KUYTUL'DAN ÖVGÜLER

Furkan Vakfı'nın Başkanı Alparslan Kuytul'un, devletimiz hakkındaki görüşleri ve FETÖ ile PKK lehindeki beyanları sebebiyle Elazığ'da konferans vermesine göste

KUYTUL'DAN ÖVGÜLER
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Furkan Vakfı’nın Başkanı Alparslan Kuytul’un, devletimiz hakkındaki görüşleri ve FETÖ ile PKK lehindeki beyanları sebebiyle Elazığ’da konferans vermesine gösterdiğimiz  tepki nedeni ile   Hakimiyet Gazetesi olarak doğruların yanında olmaya ve gerçekleri haykırmaya devam edeceğiz.

KUYTUL ELAZIĞ’DAN MEMNUN

Aykırı görüşleri ile öne çıkan, İslam dinini kullanarak devletimizin ve hükümetin icraatlarına keskin eleştiriler getiren Furkancı Alparslan Kuytul, Elazığ konferansına, Hakimiyet Gazetesi’nin uyarılarına rağmen  izin verilmesinden oldukça memnun olmuş.

Kuytul tıpkı Fethullah Gülen gibi gündemdeki konulara direkt kendisi girmiyor ve üst perdeden konuşuyormuş gibi bir algı oluşturuyor. Furkan Vakfı tarafından yayınlanan bir videoda sohbet toplantısı yapan Kuytul’a tıpkı Fetullah Gülen’in şakirtlerinin olduğu gibi bir talebesi, Elazığ konferansına tepkisinden dolayı Hakimiyet Gazetesinin haberlerine tekzip yazısı gönderen Emniyet Müdürlüğü’nün yazısı ile ilgili bir soru soruyor. Kuytul da aldığı bu soru üzerine, epey çalıştığı belli olan cevaplarını döktürüyor.

“EMNİYET'İN ZORUNA GİTMİŞ”

Kuytul, videoda Hakimiyet Gazetesinin kendi aleyhlerine yazdığı ve “İstihbarat Zaafiyeti mi var?” manşetinin Emniyet Müdürlüğünü de rahatsız ettiğini belirterek haberi Emniyet Müdürlüğü'nün mahkemeye taşıdığını ve mahkemenin de emniyeti haklı bularak tekzip yazısının  yazılmasına karar verdiğini gururla anlatıyor.

İZİN ALINMASINA BİLE GEREK YOKMUŞ

Furkancı Kuytul, Emniyet Müdürlüğü’nün mahkemeye yazdığı yazıda kendi konferansları için izin alınmasına bile gerek olmadığını, herkesin istedikleri yer ve zamanda konferans, basın açıklaması ve her türlü etkinlik yapılabileceğini söylemesi ve bunu emniyetin yazısından bizzat alıntı yaparak ifade etmesi akıllara birçok soru getirdi.

HAKİMİYET’İN UYARISI TÜRKİYE GENELİNDE KABUL GÖRDÜ

Hakimiyet Gazetesi’nin iyi niyetli uyarısı her ne kadar Elazığ’da görev yapan idareciler tarafından hangi gerekçe ve saiklerle bilinmez ama pek dikkate alınmasa da yine Kuytul’un kendi ağzından bizzat tek tek saydığı gibi;  İstanbul, Ankara, Kayseri, Konya, Bursa, Kahramanmaraş, Niğde, Adıyaman  illerindeki konferansları, hatta yine kendi ifadesi ile Erzurum ilindeki  kermeslerine bile izin verilmedi.

