İLK HEDEF TAMAM

Elazığspor, Gaziantep Büyükşehir Belediyespor maçından aldığı bir puanla ligde kalmayı garantileyerek bu sezonki hedefini bir anlamda gerçekleştirmiş oldu

İLK HEDEF TAMAM
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Elazığspor, Gaziantep Büyükşehir Belediyespor maçından aldığı bir puanla ligde kalmayı garantileyerek bu sezonki hedefini bir anlamda gerçekleştirmiş oldu.

Sezon başından beri yaşadığımız binbir sıkıntıya rağmen gelinen bu nokta, sportif derece anlamında göreceli bir başarı sayılabilir. Göreceli diyorum, çünkü ligin ikinci yarısında transfer yapma imkânına kavuşan Elazığspor'un mevcut kadrosu değerlendirildiğinde tablo daha parlak olabilirdi. Bu konuya dair düşünce ve yorumlarımızı sonraki yazılara bırakarak Gaziantep Büyükşehir maçı değerlendirmesine geçelim.

Kadro kalitesi ve ekonomik imkânları göz önüne alındığında ligin önde gelen takımları arasında yer alan, lakin ''takım'' olmayı becerememiş Gaziantep Büyükşehir temsilcisi, son haftalarda aldığı iyi sonuçlarla birlikte motive olmuş bir şekilde çıktı Elazığspor'un karşısına

İlk yarı boyunca gerek alan daraltma, gerekse adam markajı gibi modern futbolun gereklerini elinden geldiğince iyi uygulayan rakip takım, Elazığspor'a istediği oyunu oynama fırsatı vermedi. Hafta içinde idmana çıkmama gibi sinir bozucu bir eylemin içine giren Elazığsporlu futbolcular da ilk yarıda yüksek bir motivasyon ve kazanma arzusu içinde olmadılar. Gol yapabileceğimiz iki pozisyon da sıkıcı geçen maçın renksizliği içinde kaybolup gitti.

İkinci yarıda da benzer bir manzara hakimdi. Elazığspor kenar yönetiminin oyuncu değiştirme hamleleri maçın son dakikalarına denk gelirken, maça sonradan giren oyuncular da maçın görüntüsünü değiştirme ve skor üretme anlamında hiçbir katkı sunamadılar. Zaten oyuncu değişiklikleri de maçın görüntüsünü değiştirmek, skor üretmek amacından ziyade sakatlanmalardan doğan zorunlu değişikliklerdi.

Bayram Bektaş hocanın, oyun şablonu, oyun formatı ve oyuncu değişiklikleri anlamında tutucu ve statik bir anlayışa sahip olduğunu daha önceki yazılarımda zaman zaman belirttim. Bu anlayış, bu maç boyunca da aynen devam etti. Bazı maçlarda oyuncuların bireysel yetenekleriyle ürettikleri skor, hem hocanın hem de takımın şansıydı. Aslına bakarsanız kadrosunda joker nitelikli ve teknik kapasitesi yüksek oyuncular bulunan Elazığspor, alternatifli savunma ve hücum plânları geliştirmeyerek belli bir tarzda oynadı sezon boyunca.

İkinci yarıda biraz daha atak görünsek bile Lanre Kehinde'nin Yossef Yeşilmen'in gönderdiği ve alda at dediği pozisyon dışında ciddi bir hücum varyasyonu içinde olamadık. Koca bir 90 dakika, hem tribündeki seyirciler, hem ekran başında maçı seyredenler hem de saha içindeki oyunun bir parçası olan futbolcular açısından tatsız,tuzsuz ve sıkıcı bir akşamı yaşamamıza sebep oldu. Beraberlikle, iki takım hanesine yazılan 1'er puan Elazığspor açısından ligde kalmanın müjdesi olurken, rakip takım bakımından da gelecek haftalara umut taşıyan bir puan oldu. Çünkü son birkaç haftadır hem tepede hem de dipte ortaya çıkan maç sonuçları bu grupta şampiyonluğun da kümede kalma mücadelesinin son haftalara kadar taşınacağını gösterdi bize.

Elazığspor'un geride kalan üç maçı bir anlamda prestij mücadelesi niteliği taşıyor. Bu maçlarda şu ana kadar süre almamış bazı oyuncuları görme fırsatımız olacak mı bilmem ama gelecek yılın plânlanmasının hem teknik hem de idari anlamda bu hafta itibariyle başlaması gerektiği muhakkak. Bu süreci ve sürece dair görüş ve yorumlarımı siz değerli okurlarla paylaşmaya devam edeceğim.

Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle sevgiyle ve huzurla kalın..