Bunlar “Dağ Başını Duman Almış” marşıdır…
Bunlar “Onuncu yıl Marşı”dır.
Bunlar “İstiklal Marş”ımızdır.
Bütün bunlar aynı duygu ve aynı ruhlarda birleşen ikiz kardeşlerdir.
Hiç kimse;
Bu ülkenin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dünyanın tanıdığı ve saydığı Başkomutan olduğunu unutmamalıdır.
Ve hiç kimse…
Mustafa Kemal Atatürk’ün bir İngiliz çivisine bile muhtaç olunduğu o günlerde bu cennet vatanının dört bir yanını demir ağlarla ördüğüne inanmama gibi bir gaflet içerisinde yer almamalıdır.
Çünkü bunlar bu ülkenin gerçekleridir.
***
Bir yerlere tesadüfen gelmiş ve bulunduğu görevde ilerlemenin Atatürk ilke ve inkılâplarına saldırmakla mümkün olacağına inanmış bedbahtların bir yerlerine batan marşın özeti, özelliği ve güzelliği budur.
Atatürk sağ olsaydı milli eğitimin bunun gibi eğitimsiz cahillerin eline düştüğüne yanar kahrolurdu.
Ne demiş şair?..
“UTANIN HEY UTANIN // NALET OLSUN SİZE ALKIŞ TUTANIN”