Alparslan Kuytul’un bu beyanları da gösteriyor ki Hakimiyet’in hassasiyeti Elazığ’da yeterince dikkate alınmamış, özensizlik ve öngörüsüzlük yapılmış, hatta bu hassasiyeti sebebiyle 1. Sulh mahkemesinin duyarlı ve haklı gerekçelerle tekzip talebini  “Haber metninde olası zafiyetlerin sadece Elazığ için ifade edilmediği ve tüm ülke çapında bu konuda duyarlılık gösterilmesi gerektiğini” gerekçesi ile  red etmesine rağmen,  2. Sulh mahkemesinin bir önceki kararı bozup haberi tekzip ettirme kararı verdi ise de ülkenin dört bir yanındaki duyarlı yöneticiler Kuytul’un tüm faaliyetlerini yasakladılar ve izin vermediler.

Valiliklerin sebep olarak ortaya koydukları gerekçelere karşın ilimizdeki yetkililerin “İzin alınmasına dahi gerek yok” türü açıklamaları ve bu beyanların yazılı olduğu resmi belgeden iktibasla Alparslan Kuytul’un bdigerandıra bdigerandıra anlatarak ilimiz yetkililere övgüler dizmesini de sağduyulu kamuoyunun vicdanına bakıyoruz.

MASUM TOPLANTILAR DEĞİL

Furkancı Kuytul’un video konuşmaları dikkatle izlendiğinde kendisinin islami bir cemaat olduğu ve tek hedeflerinin islama hizmet olduğunu ifade etse de hemen her konuşmasında dış politikadan iç siyasete, Ekonomiden, FETÖ operasyonlarına, devletin terörle mücadelesinde attığı adımlardan  Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’a,  halk arasında  yöneticilere karşı kin ve nefret duygularının oluşması konusunda beyanlarda bulunduğu görülecektir.

“HAK YOL, TEK YOL BENİM”

Kendi etrafında bulunan az sayıdaki cemaatini İslami duyarlılık ve hassasiyetleri daha da güçlendirme çalışmaları yapmak yerine her konuşmasında devletin yürütmekte olduğu politikaları tenkit etme  bahanesiyle ciddi eleştiriler getiren Kuytul, bir İslami şahsiyet gibi değil, devleti yönetmeye ve devleti yöneten güçlerle kendini rakip ve alternatif gibi görmesi asıl amacının  ne olduğunu da ortaya koyuyor.

HAKİMİYET KİMİN?

Hakimiyet olarak dikkat çektiğimiz ve ilerde  yaşanacak vahim olaylara şimdiden duyarlı olunmasının ötesinde hiçbir amacı ve gayesi olmayan gazetemiz Hakimiyet’in, sahibinin kim olduğu ve mülkiyetinin kime ait tartışmalarına da açıklık getirmek istiyoruz.

 Bir milli iradeye ve yönetimde farklı güçler ile vesayetçilerin değil halkın kendisinin olduğunu vurgulamak için bir dönem kullandığımız “Hakimiyet milletindir” sloganımız üzerinden sözüm ona İslami terminoloji endişesi ile Furkancıların eleştirilerine muhatap olduğumuzu biliyoruz. Elbette tüm kainatta olduğu gibi hayatın devam ettiği ya da etmediği her mekanda ya da mekansızlıkta yüce Allah’ın hakimiyetine inanıyor ve iman ediyoruz. Kelime oyunları yaparak bizleri Allah’ın hakimiyetinden  azade göstermek kimsenin haddi değildir. Biz mutlak hakimiyetin yüce Allah’ta olduğunu bilir ve iman ederiz. Çok değil birkaç yıl sonra bu vakfın asıl amacının ne olduğunu da gösterecek olan hakim-i mutlak da yüce Allahtır.

İkinci olarak Furkancı Kuytul’un gazetemizin asıl sahibinin Belediye Başkanı olduğuna dair ifadesinden dolayı da kendisinden o çok dile getirdiği İslami tavrı bekliyoruz. Kendisine hoş görünmeye çalışan müritleri tarafından söylenen ve hiçbir gerçekliği olmayan konularda yalan yanlış ifadelerde bulunmasını acziyet olarak görüyoruz. Ve bu konumunu geçmişte Fetullah Gülen’in yaptığı ancak sonuçlarının kendisine döndüğü gibi beddua ederek değil Allah’a havale ederek karşılıyoruz.

