'KARANLIK MAĞARA' LİTERATÜRE KAZANDIRILACAK

Elazığ'ın Keban ilçesinde, yöredeki vatandaşlarca tespit edilen ve 'karanlık mağara' adı verilen mağara literatüre kazandırılacak.

'KARANLIK MAĞARA' LİTERATÜRE KAZANDIRILACAK
TAKİP ET Google News ile Takip Et

İlçeye bağlı Akçetepe köyü mevkisinde bulunan yaklaşık 900 metrekare genişliğinde, 5 metre yüksekliğindeki mağara birbirine ara hollerle bağlı 3 galeriden oluşuyor.

Fırat Havzası Değirmendere Vadisi'ndeki bir dağın yamacında girişi bulunan karstik mağara, sarkıtları, dikitleri, duvar travertenleri ve metrelerce baca şeklindeki oluşumlarıyla yörede ilgi görüyor.

Fırat Üniversitesi İnsani ve Sosyal Bilimler Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Taner Şengün ve Dr. Muzaffer Siler tarafından mağarada inceleme yapıldı.

Akademisyenlerce başlatılan çalışma ile mağaranın önce bilimsel literatüre sonra da turizme kazandırılması hedefleniyor.

 "DOĞU ANADOLU BÖLGESİ'NİN EN BÜYÜK MAĞARASI"

Doç. Dr. Şengün, yaptığı açıklamada, mağaranın bilimsel anlamda yeni keşfedildiğini belirterek, burasının karstik erime sonucu oluştuğunu söyledi.

"Mağara jeolojik oluşumlar ile görsel açıdan fevkalade özelliklere sahip." diyen Şengün, şöyle devam etti:"Köylüler tarafından bilinen ancak bölge ve Türkiye açısından bilinmeyen önemli karstik oluşumlu mağaralardan birini inceleme fırsatı bulduk. Karanlık Mağara Türkiye'de gerçekten özellikli mağaralardan biri olma niteliğinde. Tektonik hatlar üzerindeki hareketler ile karstik kayaçlarının yer altına sızan sularla erimesinin birlikte etkili olduğu Türkiye'nin önemli mağaralarından bir tanesini keşfetmiş bulunuyoruz." 

 BİLİMSEL LİTERATÜRE KAZANDIRILMASI İÇİN ÇALIŞMA BAŞLATILDI 

Şengün, yaptıkları incelemede mağaranın gezilebilir 3 galeriden oluştuğunu ancak içerisinde farklı galerilere açılan uzantıların zamanla kapanmış olabileceği ihtimalinin de bulunduğunu dile getirdi.

Güncel oluşumları devam eden mağaranın bilimsel literatüre bir an önce kazandırılması için gerekli çalışmalara başladıklarını aktaran Şengün, "Coğrafyacılar olarak bu tip mağaraların genel oluşumunu çevresiyle birlikte inceliyoruz. Karanlık mağara karstik erimeye bağlı önemli jeolojik oluşumlardan biri olduğu için coğrafyacıların özellikle öğrencilere gösterebileceği önemli mekanlardan birisi, hem Elazığ hem de Türkiye için. Karanlık mağaranın Türkiye literatürüne girmesi için çeşitli ortamlarda, bilimsel toplantılarda sunumlarını yapacağız, bilimsel makalesini yayınlayacağız ve tanıtacağız." diye konuştu.

"MAĞARA TURİZMİNİN GÖZBEBEĞİ OLACAĞINA İNANIYORUZ"

Dr. Öğr. Üyesi Muzaffer Siler de yöre halkı tarafından bilinen ancak bugüne kadar literatürde yer almamış mağaranın coğrafi anlamda yeni bir keşif olduğunu kaydetti. 

Mağaranın içerisindeki sarkıtlar, dikitler, duvar travertenleri, galeriler, holler, tektonik hareketlerle oluşan baca şeklindeki yapılanmaları ile çok ilginç oluşumlara sahip olduğunu anlatan Siler, "Değirmendere Vadisi'nde bulunan mağara, çevresiyle jeosit bölgesi ilan edilebilecek bir alana sahip. Karanlık mağaranın tanınmasıyla gelecekte doğa ve mağara turizminin Doğu Anadolu Bölgesi'nde gözbebeği olacağına inanıyoruz." ifadelerini kullandı.

Siler, mağaranın Elazığ'a gelen turistlerin uğrayabilecekleri görmesi gereken bir yer olduğunu vurgulayarak şu bilgileri paylaştı:"Yaklaşık 400 metrekarelik bir ana galeri ardından bir o kadar büyüklükte diğer bir galeri ile toplamda iki büyük galeriden oluşuyor. Yan kollarla yaklaşık 900 metrekare büyüklüğünde gezilebilir alanı bulanan bir mağara. Mağaranın kuzey kısmına doğru bir insanın ancak geçebileceği dehlizden üçüncü bir galeriye geçiliyor. Burada tavan yüksekliği 15 metre kadar ve oldukça ilginç bir oluşuma sahip. Köken itibarıyla karstik bir mağara ve Türkiye için önemli bir keşif."  

 "MAĞARANIN TURİZME KAZANDIRILMASINI İSTİYORUZ" 

Akçatepe köyü muhtarı Hasan Basri Özdemir, mağaranın köy halkı tarafından bilindiğini ancak tanıtımı noktasında bugüne kadar bir girişimde bulunulmadığını belirtti. 

Kendisinin bazı girişimlerde bulunduğunu dile getiren Özdemir, "Mağaranın sadece gördüğümüz kısımdan ibaret olmadığını düşünüyoruz. Büyüklerimizin anlattığına göre geçmişte 200-300 metre kadar ileriye gidiliyormuş ve içerisinde su göletleri ile 1-2 metrelik şelaleler varmış. Zamanla buraların kapandığını düşünüyoruz. Yetkililer tarafından yapılacak çalışmalarla mağaranın turizme kazandırılmasının ilimize, bölgemize ve ülkemize faydalı olacağını düşünüyoruz." şeklinde konuştu.