İNSANLIK ÖLÜM DÖŞEĞİNDE

Son günlerde dünya gündeminde olan haberlere kulak kesildiğimiz zaman insanlığın "erzel-i ömür" safına bardaktan boşalırcasına  katman katman nasıl da yer aldığını malesef ki görüyor, okuyor ve de seyirci kalıyoruz.

Güçlendikten sonra ömrün en zayıf, en sıkıntılı cağı... İnsanlığın can çekiştiği elim vahim olaylar birbiri ardına... 

Nasıl mı? Bilim insanı olup; sonrada bir cani gibi dünya üzerine vahşetler salan, uluslararası alanda ticari bir marka olup yine dünyaya kabus nasıl olunurmuş hunharca gösterilen...

İnsanlık ve tüm insani değerler erzel-i ömründe can çekişiyor dostlar!..

Adrenochrome kullanımının yaygınlaştığını geçmiş̧ günlerde ABD'li bir aktristin gençlik iksirini ekranlardan paylaşmasıyla duymuş ve öğrenmiş̧ olduk hep beraber. 

Adrenochrome, korku ve heyecan sırasında yaşanan adrenalin patlaması ile salgılanıyor. Buna ulaşmak için ise 0-9 yaş aralığındaki çocuklardan dehşet verici yöntemlerle elde ediliyor.

O yöntemlerin içerisinde diri diri çocuğun derisinin yüzülmesi, omurgasının çıkarılması ve daha birçok canice yapılan işlemler var.

Ve dahası o hale getirilen çocukların her bir zerresinden aklın tahammül sınırlarını aşan onlarca can, deri ve insanlığın huzur ve mutluluğu için(?) hasat oluşturuluyor!

AC'nin en bilinen etkisi, kullananı gençleştirmesi ve yaşlanmayı büyük oranda yavaşlatması.

Maddi değerlerle bezenmiş̧ ruhların, yaşamsal bir fırsat olarak gördükleri bu aşağıların aşağısı  olma girişimlerine susmak, sessiz kalmak ve umarsız durmak, zalimlerden olmak demek değil mi? Hatta haksızlık karşısında susmanın karşılığı şeytanileşmek değil mi?

ABD'li Sandra Bullock yaptığı açıklamada kendini aklama gayretleriyle sünnet olan çocukların derisini kullandığını söylemesi; vicdanların yutulmasına sebep mi?

Dünyayı bir grup cani, bir grup psikopat ruh hastası yönetiyor adeta. Kaçırılan kayıp çocuklar, mülteci çocuklar sırra kadem basan milyonlarca çocuklar... Artık topyekun ucuz merhamet tüccarlığından öteye geçmek her birimizin boynunun borcu.

Bugün Amerika’da cereyan eden bu vahşi hadiseler yarın bizlerin de kapısında ve hatta daha yakınında...