Bizlerin Müslümanlığımız ve Allah’ın sıradan bir kulu olmamız dışında hiçbir İslami iddiamız  olmamasına rağmen beddua etmeyi kendimize yakıştıramıyoruz. Kendisinin çok rahat ve çok pervasız bir şekilde gazetemiz başta olmak üzere konferanslarını yasaklayan yerel yetkililer ile bunlara talimat verdiğini söylediği   cumhurbaşkanı ve başbakanı kastederek yaptığı bedduaları da halkımızın takdirine sunuyoruz.

Gazetemizin kurumsal sahibinin kime ait olduğu ve gazetenin sahibi tarafından ifade edildiği “gazetenin asıl sahibi belediye başkanıdır” beyanlarını da yine hocaefendi sıfatıyla ve İslami duyarlılıkla ispata davet ediyoruz. Eğer bunu ispat eder ya da gazetemiz sahibinin beyanlarının doğruluğunu kanıtlarsa (güvenilir bir şahsın şehadetini bile kabul ederiz) biz bir tekzibi de mahkeme kararına istinaden değil kendi irademizle yayınlamaktan asla geri durmayız.

ANKARA’NIN DURUŞU RAHATSIZ ETMİŞ

Furkancı Kuytul’un yeni videosunda dile getirdiği konulardan biri de birçok ildeki konferanslarının iptal edilmesi ve izin verilmemesi. Kuytul, bunu ifade ederken de yine aynı metoduna  müracaat ederek sözüm ona Emniyet içindeki bazı yetkililerin “Neden bu konferanslar iptal ediliyor ki bırakalım düzenlesinler” cümlesini  zikrediyor. Kendisine yaranmak isteyen tiplerin kendi uydurdukları cümleleri emniyetten yetkililerin söylemi gibi yansıtan Kuytul’un bir başka beyanı da illerdeki yasaklamaların Ankara’nın görüş ve talimatı olduğu yönünde.

ELAZIĞ, BU TESBİTİN NERESİNDE

Birçok ilde yasaklama olmasına rağmen ilimizde Kuytul’un konferansına izin verilmesi, bunun yanlışlığına dikkat çeken gazetemize yönelik “kurumların itibarı zedeleniyor” diye dava açılması Elazığ’ın Ankara’nın tavrına göre nerede durduğunu da ortaya koyuyor. Elazığ konferansına izin verildi diye ilgililere övgüler dizen ancak hemen ardından tüm Türkiye sathında konferanslarının iptal edildiğini itiraf eden Kuytul’un beyanının ardından Elazığ’ın bazı hassasiyetler karşısındaki konumu ve yönetimi sorgulanır hale geldi.

Ankara’nın haklı gerekçe ve istihbari özel bilgilerle elde ettiği bulgular ışığında faaliyetlerine izin verilmeyen bir vakfın, ilimizde gördüğü ilgi ve alaka, buna tepki koyan gazete ve derneğin provokatör ilan edilmesi ve her şeyden önemlisi asıl Ankara’nın yanında olması gerekenlerin suskunluğu apayrı bir tartışma ve gündem konusu olmaya devam edecek.

Bu örnek olay karşısında üç maymunu oynayanların devletin ve reisin yanında olma açıklamalarının bir rolden öteye geçemeyecektir.…

HAKİMİYET DEVLETİN VE REİSİN YANINDA

Hangi meziyet ya da meziyetsizlik birilerini bazı konum ve kurumlara yükseltti, hangi duruşunuzla bu rolleri kaptınız bilmiyoruz ama bizler Hakimiyet olarak devletimizin yanında,  devletimizle birlikte ülkemizi, bayrağımızı  ve milli irademizi kurtaran reisimizin yanındayız. Ve biz hep buradayız, burada kalacağız. Çünkü biz bu ülkeyi karşılıksız seviyoruz.