İDEALİST ÖĞRETMEN

İDEALİST ÖĞRETMEN
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Eski Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, eğitimdeki başarısızlığın faturasını öğretmenlere kesmiş. 24 Kasım öğretmenler gününde öncelikle tüm öğretmenlerin gününü bizler de kutluyoruz. Madem bugün öğretmenlerimizin günü bizler de bir perspektif katalım güne ki mana bulsun söyleyeceklerimiz...

Eski Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın, eğitimdeki sorunların başında ‘öğretmenlerin niteliği’ olduğunu söylemesi, “Bu işin düğümlendiği noktaya ise çözüm olarak öğretmen eğitimini sunması "öğretmen" kavramını şöyle bir dokumaya itti bizi.

Öğretmen deyince hemen herkesin aklına ilk etapta kendi hayatında iz bırakan öğretmeni gelir. Her öğrenci gönlüne girmeyi başaran öğretmeni hatırlar ve hayırla yâd eder.

Öğretmen ise evvela öğrencinin gözüne sonrada kalbine girmeyi başarabilendir. Eski Bakan Avcı, öğretmenin niteliği, kişiliğin ve karakterin önemini belirtiyor. Öğretmenlik mesleğinin fedakârca aşkla şevkle yoğrulan, heyecanını yitirmeden azimle gayretle icra edilecek bir müessese olduğunu anlatıyor bizlere.

Teröristler tarafından katledilen Aybüke öğretmenimiz vardı ya hani! İşte gönlündeki iştiyak gerekiyor bu işe!  Onun gibi "Ben öğretmen oldum" diyerek; dünyanın en önemli mertebesine ulaştığını ve yepyeni dünyalar yaratacağının şuuruyla işe başlayan kalplere ihtiyacımız var sanki…

Hakikaten de modern teçhizatlarla dolu bir okulu nihai amacına ulaştıracak yegâne kahraman yalnızca öğretmendir. Ne okul müdürü ne Milli Eğitim Bakanı ne de prosedürler ve yönetmeliklerdir. Okul, okul müdürü, araç gereçler hatta Bakanlar! Gelenler, görenler, gidenler hiç bir kimseler "idealist" bir öğretmenin mesleki aşkı ve ferdi gayretleri ile  başarabileceğini başaramazlar.

İdealist öğretmen, sınıfı sınıf, okul okul, öğrenciyi insan eden yegâne varlıktır. Yirmi öğretmenin olduğu bir okulda bir idealist öğretmenin varlığı dahi yüzlerce hayatı yeniden, yeniden dokur.

Yedi güzel adam dizisini bilenler bilir. Bilmeyenler, öğretmen olanlar ve de olmak isteyenlerin oturup izlemesi hayatî önem taşıyan bir dizi. Oradaki Erdem öğretmeni, Zehra öğretmeni, Cahit Öğretmeni ve Süleyman öğretmeni görmeli, bilmeli tanımalı. Yardımsever, alçakgönüllü, inançlı, merhametli, öğrencileri ile hemhal olabilen, her daim insan odaklı ve hep iyiliğe yönelik öğretmenlere bu işin asıl özü asıl mayasıdır. 

Bizlerin "idealist" öğretmenlere ihtiyacı var. Ancak idealist öğretmenler gönle girmeyi başarır da ondan... Ancak idealist öğretmenler iz bırakır ve o izi takip edecek nesiller oluşturabilir de ondan...

Cengiz Han , " Bir çivi bir nalı, nal bir atı, at bir komutanı, bir komutan orduyu, bir ordu koca bir ülkeyi kurtarır." diyor ya! Bizler de ekliyoruz öğretmenler, bir ülkeyi hatta  cihanı kurtarır!..

Her öğretmen bu denli değerli ve kıymetlidir! İdealist öğretmen olmak da bu işin mükellefiyetidir. Cihanın geleceği bugünün öğretmenine emanettir. Sorumludur her bir dünyanın hayatından. Kendini de yaptığı işi de kıymetli bilip, yüreğini ortaya koymalıdır. 

Karanlığa ışık yakan o olmalıdır. Kibir, ego, enaniyet timsali olamamalıdır. Çok bilen değil çok dirençli, çok sağduyulu, çok insanî olmalıdır.

 Akademilerde yetişen, öğrenmeye açık, çalışkan ve istekli kimseler nitelikli idealist öğretmen yetiştirilmesine vesile olur. Mevcut, KPSS sınavları ve kitabi bilgi sualleri ile mülakattan geçirme yöntemi nitelik katmıyor, katamayacak bu mesleğe. Milli Eğitim Bakanlığı,  ideal öğretmen tiplerini öğretmek yerine  idealist öğretmen yetiştiren ve hatta şu an görevde olan ve kendini yenilemekten uzak, heyecanını ve şevkini yitirmiş öğretmenlerimizi eğitimin o coşkulu sürecine katabilecek reel politikalar üretmelidir.

Söz olsun torba dolsun kabilinden yapılan kurs ve hizmet içi eğitim seminerleri ile yapılacak bir iş de değildir bu. Yeni bir ruh ve heyecana ihtiyacımız var eğitim konusunda.